Parti kapatma mı?

ANKARA’da parti kapatma tartışmaları yaşanırken ben Muğla’da bir sivil inisiyatifin toplantısındaydım...

Haberin Devamı

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde, bir grup çevreci vatansever Türkiye cennetini nasıl koruyacağımızı konuşuyoruz.
Ne garip...
Çevre Bakanı İdris Güllüce ile başlattığımız bir inisiyatif bu.
Siyaset ötesi bir refleks...
Toplantının konuları, Gökova’dan Fethiye’ye kadar dünya cenneti koylarımızın yönetimi.
Elbette Caretta caretta’ların dünyası İztuzu...
Katı atık kirliliği...
Ve koylarımızı hedef alan betonlaşma...
Vali Amir Çiçek bir çevre gönüllüsü heyecanıyla orada.
Bakan danışmanı Tevfik Göksu master tezini veren bir öğrenci heyecanı ve titizliğiyle not alıyor.
Ben Muğla’da böyle bir toplantıdayken arada internetten haberlere bakıyorum.
Ankara’da tartışma:
‘Parti kapatma....’
Herkes buna karşı olduğunu söylüyor. Ama yine de tartışmanın gündemi bu.
Şaşkınlık verici bir durum. ‘Olmayanı Tartışma Metodu’ bu olsa gerek.
Ve yine büyük bir umutla toplantıya dönüyorum.
Bir kez daha anlıyorum ki, Ankara’dan bakmayınca çok farklı bir Türkiye görünüyor.
Bir çevre danışma kuruluna dönüştüreceğimiz bu toplantıya katılanları tek tek yazmak istiyorum.
Çünkü bu isimlerin çevrecilik tarihinde bir ilki gerçekleştirdiklerine inanıyorum.
Yani devlet ve sivil inisiyatif, arada ‘biber gazı’ olmadan da konuşup sorun çözebiliyor demenin örneğidir bu toplantı.
İztuzu’nun sorumluluğunu alan rektör Prof. Dr. Mansur Harmandar, Can Pulak, Meriç Köyatası, Ali Özkır, Uğur Şeren, ömrünü Caretta caretta’lara adayan Prof. Dr. Yakup Kasa, Harun Güçlüsoy, Tuncay Kuleli, dünya koylar birlik başkanı Galip Gür, çevre savaşçısı Faruk Okuyucu, Prof. Dr. Bayram Akça...
Ve Yılanlı Dağları ve Türkiye’nin şehrinden daha alçakta olan Karabağlar yaylasına doğru muazzam bir manzara...
Rektör yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil’in odasından böyle bir manzaraya bakarak yazıyorum.
Etkileniyorum...

Haberin Devamı



DENİZCİLİK OKULU


Ne gariptir ki...
Gaziantep’teki üniversitede denizcilik okulu var.
Ama Türkiye’nin en uzun sahillerine sahip Muğla’nın üniversitesinde bir denizcilik okulu açılamamış.
2 yıl bürokrasiyle uğraşmışlar, daha yeni açılıyor.
Buna da şükür.
Toplantıya gelince.
-Türkiye’de bölgeler bazında sivil danışma kurulları oluşması öneriliyor.
-Önüne gelen, koya-kıyıya istediği gibi betonu atamayacak...
-Bunun için vatandaşlara internet üzerinden ihbar alternatifi öneriliyor.
Ve kıyıların stratejik haritalaması dahil birçok konu masaya yatırıldı.
Önümüzdeki günlerde rapor haline gelecek bu çalışmalar tamamlanınca daha geniş olarak aktarabileceğim.
Ama asıl önemlisi bu toplantının ortak bir devlet ve sivil inisiyatif olarak yapılabilmesidir.
Ne ilginçtir ki, biz bu toplantıda Türkiye’nin cennet koyları için bir gönül birliği yaşarken, Ankara’dan gerilim haberleri geliyordu.
Ama ben en azından bir gün için o haberleri okumak istemedim.
Onun yerine, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden uçsuz bucaksız yaylaya ve dağlara bakmayı tercih ettim.
Ve işte böyle bir manzaradan bu çevre heyecanını anlatmak istedim.
“Hadi canım sen de!” diyenler olabilir.
Bundan bir şey çıkmaz” diyenler de olabilir.
Olsun...
Eğer bir tek çam ağacını, rant kafalı, beton yürekli katliamcılardan koruyabilirsek...
Bir tek koyu, kıyıyı, denizi, marina bozması saldırganlardan kurtarabilirsek ne mutlu... Çocuklarımıza anlatacak bir vatan sevgisi yaşadık deriz.
Tüm denizcilere, çevrecilere...
Selam olsun...

Yazarın Tüm Yazıları