Paylaş
WhatsApp’tan.
Korkmaz Karaca bir turizmci. Bir havayolu şirketinin icra kurulu üyesi.
Ama her şeyden önce...
Türkiye diye yatıyor, Türkiye diye kalkıyor.
Önceki hafta eşiyle birlikte Karaman’a gidiyorlar.
Mevlânâ Hazretleri’nin annesi hanımefendinin türbesini ziyaret ediyorlar.
Korkmaz türbeye girdikten sonra bir fotoğraf çekiyor.
Türbenin başındaki o eski otobüs terminallerindeki ışıklı tabelaya benzer kadranı görünce...
O kadar üzülüyor ki.
Fotoğrafı hem Turizm Bakanı Nabi Avcı’ya.
Hem de yakın dostu AK Partili eski Turizm Bakanı Mahir Ünal’a geçiyor.
Diyor ki...
“Yollar yapılıyor, dünyanın en büyük köprüleri kuruluyor. Ama şuraya bakar mısınız? Mevlânâ gibi bir büyüğümüzün annesinin türbesi... Ama başındaki şu tabelaya bakar mısınız? Estetik, duygu nerede?”
Fotoğraf türbede namaz saatlerini gösteren ışıklı bir tabela..
O manevi atmosferi alıp götürüyor.
Peki sonra ne mi oluyor?
Aradan üç gün geçiyor.
Mahir Ünal Bey, Korkmaz Karaca’ya bir fotoğraf gönderiyor.
“Haklısın, durumu ilettim, gereği yapıldı.”
O eski otobüs terminallerini andıran ışıklı tabela türbeden kaldırılmış.
Duvar tertemiz boyanmış.
Manevi atmosfer yerine gelmiş.
Bu olayı niye aktarıyorum?
Birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var demek için.
Estetiğin önemini anlatmak için.
İktidar dediğimiz gücün, gelen haklı eleştirileri alıp gereğini yapabilme makamı olduğunu hatırlatmak için.
Ve en önemlisi...
Herkesi kucaklayacak bir siyaset anlayışının ancak birbirini anlamak ve dinlemekle mümkün olabileceğini göstermek için.
Ne ilginç değil mi?
Herkesi kucaklamaya örnek olsun diye...
Yine bir Mevlânâ türbesi nasip oldu bize.
Paylaş