Paylaş
Ben denizleri, sahilleri, ağaçları, gölleri özetle doğayı sormak istiyorum. Çünkü korumak için elimden geleni yapıyorum. O nedenle de bıkmadan usanmadan soruyorum.
İşte Muğla adaylarına soruyorum:
Dünyanın en güzel sahilleri...
Dünyanın en güzel körfezleri...
Dünyanın en güzel denizleri...
Muğla kıyılarından büyük denizlere açılır.
Bu koyların, çam kokulu dağların tarihi hiçbir yerde bulunmaz.
Binlerce yıllık kültürler, milattan önce 3000’lere gider... Karia’dan, Hititler’den Büyük İskender’e... Roma’dan Menteşe Beyliği’ne kadar muazzam bir tarih doğayla denizle kaynaşmıştır.
Likya Yolu’nda yürüyen birisi, asırlık çınarların gölgesinden Ege’nin lacivertine doğru yükselen bembeyaz köpüklü dalgalarını görür.
İşte bunun için Muğla’ya ayrıca önem veriyorum. İşte bunun için Allah’ın bize bahşettiği bu doğaya kim sahip çıkacaksa onu arıyorum. Ve o yüzden de en büyük harflerle soruyorum:
ÇAMURDA BOĞULAN FETHİYE KÖRFEZİ’Nİ KİM KURTARACAK
İşte buna bir cevap arıyorum. Çalış tarafından körfezin girişine doğru basan çamur, derinliği giderek yutuyor. Körfezin deniz dibinde hayat bitti. Ölüm kol geziyor. Ve çamurun yarattığı bu sığlık körfezin girişini kapatıyor.
Ben 10 yıl desem, siz 20 yıl deseniz...
Bu dünya güzeli körfezin denizle bağlantısı böyle giderse kesilecek. Bir “ölü çamur gölü” kalacak.
Ondan sonra ne turizm, ne hayat... Gelecek nesillerin hayatlarından, hayallerinden çalan bir kuşak olarak tarihe “çamurdan lekeli alınlar” bırakacağız.
Ben işte buna cevap arıyorum: İsmet Özel’in dediği gibi “O tamahkâr tüccar” bir türlü doymuyor.
Boğulmak üzere olan o körfeze hâlâ bir marina daha hâlâ kıyıya bir lokanta ya da otel ekleme yarışında.
Yahu kardeşim; ölüyor görmüyor musun?
GÖCEK’İ BOĞAN MARİNALAR NE OLACAK
Türkiye’nin yurtdışındaki bütün turizm fuarlarına bakın. Oradaki afişlere bakın.
Ya Göcek’ten bir hava fotoğrafı. Ya Fethiye Babadağ’dan atlayan bir yamaç paraşütçüsünün Ölüdeniz’e doğru inişini anlatan bir fotoğraf görürsünüz.
Türkiye’nin turizm yüzüdür bu coğrafya.
Bu güzelliklerle, bu denizlerle övünürüz ama...
Bakın Göcek’in haline...
Temmuz ayında kokmaya başlıyor. Deniz dibi bitti. Deniz çayırları öldü.
Bir iç deniz olan bu körfez “koruma alanı” ilan edilse de marinaların ve bağlandığı yerden kıpırdamayan dev yatların kışlama merkezi oldu.
O yüzden soruyorum:
Kim kurtaracak Göcek’i?
Sırada daha Köyceğiz var.
Sonra beton ve rant diyarı Bodrum.
Yangınlardan yeşili gitmiş, karası kalmış bir Marmaris var.
Gözü dönmüş rantçıların saldırısından nasıl koruyacağız?
Bir plan yapılamaz mı?
Evet işte bunları sormak istiyorum adaylarımıza.
Yani demek istiyorum ki arkadaşlar; Bizim denizlerimize, kıyılarımıza, ormanlarımıza...
Kısaca doğal hayatımıza sahip çıkacak bir başkan arıyorum.
O yüzden sorularım var...
Paylaş