Paylaş
Biliyorum ki Türkiye’de acı çeken, şiddete uğrayan kadınların hayatını yazdı...
Yani daha çok bir çığlığı haber yaptı.
Yalnızca şiddet de değil bu...
Tam “seri şiddet”...
“Seri şiddet” diyorum, çünkü o sapık zihniyet durdan sustan anlamıyor.
Gözü dönmüş bir inatla kadını takip ediyor. İz sürüyor, annesinin evine gidiyor, arkadaşının iş yerinde yakalıyor, vuruyor, öldürüyor...
Gülden’in dünkü haberinde de benzeri bir olay vardı.
Koca şiddetinden kaçan C.’yi korumak için devlet ayrı bir kimlik vermiş.
Ancak C., Gülden’e o kimlikle iş bulamadığını söylüyordu...
Sonradan düşündüm de...
Aslında o haberde beni çarpan başka bir şey vardı...
Şiddete uğrayan 32 kadına devlet ayrı kimlik vermiş, geçmişini silmiş...
Yani şu casus filmlerindeki gibi...
Devletin suç çetelerini çökertmek için yardım aldığı tanıkların kimliğini değiştirmesi gibi...
Sıfırdan yeni bir insan yaratması gibi...
Ama bu defa bizde farklı olmuş.
Bana göre bir adım daha ileri gitmişiz.
Herhangi bir suç örgütüne tanıklık etmek için değil, eşinin, sevgilisinin şiddetinden kurtulmak için kimlik değişimi başlatmışız.
Önce bunu kutluyorum.
Ve C.’nin çığlığına gelince...
Diyor ki...
“Beni eşimin şiddetinden kurtarmak için devlet bana yeni bir kimlik verdi. Yeni bir hayat verdi...”
O kadar merak ettim ki bu durumu...
Acaba dünyada hangi ülkeler, şiddete maruz kalan kadınlara böyle bir olanak sağlıyor...
Yeni kimliğiyle yaşayan C. diyor ki...
“Kimliğimi aldım ama iş bulamıyorum...”
Evet çığlık da bu...
Ben bu çığlıkları duyan birisini biliyorum.
Üstelik kulağıyla değil, kalbiyle duyan birisidir o...
Fatma Şahin...
Çığlıkları “kalbiyle duyuyor” diyorum... Çünkü birkaç örneğini bizzat ben yaşadım.
Yazdığım an oradaydı...
Bu yüzden merak ettim, C.’nin iddialarını sordum...
Ve onunla hiçbir zaman bir bakan kimliğiyle değil, hep bir insan kimliğiyle konuştum.
Fatma Şahin dedi ki:
“Bu kimlik değiştirme yasası nasıl çıktı biliyor musunuz? Aslı tanık koruma programıdır. Ve biz bunu çıkarabilmek için İçişleri Bakanlığımızla nasıl çalıştık?... ‘Çok zor oldu’. ‘Tanık koruma’ dediler. Biz de onlara ‘kadın koruma’ dedik, ‘şiddet’ dedik... Öyle geçirdik bu yasayı. Bugüne kadar bırakın yasayı, böyle bir olanak bile yoktu...”
Doğrusu haklı...
Sonradan merak ettim.
O kadınların kimliği değişiyor da hayatı nasıl değişecek?
Aldığım bilgilere göre mesela C.’nin kimliği değiştirildikten sonra çocuğu da özel bir okula yerleştirilmiş...
Bazıları yurtdışına gönderilmiş...
Olsun...
Belki C., şimdi “işsizim” diyebiliyor...
Devlet onu da bulur...
Ama çok daha önemlisi...
Bir devrim olmuş...
“Seri şiddet”e uğrayan 32 kadına yepyeni birer kimlik verilmiş.
Benim bildiğim o kadınlar güçlü olmalı...
O yepyeni kimliklerle kendilerine yepyeni hayatlar kurabilmeli...
O yüzden o kadınlara diyorum ki...
“Bir erkeğin sadist ve ezik kimliği altında ezilmektense, yeni kimliğinle bir hayat kurmak daha onurlu olmalı...”
Hadi C....
Yapabilirsin...
Paylaş