Paylaş
O sohbetten müthiş hikâyeler çıktı.
“Hikâyeler” diyorum, çünkü polis çoğu zaman başarılı ve büyük operasyonlarını sade, düz basın bültenleri ile açıklar.
Bazılarını ise hiç açıklamaz.
Oysa polisin dikkati sayesinde sabahlara kadar süren amansız takipler... Gizli görevler... İstihbarat için kılıktan kılığa girilen oyunlar... Oyunculuklar...
Hiçbir zaman bilemeyeceğimiz gizemli bekleyişler...
Ölümle köşe kapmaca oynanan o riskli operasyonlar...
Gizli kahramanlıklar...
Ve kurtarılan masum hayatlar...
Bütün bunlar “Teröristler şu kadar el yapımı bombayla yakalandı” cümlesiyle anlaşılmıyor elbette.
İşte şimdi o sohbetten süzdüğüm bir hikâyeyi aktarıyorum.
EKİM AYI BAŞLARINDA BİR GECE...
İstanbul polisine ve itfaiyeye aynı anda iki yangın ihbarı birden geliyor.
İlk ihbar Arnavutköy’den.
Ardından Esenyurt’tan benzeri bir ihbar.
Olay yerine giden polis daireye giriyor. Kısa bir araştırma...
Bir gariplik var... Tecrübeli polis memuru durumdan şüpheleniyor.
İtfaiye görevlisi de tuhaf bir durum görüyor.
Evde doğalgaz açık bırakılmış. Yangın başlatılmış. Sanki özellikle bir kundaklama. İzlerin silinmesi için çıkartılmak istenen bir yangın gibi...
Telsizlerden anonslar geçiyor.
Tuhaf olan şu ki...
Arnavutköy’deki evde de, Esenyurt’taki evde de doğalgaz açık bırakılmış.
Görevli polisler, durumu anında terör ve istihbarat dairesine bildiriyorlar.
Uzmanlar geliyor.
İki evde de araştırma yapıyorlar.
Durum gerçekten garip...
Hemen evlerde kimlerin kaldığına bakılıyor.
Çevredeki güvenlik kameraları inceleniyor.
Saatlerce görüntü taranıyor, evlere giren çıkanlar, önüne gelen araçlar, park edip gidenler...
Bütün gece görüntü taranıyor.
Ve... Sabaha doğru bir iz bulunuyor. Görüntü kaydında evin önüne gelen bir minibüs dikkat çekiyor.
Bir terör organizasyonunun bütün izleri görülüyor.
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ekiplere talimat veriyor:
“Pusular atın. Mutlaka bağlantıları bulalım.”
BAYRAMPAŞA’DAKİ ŞÜPHELİ MİNİBÜS
Ertesi gün alarmda olan polis, görüntüdekine benzer bir minibüsün izini buluyor.
Nerede?
Bayrampaşa’da... Çok büyük bir AVM’nin uzağında park etmiş bir minibüs...
Terör istihbarat sessizce minibüsün çevresini kuşatıyor.
Kameralar yerleştiriliyor. Keskin nişancılar yerlerini alıyor.
Bağlantılı sokaklar tutuluyor.
Uzun bir bekleyiş...
Acaba kim gelecek?
Ve...
Bir süre sonra 2 erkek 2 kadın birbirlerini belirli bir mesafeyle takip ederek minibüse doğru geliyorlar.
Tam binerlerken polis kıskıvrak yakalıyor.
SULTANAHMET BENZERİ
Minibüste bir arama...
Onlarca el yapımı bomba çıkıyor.
İlk sorgudan sonra teröristlerin “şeytani planı” çözülüyor.
AVM’nin emanet kasasına birkaç el yapımı bomba yerleştirilmiş.
Diğer katlarda belli yerlere birkaç bomba daha...
Plan da şu...
İçerideki bombalar patlatılacak. Halk panik halinde dışarı kaçacak. Bu sırada ezilmeler yaşanacak.
Ve dışarı çıkanlar bu defa minibüsteki patlamayla karşılaşacak.
Bombalı ceketler... El yapımı bombalar...
Tam bir vahşet hazırlığı...
DEAŞ’ın bir hücresi böylece yakalanıyor.
Sultanahmet’te patlayan bombadan kat kat daha etkili olan bu bombalama olayı son anda engelleniyor.
Bir yangın...
Bir polisin dikkati...
İstanbul emniyetinin titiz çalışması...
29 Ekim günü vahşeti planlayanlar, alçaklığın tarihinde bir katliam daha yapacaklardı.
Ama polis engelledi.
O yangınlara giden dikkatli ve tecrübeli polislere...
Sabahlara kadar görüntü tarayıp o minibüsün izini bulan çocuklara...
Yüzlerce masum insanı kurtaran İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ve ekibine helal olsun.
Adlarını hiçbir zaman öğrenemeyeceğimiz o gizli kahramanlarımıza da selam olsun...
YARIN: EMNİYET MÜDÜRÜNÜN ZOR KARARI YA TAKİP ETTİRECEK YA DA YAKALATACAKTI
Paylaş