Paylaş
Dün içimi umutla ısıtan ve dahası bir yıldız gibi parlayan şu haberi buluyorum:
“Nükleer mühendislik alanında yüksek öğrenim görmek, bize dünyanın en çok talep gören ve yüksek teknolojiye sahip sektörlerinden birine girme fırsatı veren profesyonel bir yolculuğun sadece başlangıcı.”
Türkiye’nin yeni nesil nükleer mühendislerinin ilk sesidir bu.
İlk heyecanı. İlk hayali.
Peki kim bu genç?
Akkuyu Nükleer Santralı’nın reaktör kontrol uzmanı. Genç nükleer mühendisimiz Emre Yarar.
Haber şöyle gelişiyor:
“Rusya’daki Ulusal Araştırma Nükleer Üniversitesi’ne nükleer ve ilgili konularda yüksek lisans öğrencisi alınacak.”
Bu haber üzerine bir araştırma yapıyorum.
Türkiye’de elbette nükleer ve benzeri alanlarda eğitim veriliyor.
Ancak buradaki en önemli şey;
Bu eğitimi alan gençler çalışacak bir nükleer tesis bulamıyorlardı.
Bu yüzden de imkânını bulan yurtdışına gidiyordu.
İşte Akkuyu’daki bu uygulamayla genç mühendisler mezun olduktan sonra çalışacak bir tesis bulmuş oluyorlar.
Dahası staj evrelerini uygulamalı tamamlıyorlar.
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Anastasia Zoteeva, bu önemli gelişmeyi şöyle özetliyor:
“Şu anda Türkiye’nin ilk nükleer santralının şantiyesinde, Rusya’nın prestijli üniversitelerinden farklı yıllarda nükleer ve ilgili alanlarda mezun olmuş 319 genç Türk mühendis çalışıyor. Mühendisler, ülkelerinde ileri nükleer enerji teknolojileri nesilden nesle aktaracak öncüler olacaklar.”
NÜKLEER ENERJİNİN ÖNCÜLERİ
Genel müdür Zoteeva’nın bu sözleri tarihi açıdan çok değerlidir.
Nitekim nükleer santralde çalışan ve öncülerden birisi olan Emre şöyle diyor:
“Nükleer mühendis olmak için Rusya’da birkaç yıl eğitim aldım. Eğitimimden sonra bilgilerimi burada, Akkuyu NGS projesinde uyguluyorum ve Türkiye’de yeni bir endüstrinin yaratılmasına katılıyorum.”
Geleceğin stratejik alanlarında yetişen genç mühendisleri, bilim insanlarını her defasında, yazıyorum. Savunma sanayisinde, bilişim sektöründe, yapay zekada parlayan gençlerimizi alkışlıyorum.
Çünkü biliyoruz ki önümüzdeki yüzyıl için başka çıkış yok. Bu aslında Türkiye için çok anlamlı bir başarı. Düşünsenize;
Rusya’nın, Kırım ve Ukrayna’daki bazı toprakları işgaliyle başlayan kriz ve ardından gelen savaşta, Türkiye her defasında Ukrayna’nın işgalini kınıyor. Kırım’ın işgalini kınıyor. Ukrayna’ya destek veriyor.
Ama bir yandan da Rusya ile ilişkilerini samimi bir çizgide koruyor.
Bu öyle kolay bir diplomasi değildir.
TÜRKİYE’NİN KARA DELİKLERİ
Enerji açığı demişken genç mühendislerin önemini anlatan şu tespiti yapmalıyım.
Türkiye bütçesini tıkayan, nefes aldırtmayan, borç içinde bırakan 3 temel “kara delik” vardır.
Enerji giderleri.
Savunma giderleri.
Sağlık giderleri.
ENERJİ: Nükleer santraller kendi mühendislerimizle çoğaldıkça enerji giderleri düşecektir. O kara delik daha da küçülecektir. Bütün bunlara Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de aranmakta olan ve bulunan hidro karbon faktörünü ekleyin.
SAVUNMA: Türkiye bütçesinin en büyük kara deliklerinden biriydi. Ancak savunma sanayisinde son 20 yılda öyle hızlı gelişmeler oldu ki. Dışa bağımlılığımız ciddi şekilde azaldı. Kendi mühendis ve işçilerimizle gemilerden, denizaltılardan, SİHA’lardan tanklara ve hatta savaş uçaklarına kadar üretime başladık. Yerli ve milli devrim sayesinde savunma sanayisinde bağımlılık oranımız yüzde 90’lardan yüzde 20’lere düşmüş durumda..
SAĞLIK: Ne yazık ki bu kara delik hâlâ Türkiye bütçesini zorluyor. İthal ilaçlar ve cihazlar ekonomiyi yoruyor. Dahası dövizle alınan bazı ilaçlar artık çok zor bulunuyor. Sağlık harcamalarının oluşturduğu bu kara delik için de mutlak bir şeyler yapılmalı.
29 EKİM 2024
Akkuyu’da görev yapan 319 genç mühendisimiz Türkiye’nin enerji güvenliği ve geleceğinde birer öncü olacaklar. Bu sayı her geçen dönem artacak. Ardından Sinop Nükleer Santralı geliyor. Mühendis sayısı 600’leri bulacak. 2024’ün 29 Ekim günü ilk nükleer santralın ilk ünitesi devreye alınacak. O gün Cumhuriyet Bayramımızla birlikte çifte bayram yaşayacağız.
Şimdiden hayırlı olsun.
Genç ve öncü mühendislerimize başarılar diliyorum.
Paylaş