Paylaş
Kıyının bir tarafı şöyle der:
“İsrail Yahudi devleti, Müslüman Filistinlilere zulüm etmektedir. Yahudi devleti Gazze kuşatmasıyla Müslümanları açlığa terk etmektedir...”
Öteki taraf şöyle cevap verir:
“İsrailli çocuklar radikal İslamcı intihar bombacılarının korkusuyla büyümektedir. Asıl zulüm budur. Terörist Hamas’ın sivil halkın üzerine gönderdiği roketlerdir asıl zulüm olan..”
Hangi kıyıdan bakarsanız bakın bu ölümlerin, açlığın, sefaletin, işkencenin, dehşetin, açıklaması “inançmış” gibi gösterilir...
Her iki taraf, insan için olan dini, insan ölümlerine gerekçe yapmaktadır...
Her iki taraf da öteki dünyada “cennete gitmek için” bu dünyayı “birbirlerine cehennem” etmektedir.
Bu yüzden taraflardan uzaklaşıp, kıyılara biraz yukarıdan ve daha çok derinden bakınca farklı bir ses yükselir.
Bir başka perde aralanır. Gizli devler, yeraltı imparatorlukları yansır o perdeye.
O perdeye göre mesele din değildir.
Mesele “gizli devler”in, yeraltı imparatorluklarının silaha ve petrole dayalı düzenidir. O gizli devler İsrail’siz bir Ortadoğu’yu istemezler...
İntihar bombacıları onların iştahını kabartır... O gizli devler, Hamas’sız bir Ortadoğu da istemezler. Çünkü dehşeti ve terörü nefretle paketleyip satarlar... Korkuyla beslenirler çünkü... Ve işte Ortadoğu’da yaratılan bu dehşet dengesi, silah ve petrol tüccarları için tarihin en kanlı pazarlama yöntemidir.
İNSANLAR SUSUNCA SİLAHLAR KONUŞUR
İsrail’in geliştirdiği silah teknolojisi ortadadır. Mısır’a, Ürdün’e, Arabistan’a ve emirliklere yapılan silah satışı ortadadır.
Örneğin bazı silahların ve teknolojilerinin Türkiye’ye verilmesi yıllarca ABD Kongresi tarafından yasaklanmıştır.
Ama aynı teknoloji İsrail’de olduğu için Türkiye bu teknolojiyi ve silahları İsrail’den alabilmiştir...
Böylece İsrail için milyarlarca doların da kapısı açılmıştır.
Yani ABD Kongre’de yasaklamakta, İsrail el altından satmaktadır.
Soru şudur:
- ABD demokrasi getirme bahanesiyle Irak’taki Saddam diktatörlüğünü yıkmıştır. Peki aynı demokrasiyi neden Suudi Arabistan, Emirlikler, Ürdün gibi krallıklara yani demokrasi dışı yönetimlere getirmeye çalışmamıştır?
Cevap yine bellidir:
- Çünkü bu diktatörlükler İsrail korkusuyla petrol gelirlerinin büyük bölümünü ABD’li silah tüccarlarına vermektedir. Krallıklarının garantisi ABD’dir... Sigorta ise paylaşılan petrol geliridir.
İşte Filistinli, İsrailli bebelerin üzerinden yıllardır süren milyarlarca dolarlık “kanlı silah pazarı” böyle kurulmuştur.
Belki size basit gelecek...
Belki de dünyaya karşı yumruğunu kaldıran bir öğrencinin “amatör sloganı” gibi gelecek...
Ama ne yazık ki böyle...
Gençken isyan ettiğimiz, yaşlandıkça kabul ettiğimiz acımasız gerçek budur.
Din savaşı bahanedir. Aslolan petrol ve silah ticareti için kurulan kanlı pazardır. İsrail o kanlı pazarın hiç değişmeyen aktörüdür.
Sizce Ortadoğu’daki kan ve ölümle beslenen “gizli devler” bu acılı coğrafyadan vazgeçer mi?
Ortadoğu’da insanlar hastalıklarla kıvranırken Müslüman petrol krallarının, şeyhlerinin lüks içinde yaşaması başka nasıl açıklanabilir...
Altın işlemeli çadırlarda kılınan o namazların, lüks otomobillerin, 60-70 metrelik yatların, özel jetlerin Müslüman kralları ve şeyhleri niye ayakta tutulmaktadır?
İşte bu yüzden diyorum ki petrol ve silah devleri, Ortadoğu’daki bu kanlı pazarı tetikleyen İsrail’in de Hamas’ın da bu tehditkâr varlığından vazgeçemez.
Hamas’ı da onlar besler... İsrail’i de... Afganistan’daki El Kaide’yi de...
Paylaş