Paylaş
Kıyılardaki hayvan ağıllarını “Eskisine uyumlu onarıyorum” diye sahillere malikâneler konduranları da biliyoruz...
Mahkeme kararlarına rağmen bu vurgunda direnenleri tanıyoruz.
Boğaz’da, Bodrum’da, Marmaris’te, Göcek’te, Selimiye’de, Kocabahçe’de kıyılara yapılan kaçak evleri, çıkılan yasak iskeleleri biliyoruz.
Yıkıldıktan sonra yeniden yapanları da görüyoruz... Ama sizin bu yaptığınızı ilk kez görüyorum Elif Hanım...
Duydum ki İzmir Konak’taki Kemeraltı Çarşısı’nda tarihi bir konağı satın almışsınız.
Başkaları bu tür yapıları “tarihi eser kapsamından çıkartmak” için uğraşırken...
Siz satın aldığınız bu konağı tarihi eser olarak tescil ettirmişsiniz.
150 yıllık 3 katlı konak dökülüyormuş. Çürümeler, çökmeler, kapılar, bacalar feciymiş.
Ve siz bu konağı aldıktan sonra tam 6 yıl onarım için uğraşmışsınız...
Konağın gusülhanesini kırıp dökmek yerine orayı tarihi dokusuna uygun bir banyo haline getirmişsiniz.
Hatta...
Gereksiz yere zaman ve para harcayarak, çok özel yerler için 3 boyutlu yazıcı kullanarak parça üretmişsiniz.
Oldu mu bu şimdi Elif Hanım...
3 boyutlu yazıcıyla mimari üretim de nereden çıktı?
Niye bu kadar uğraştınız...
TARİHE SAYGI ÖDÜLÜ
Evet arkadaşlar, yazıya bu girişi özellikle yapıyorum...
Çünkü tarihi ve çevreyi katledenlere karşı yıllardır öylesine mücadele ediyorum ki...
Bugüne kadar, bu yüzden uğramadığım iftira kalmadı. Ama devam ettim...
Ve şimdi...
İzmir’den gelen bu haberi okuyunca dayanamadım.
Haber de şu: “Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Elif Kocabıyık Savasta ve eşi Dr. Daniele Savasta, Konak ilçesi Tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki 150 yıllık konağı satın alıp baştan sona onardı, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Tarihe Saygı’ ödülüne layık görüldü. Kocabıyık, konağın tarihi dokusunu koruduklarını, çürümeyen ya da bozulmayan hiçbir malzemeyi atmadıklarını söyledi.”
Elif Hanım anlatıyor:
“Ben, küçüklüğümden beri hep tarihe ilgi duyan biriydim. Kemeraltı’nda tarihi bir evde yaşama hayalimi gerçeğe dönüştürdüğüm için mutluyum. Elbette konağı onarmak kolay olmadı. Normal bir evde, basit bir tadilat bile çok ciddi zaman alıyor. Tarihi bir yapıda bunu yapmak ise çok daha fazla özen ve vakit gerektiriyor. Yaptığımız tüm çalışmalarda ‘koruma’ anlayışıyla hareket ettik. Çürümemişse ahşabı bile sökmedik. Antika bir ev olsun istemedik, modern dokunuşlar da yaptık. Ancak konağın aslını, yapısını, enerjisini bozacak hiçbir şey yapmadık. Modern katkılarımızı sakin tuttuk, evin eski haliyle yarışmadık...”
Sizi ve eşinizi kutluyorum Elif Hanım...
Tarihe yaşarken de sahip çıkabileceğimizi gösterdiğiniz için alkışlıyorum.
Duydum ki...
Konağın bodrum katını da bir atölye haline getirmişsiniz. Orada tasarım ve mimari öğrencilerine ders verecekmişsiniz.
Sayın Dr. Elif ve Daniele Savasta...
Siz, asıl ve en yaygın dersi...
Tarihe, çevreye ve kıyılara “talan edilecek yer” diye bakanlara vermiş oldunuz.
Bu yüzden de ayrıca alkışlıyorum.
Ve elbette size “18’inci Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülü”nü veren İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni de ayrıca kutluyorum.
Paylaş