Ürkek tavşan gibi olmayan bir yıl. Bu toprakların üzerinde “senin-benim” diye tepinenlerin, yerini “bizim” diyenlere bırakacağı bir yıl. Devlet adamlarının bir beldenin adını şirin görünmek için değil, gerçekten özgürlüğe inandıkları için yerel dille söyleyebildikleri bir yıl. Türk’üm diyenle Kürt’üm diyenin birbirinin dilinden, sesinden, alfabesinden, kültüründen korkmadığı bir yıl. Mustafa Balbay’ın kızına bir kitap alıp akşam ona okuyabildiği bir yıl. Tutukluk süresinin cezaya dönüşmediği bir yıl. Arkadaşım Cezo’nun Van’a gidip Ahtamar Kilisesi’nde özgürce ibadet edebileceği bir yıl. Türk olduğunu söylemenin faşistlik olmadığının anlaşıldığı bir yıl. Demokratik özerklik dahil, her türlü tabunun şiddete dönüşmeden özgürce tartışılabildiği bir yıl. AK Parti’nin İzmir’le uğraşmadığı bir yıl. CHP’nin İzmir’i cepteki bir oy deposu gibi görmediği bir yıl YÖK’ün kaldırıldığı bir yıl. Askerin siyasete karışmadığı, siyasetçinin de asker üzerinden demokratçılık oynamadığı bir yıl. İçişleri Bakanı’nın polis raporlarını dinlediği kadar öğrencileri de dinleyeceği bir yıl. Minik kedilerin, ana kuzusu köpeklerin evcil hayvan dükkânlarındaki köle ticaretine son verildiği, anne sütünden kesilip katledilmediği bir yıl. Silahın yerini siyasete, polisiye çözümlerin yerini siyasi çözümlere bırakacağı bir yıl. Seçimleri kazananın kaybedene saygı göstereceği bir yıl. Diyarbakır’daki manavın “Domates 4 lira” diye Kürtçe etiket koyabileceği bir yıl. Makamlarına gelen engelli vatandaşlarımıza merdiven çıkaran Manisa ve Diyarbakır valilerinin özür dilediği bir yıl Şehitsiz bir yıl. Recep İvedik’in daha fazla düşmeden son bulacağı bir yıl. Feci şekilde çarpılacağımız, ağlayacağımız, kahkahalara boğulacağımız filmlerle dolu bir yıl. Sahnedeki Cem Yılmaz’la dolu bir yıl. Zayıflarsa beyaz da giyebileceği bir yıl. Hayatla kendimiz arasına kurduğumuz bütün köprüleri havaya uçurabilecek birkaç şairin daha çıkacağı bir yıl. Küçük İskender’in Hürriyet.com’da yazacağı bir yıl. Orhan Pamuk’un Nobel’in büyüsünden kurtulduğu bir yıl. Her görüldüğü yerde baraj yapılan nehirlerin kurtarıldığı bir yıl. Göcek Körfezi’ne dev tekneleriyle gelenlerin alınmadığı bir yıl Eş durumundan ıstırap çeken öğretmenlerin kadrolandığı, ayrılıkların bittiği bir yıl. TKP’nin kendini daha iyi anlatabildiği, MHP’nin Kürt sorununu daha iyi anlayabildiği bir yıl. AK Parti’nin ve CHP’nin çözüm için korkusuzca proje üretebildiği bir yıl. Sivil cesaretin yükseldiği bir yıl. Öteki dünya için bu dünyayı cehenneme çeviren fanatiklerin bizden uzaklaştığı bir yıl. Oğlum Kuzey’in uluslararası tenis turnuvalarında şampiyon olduğu bir yıl. Kızım Eylül için Onur’lu bir yıl. Sigarayı bırakanların başlayanlardan çok daha fazla olduğu bir yıl. Âşıkların bir parkta, el ele rahatça dolaşabileceği bir yıl. Üniversite rektörlerinin iktidar önünde hazır ola geçmediği bir yıl. Ve annemi daha çok görebileceğim bir yıl... Merhaba 2011.. Mutlu yıllar...