Ne demek sahipsiz

Yazmasam içim yanacak.

Şehit ve gazi aileleri adına umarım bir çözüm bulunur diye yazıyorum.

Fatih Bayhan aradı...



Fatih gazeteciliği derinlemesine yaşar, doğru bildiğinden de çekinmez.

Araştırır, sorar sorgular. Kalemi vicdanında serpilir.

Allah rahmet eylesin bir şehit vermişler.

Adı Duyal Ceylan. 21 yaşında...

Fatih yeğeninin  yaralanmasını, gaziliğini ve şahadetini yaşamış.

İlk sözü şu oldu:

“Fatih Ağabey biz bir şehit verdik. Ama gördüklerim bana yetti. Bari bir vesile olsun da bu sistemdeki eksiklik düzelsin...”

Ve sonra anlatmaya başladı.

Yeğeni Duyal Ceylan Şırnak’a gönüllü gitmiş.

Mayın arama timine vermişler.

Ve 15 gün önce elindeki mayın tarama cihazıyla arazi tararken mayın patlamış.

Yüzünün yarısı yok. Tek gözü gitmiş. Ağır yaralı olarak önce Siirt Askeri Hastanesi’ne, sonra bir askeri uçakla hemen Ankara GATA’ya sevk etmişler.

Bir albay aramış:

“Çocuğunuz Gazi oldu!”

Duyal Mersinli...

Tabii Duyal’ın anası-babası, yakınları hemen Fatih’i arıyorlar.

Ne yapacaklar, nasıl gelecekler.

Fatih yardımcı olup organize ediyor.

Aile Mersin’den geliyor.

Ama Duyal tam 14 gün GATA’da yoğun bakımda yatıyor.

Yaşayacak mı ölecek mi belli değil.

Bu arada aileyi devlet adına arayan yok.

Yani gazi Duyal, GATA’da yatıyor ama gelen ailesi nerede kalacak, nasıl gelecek. GATA’nın adresi nedir, söyleyen yok.

Düşünün ki Denizli Çivril’den ya da Anadolu’nun bir köyünden bir evlat, gazi olup Ankara GATA’ya geliyor...

Peki o aile nasıl Ankara’ya gelecek.

Ekonomik gücü yeterli mi?

Garibanın ailesi yol iz bilir mi? Nasıl gelecek?  Nerede kalacak? Soran var mı?

İşte Fatih bunu görmüş.

O nedenle soruyor:

- Ekonomik gücü olmayan aileler gazilerini görmek için Ankara GATA’ya nasıl gelecek?

- Ankara’da nerede kalacak?

Belli ki bu konuda bir sistem yok.

Dahası var.

Fatih bir başka acı gerçeği daha görmüş.

Acil servise gelen gazilerin aileleri Ankara’ya o anda gelemediği için kayıt defterinde isimlerinin bulunduğu yere ne yazılıyor?

“Sahipsiz.”�

İnanamadım.

Ne demek “sahipsiz”.

Çok acıttı beni bu ibare.

“Sahipsiz” ne demek.

O nedenle mutlak bir bürokratik sorun vardır diye düşündüm.

Gazi gelmiş. Doktor sorar:

- Yakını var mı?

- Yok.

- Yazın. Sahipsiz...

İşte bürokrasi budur.

Başka türlüsü olamaz diye düşünüyorum.

Çünkü bu devlet buna izin vermez.�

Tamam, gazi hastaneye yatarken elbette yanında ailesi olamaz.

O nedenle böyle bir “sahipsiz” ibaresi konulmuş olabilir.

Ama şunu da düşünmek gerekmez mi?

Ya bir başka gazinin de ailesi gelip Fatih Bayhan gibi o “sahipsiz” ibaresini görürse, bu nasıl bir psikolojik travma olur?

Daha acı bir soru var:

Fatih bir de şehitleri için cuma günü GATA’nın mescidinde namaz kılmış.

Ama bakmış mescidin kapısında bir kadın, kucağında çocuk, dileniyor.

Doğrusu o kadının neden dilendiğini benim buraya yazmaya yüreğim el vermiyor. İsteyen Fatih Bayhan’ı arayıp sorsun.

Mesele acılar üzerinden bir başka acı yaratmak değil.

Devlet bu ayıplı görüntüyü temizleyip bir sistem geliştirsin.

Umarım Duyal kardeşimin şahadeti buna vesile olur.

Allah rahmet eylesin ...