Ölüm döşeğindeki Hacer’in mucizesi

Geçtiğimiz hafta Ankara’da bir buluşma vardı... Emine Erdoğan Hanım “toprağa iz bırakanlar” başlığıyla “çiftçi kadınlara” destek için bir toplantı organize etmişti. Kazakistan gezisinde üşüttüğüm için o davete katılamamıştım. Ama sonradan öğrendim ki. Emine Hanım Afrika gezilerinden derlediği kitap gibi, bu konuda da insan hikâyelerinden oluşan harika bir kitabı kazandırmış bize. 34 mucize kadının hikâyesi... Buyurun efendim...

1) ÇOCUK GELİN HACER

Hacer bir yörük kızıdır. Hayata dağlarda, çadırlarda başlar. Ailesi arıcıdır. 14 yaşına gelince evlendirilir. 15 yaşında 2 çocuğu olur. Ama eşinden öylesine şiddet görür ki...

Bir defasında hastanelik olur. Ve ertesi gün yemeden içmeden kesilir. Sağlık ocağı doktoru Hacer’i görünce şaşkına döner.

Bir deri bir kemik kalmıştır. 39 kiloya inmiştir. Sonunda yatağa düşer.

İşte o anları Hacer’e sordum. Aynen aktarıyorum:

“Şiddet gördüğüm eşim iki yavrumu alıp gitmişti. Perişandım. Doktorlar bir bağırsak hastalığı teşhis ettiler. Kanser gibi. Acılar içindeydim. Yan odadan annemin sesini duyuyordum. Allah’a dua ediyordu, ‘Allah’ım al kızımı da kurtulsun’ diyordu. Ailem her şeyimizi satmıştı.”

Hacer ölüm döşeğinden sonrasını da şöyle anlatıyor: “Doktorlar bir çare bulamıyordu. Bir ara babam arıcılıkta kendisine yardım eden bir profesöre rastlamış. Hoca, ‘5 yaşındaki tatlı kızın ne yapıyor?’ diye sorumuş. Babam da olayları anlatmış. Hocamız, ‘Bırak kardeşim. Sen arısütünü, propolisi dene. Bak bir de arıcısınız...’ diyor. İşte o sözlerden sonra hayatıma arılar girdi. Önce inandım. ‘Allah’ım kurtulacağım bu illetten. Çocuklarım beni görmeli.’ Eski eşim onlara, ‘Anneniz başkasına kaçtı’ dediği için benimle konuşmuyorlardı. İstanbul’da okuyorlardı...”

Hacer Dündar, Çukurova I. Kadın Zirvesi ve Kadın Başarı Ödülleri’nde yılın kadın üreticisi ödülünü aldı.

2) OKUL KAPISINDA GİZLİ GİZLİ ÇOCUKLARINI SEYRETMİŞ

Hacer o inançla arısütü içmeye başlar. Zorla da olsa azar azar içer. İşte mucize de böyle gerçekleşir.

6 ay sonra Hacer ayaklanır. Yemeğe başlar. Kilo alır. 9 ay sonra hayatı normale dönmüştür.

Sonra Profesör Muhsin Doğaroğlu ile konuşur. Arıcılık kurslarına başlar. Arısütü için kraliçe arının nasıl üretileceğini öğrenir. Sonunda Prof. Doğaroğlu, “Hacer kızım, sen artık oldun. Arısütü üretebilirsin” der... Ve böylece Yörük kızı Hacer...

Eş şiddetinden kurtulan., ölüm döşeğinden dönen Hacer; ona hayat veren arılara tutunur.

Başlar çalışmaya.

Sonrasını şöyle anlatıyor:

“Öylesine inanmıştım ki. Ekibimi kurdum. Üretime başladım. Bu arada aklım çocuklarımda. İstanbul’da gittikleri okulu öğrendim. Fırsat buldukça okulun önüne gidiyor, gizlice onları izliyordum. Okul müdürü çok harika bir insandı. Derdimi anladı. Ve büyük oğlumla ilişki kurdum. Gerçekleri anlattım. Böylece yavrularıma kavuştum. 12 yıl sonra şimdiki eşim Ömer Bey’le tanıştım. Hayatımın ödülüdür Ömer Bey. Kendisine, ‘Ben arılarla hayata tutundum. Bu işi bırakmam’ dedim. O da yurtdışında eğitim almış. Üniversite mezunu kariyeri olan bir insan. Bana, ‘Sonuna kadar seninleyim’ dedi ve böylece birlikte çalışmaya başladık. Bugünlere geldik...”

Yörük kızı Hacer’in “bugünler” dediği...

Artık ödüller sahibi, uluslararası kalitede arısütü üreten butik sahibi bir kadının günleridir.

Helal olsun...

Yörük kızının mucizesine.

FOTOĞRAFA BAKAR MISINIZ

Birisi sırtında, diğeri yanağında iki kuzu...

Hikâyesi resminde var zaten...

Bana söz düşmez...

ASLI’NIN KUŞKONMAZ MUCİZESİ

Aslı Aksoy ODTÜ işletmeyi bitirince her şehir çocuğu gibi bir işe girer. Bir gıda firmasında pazarlama... Ve bir New York gezisinde kuşkonmazla tanışır. Araştırır, inceler. Şehrin keşmekeşinden toprağın kokusuna döner. Şehirdeki 13 yıllık yöneticilik kariyerini bırakır. Muğla’nın Ula’sına yerleşir. Yeşilçam Köyü’nde 2.5 dönüm bir arazide kuşkonmaz yetiştirmeye başlar. Aslı 5 yılda 2.5 dönümden 250 dönüme çıkar. 100 kat artırır üretimi... Sonra da “elibelinde tarım”ı kurar. Aslı’ya “Elibelinde tarım nedir?” diye sorarsanız, işte cevabı:

“Yedi çiftçi kadını, toprağa olan tutkumuzu, yaptığımız işi, işimizi yaparken her sabah kalbimizden geçen dilekleri ifade ediyor...”

Bana sorarsanız, şehirden cesaretle çıkan bir kadının bir başka mucizesidir elibelinde tarım...