Paylaş
Çin’de ilan edilen ’2018 Türkiye turizm yılı’nı yazacağım. Anadolu Ateşi’nin Pekin’deki muhteşem gösterisini yazacağım. İpek Yolu üzerine kurulan ’gönül köprüsü’nü yazacağım ama...
Gündem seçim. O yüzden bir gün erteledim.
Ve dün Şanghay’daki mükemmel geceden sonra ilk kahvaltıda Numan Bey’e Çin’i değil, Ankara’yı sorduk.
Erken seçim...
“Muhalif partilerin bazıları bu sistemden geri dönüşü istiyorlar. Ne dersiniz” dedik...
Numan Kurtulmuş her zamanki sakin üslubuyla cevap verdi:
“Milletimiz daha önce büyük bir katılımla cumhurbaşkanlığı sistemine onay verdi. Şimdi önümüzdeki dönemde siyaset, ‘Biz bu sistemi değiştireceğiz’ üzerinden değil, tam tersine yeni sistemin daha etkin nasıl çalışması gerektiği üzerine olmalı. Bunu yapan partilerin önü açılacaktır. Çıkıp da ‘Hayır biz eskiye döneceğiz’ diyen partilere millet prim vermez. Muhalefet partilerine bir dost tavsiyesi olarak söylüyorum. Kendi menfaatleri açısından eskiyi istemeleri yanlıştır. Eski dönemlere bakın. Koalisyonlardaki büyüme oranı ile tek başına iktidar dönemlerindeki büyüme oranlarına bakın.”
ABD İŞİNE BAKSIN
Kurtulmuş ABD Dışişleri Sözcüsü’nün erken seçim için sarf ettiği, “Endişeliyiz” sözüne de bir cevap verdi: “Bütün seçimlerde katılma oranları yüzde 50’lerde olan ABD’nin kimseye demokrasi dersi vermeye hakkı yoktur. Bizim milletimiz demokrasiye âşık bir millettir. Darbecilere her defasında ders veren bu millete demokrasi dersi vermek kimsenin haddine değildir.”
EĞER BU İDDİALAR DOĞRUYSA
ŞANGHAY’a dönersek... Çin gezisi sırasında rastladığım bir kişi var ki... Hem yarattığı mucize, hem de ortaya koyduğu iddialar etkileyiciydi. Önce o kişinin mucizevi Asya hikâyesi, sonra iddialar...
Şöyle başlıyor...
Yıl 1984. Ahmet, Kapadokya’da 3 eşekle işe başlamış.
Gelen Japon turistlerin eşek üstünde fotoğraflarını çekiyor, turistleri gezdiriyor...
Sonrası için şöyle diyor:
“Baktım turistler bunu seviyor. 24 eşeklik bir filo kurdum. Sonra Japonları çok sevdim; nazik, kibar, saygılı insanlar. Karar verdim. Japonya’ya gidip dillerini öğreneceğim.”
Yıl 1994. Ahmet üniversiteyi kazanmış. Ankara’ya gidip başlayacak ama aklı eşek filosunda.
O an karar verip Japonya’ya gidiyor. Devamı kendi ağzından şöyle:
“Gittim Japonya’ya orada dostlar edindim ve Japon dili üniversitesine girdim. Başladım çalışmaya. DORAK turizm şirketine ofis boy olarak girdim. Bir yandan okuyor bir yandan da şirkette çalışıyordum.”
Sonraki yılların özeti şöyle...
Ahmet çalışırken, DORAK’ta sıkıntı başlıyor ve batıyor. Ahmet gözü karartıp şirketi üzerine alıyor.
Ve 25 yıl sonra... Ahmet Çin’de yarattığı o mucizenin sahibi.
Dorak Turizm’in patronu Ahmet Serdar Körükçü, 2 eşekle başladığı turizm işinde...
Şu anda Asya’da 12 ülkeden yaklaşık 500 bin turisti Türkiye’ye getiriyor.
Yıllık cirosu 300 milyon dolar.
Yanında 3 bin kişi çalışıyor.
Türkiye’de 12 oteli var, 7 restoranı, 4 balon şirketi. 13 balonu da kiralamış durumda. 250 otobüsü var.
Diyor ki:
“Eşek filosuyla başladım. Şimdi uçak filosu peşindeyim!”
Bireyin mucizesi değildir de nedir bu?
Artık, Amerika değil, Asya fırsatlar diyarıdır.
İDDİALARA GELİNCE
Ahmet Körükçü’yle yaptığımız sohbet şöyle gelişti:
“Şu anda en büyük sıkıntımız, bu sene getireceğimiz turistlere müze bileti bulamamak.“
- Niye?
“Çünkü Başaran Ulusoy yönetimindeki TURSAB, müze bileti vereceğim diye bütün acentelerden para topladı. Tabii herkes çek verdi. TURSAB o çekleri bankalara bozdurmuş. Biz şimdi paramızın karşılığında müze bileti istiyoruz, yok diyorlar. Bankalar da çeki tahsil ekmek için acentelerin üzerine geliyor. İnanılmaz bir durum”
- Nasıl olabilir böyle bir şey?
“Acentalar çok zor durumda. Müze bileti bulamadığına mı yansın, bankaların üzerine gelmesine mi? İşte ben... TURSAB’a 3 milyon dolarlık çek verdim. Şimdi bilet alamıyorum.”
Ahmet Körükçü o kadar açık ve net konuşuyor ki...
İddialar ağır.
Peki ne olacak?
Bu konuyu dönüş yolunda Bakan Kurtulmuş’la konuşacağız.
Çin gezisinin detaylarıysa pazar günü...
Paylaş