Provokasyona geçit vermeyelim

İYİ Parti İstanbul il başkanlığı binasına isabet eden iki kurşun gösterdi ki;

Haberin Devamı

Seçimlere çok keskin bir kamplaşmayla gidiyoruz.

Çünkü..

Olayın hemen ardından muhalefet iktidara ağır suçlamalarla yüklendi.

Ve ardından, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şu açıklamayı yaptı: “Olay bir bekçinin hırsızları kovalarken açtığı ateşten ibarettir.”

Yani bakan, İyi Parti’ye yönelik bir saldırı olmadığını söyledi.

Ama o ana kadar Türkiye’de ciddi bir gerilim oluştu.

Sonuç: Her türlü provokasyona açık bir kamplaşmanın içindeyiz.

Oysa çok iyi biliyoruz ki demokrasi, kurşunların değil, kamplaşmanın değil, fikirlerin ve özgür tercihlerin yarıştığı bir kurumdur.

Türkiye artık geçmişteki o kirli ve habis planlara, senaryolara izin vermeyecek kadar demokrasiyi özümsemiştir.

Sonuçta milletin iradesi galip gelecektir..

Arkadaşlar;

Gerilimi artırıp provokatörlerin ekmeğine yağ sürmeyelim.

Haberin Devamı

Bir kurşundan senaryolar üretip birbirimizi suçlamak yerine, temiz siyasetin olgunluğuyla demokrasiye sarılalım.

İYİ Parti ailesine geçmiş olsun.

KİRACI-EV SAHİBİ KRİZİNDEN MEKTUPLAR

ÜÇ
gündür ev sahibi ile kiracı arasında yaşanan gerilimi yazıyorum.

İki taraf da mağdur.

Örnekler verdim:

KİRACI: “Evin kirasını 3-4 misli artırmak isteyen ev sahibine karşı zor durumda... Evden çıksa yeni ev bulamayacak. Çıkmasa bitmeyen bir dert.”

EV SAHİBİ: “Evini satmak isteyen kişi içeride kiracı varsa satamıyor. Hatta satıştan ‘çık yüzdesi’ isteyen kiracılar bile var.”

ZİNCİRLEME KİLİT: Bir örnek de kiracısını çıkartıp evi sattıktan sonra başka bir ev almayı planlayan ev sahipleri arasında yaşanıyor. Alacağı evde de kiracı var. Yani alacağı evin sahibi de evini satamıyor. Yani tam bir bilmece...

BÜYÜK BİR YARAYA DOKUNDUNUZ

Ben bunları yazınca, “Çok büyük bir yaraya dokundunuz” diyen mesajlar yağmaya başladı.

Anladım ki...

Çok acı var. Çok sıkıntı var. Kiracısı da ev sahibi de dertli...

İşte birkaç örnek:

Sn. Çekirge,

O kadar önemli ve kangren olmuş bir noktaya değinmişsiniz ki, mağdur ev sahibi olarak inanın ben de büyük bir dikkatle yazınızı okudum. Kiradan çıkıp kendi evime geçmek istediğimde, mahkemeler en az 2 yıldan önce geçemezsin diyorlar. Ben de mağdur duruma düşerek daha fazla kira bedeli ödeyip farklı bir eve çıkıyorum. Kiracı da hukuksal süreleri bildiği için 1 ay bile fazladan oturduğunda, kira farkını kendisine kâr sayıp süreci uzatmaya çalışıyor. Bu durumda hem manen hem de madden mağdur duruma düşen ev sahipleri de adalet problemi çözemediği için, kendi adaletlerini sağlamaya çalışıyorlar. Bahsettiğiniz tahliye mafyası yakın zamanda çok popüler olacak gibi. Çoğu ev sahibi veya kiracı ise sinirlerini hâkim olamayarak, başlarına dert açacak gibiler.

Saygılarımla

Yalçın Akdeniz”

Haberin Devamı

UMUDUM KALMADI

Fatih Bey merhaba,

Durum anlattığınızdan da daha vahim. Ben 15 yıldır kiradayım. Ankara’da görev verdiler gittim, sonrasında İstanbul’a dönüş yolu göründü. Aynı sitede 10 ay önce kiraya çıktım. Öncesinde 5000 TL kira veriyordum, 26.000 TL’ye kiraya çıktım. 9 ay oldu, simdi ev sahibi 1 ay önce aradı, ‘Evi satıcam’. Ne artı para alıyorum ne de ev sahibi artı bir teklif yapıyor. Ben ev sahibini mağdur etmemek için 1 aydır ev arıyorum, ben mağdur oldum. En vahimi de şu, ev sahipleri aylık değil yıllık kira istiyorlar. 3 aylık, 6 aylık ödemeyi bile teklif etmiyorlar. Dün 250 bin TL kredi çektim. Ev satın almıyorum, ev kiralıyorum.

Son birkaç aydır ne huzurumuz kaldı ne de geleceğe güvenimiz. Ben şimdiden önümüzdeki senenin yıllık ödemesini nasıl yapacağımı hesap ediyorum. Kimileri evini satıp ya da yıllık kiralamalarla milyonları hesap ediyor. Biz ekmek derdinde, ekmek kavgasında, çoluk çocuk derdindeyiz. Düzgünce, dürüstçe yaşama derdindeyiz. 4 üniversite bitirdim, defalarca bu ülkeye hizmet ettim. Ama artık bu ülkede yaşamaya takatim, gücüm kalmadı inanın.

Saygı ve sevgilerimle

Erkan Terzi”

Haberin Devamı

SİYASİ PARTİLER NE DÜŞÜNÜYOR

Bana mesaj atan değerli okurlar.

Kiracısının da ev sahibinin de derdini elimden geldiğince aktarmaya çalışıyorum.

Bunun gibi daha yüzlerce örnek var.

Bu bir toplumsal kangren halini almış.

Kiracı ayrı dertli, ev sahibi ayrı dertli.

İşte önümüzde seçimler var.

Ben de buradan açık açık yazıyorum.

Siyaset eğer seçmenin derdine çare bulmaksa...

Demokrasi eğer, millet iradesinin tecelli ettiği kurumsa...

Siyaset miletin sıkıntısına köklü çözümler getirmekse...

Bu imar affıyla, vergi affıyla olmuyor.

Köklü çözümleri içeren programlarla oluyor.

Bütün siyasi partilere sesleniyorum.

Eğer çözüm diyorsanız...

İşte size milletin çok büyük bir derdi.

Yazarın Tüm Yazıları