Paylaş
Tam anlamıyla paranoyak olduk.
Kendisini bir kampın menfaat ateşine bağlamış bütün gözlerin, kulakların, dillerin, kalemlerin uzağında...
Peki ben ne yapıyorum?
Tek çare olarak...
Aklın sesini, kalbin temizliğini, adaletin ışığını arıyorum.
Ve soruyorum:
Bulan var mı?
Her şeyden şüpheleniyoruz.
Kimse kimseye inanmıyor.
Komplo teorileri, pusular, tuzaklar üst üste biniyor...
Bir güç sanki diğerini güç duruma düşürmek için sürekli ötekini kolluyor.
Biri biterken öteki başlıyor.
TIR MI SIR MI?
İşte Hatay’daki TIR..
İddiaya göre o TIR, MİT organizasyonuyla Suriye’ye silah taşıyor.
Ama karşı iddiaya göre, o ana kadar benzeri TIR’lar geçerken.
Aniden bir polis baskınıyla TIR özellikle deşifre ediliyor.
Amaç hükümeti güç durumda bırakmak.
Sonra o polisler görevden alınıyor.
Vali, savcının arama emrini uygulattırmıyor.
Yürütme yargıyı dinlemiyor.
Nasıl bir tablodur bu?...
Başbakan “devletin içiande bir çete” var diyor...
Üstelik o çetenin polis ve savcı içinde olduğunu söylüyor.
Savcılar, yargıçlar, polisler bir kuşku bulutuyla kuşatılıyor.
Yasama nerede başlıyor, yargı nerede bitiyor, yürütme nerede duruyor?
Belli değil...
Öyle bir gürültü var ki...
Ağzını açan ateş püskürüyor.
İÇİM ACIYOR
Her sabah bir büyük olayın korkusuyla uyanıyoruz.
Acaba şimdi ne olacak?
Kimin canı yanacak?
Kime ne tür bir suçlama yapılacak?
Ve işte böylece...
Bu güzelim ülke iki tarafından öylesine çekiliyor, kanırtılıyor ki...
Vicdanların tam ortasında kan revan içinde kalıyor.
TEK ÇARE
Devlet içindeki bu krizle milyarlarca dolar buhar olurken...
Benim önümde tek çare duruyor.
Parlamento...
O yüzden diyorum ki, eğer devlet içinde bir çete bilgisi varsa. Belgesi, ispatı varsa...
Hükümet bunu Meclis’e getirmeli...
Çünkü iddia çok ağır. Çok vahim.
Polisten, savcıdan, yargıçtan çete olur mu?
Örgüt olur mu?
Şimdi diyeceksiniz ki, genelkurmay başkanından “örgüt üyesi” olursa, bu da olur...
ÇÖZÜM YİNE SİYASET OLMALI
Kim ne derse desin...
Çözüm yeri yine siyaset olmalı.
Çözüm yeri demokrasidir.
Yoksa herkes birbirini suçlayacak.
Atılan çamurlar, suçlamalar gökyüzünü kaplayacak.
Kararacağız... Kararacağız... Kararacağız...
O yüzden Meclis diyorum...
O yüzden muhalefetin de ciddi olarak bunu sorgulayıp dinlemesi gerektiğini söylüyorum.
Gerekirse gizli oturum olsun...
SİZCE BURASI NERESİ?
DEVLETİN derinlerinde böyle bir kavga yaşanıyor.
Peki ya halkın derinlerinde ne oluyor?
İşte size bir fotoğraf...
Devletin zirvelerinde ne zaman böyle kavgalar koparsa...
Bilin ki halkın acıları duyulmaz olur.
Devlet sağırlaşır. Kavganın gürültüsünden, hayatın gerçeği görünmez olur...
İşte bu fotoğrafı, hayatın tam içinden, halkın derinlerinden seçtim.
Mardin Nusaybin Devlet Hastanesi’nin doğum bölümünün koridorudur burası...
Sabahın köründe kalkıp köyünden gelen ve saatlerce sıra bekleyen kadınlar...
Ve fedakâr doktor kardeşim.
Bir günde 150 hastaya bakmak zorunda...
Halkın derinlerinden gelen bu çileyi gören var mı?
Paylaş