Meleklere veda

ANNEMİ kaybettim.

Haberin Devamı

İçimden bir melek koptu.

 

Ablamı kaybettim.


İçimden bir ses koptu.


Ve anladım ki...


Bazı sessizlikler vardır.


En yüksek sesten bile daha etkilidir.


Gülseren Özdemir işte öyle bir sessizlikti...


Bir melek sessizliği...


Kaybettik...


Yıllarımız geçti...


Mesela bir Siirt gezisi...


Can dostum Nihat Özdemir’le sokaklarda yürürken yanımıza gelen beli bükük o babayı hiç unutmam.


Hemen yanımızda sohbetinden zevk aldığım sevgili dost Ethem Sancak...


O beli bükük baba...


Yolumuzu kesip şöyle demişti:


“Canım abim, Nihat abim, Gülseren ablamın sayesinde kızım şimdi yürüyor.”


Dedim ya...


Sessizliği sesinden büyük bir melekti Gülseren.


Abla yarısıydı.


İşte dün Ankara’da böyle bir vedaya tanık oldum.


Bütün protokollerin ve zenginliklerin ötesinde...

Haberin Devamı


Bir üniversite hocası olarak ticarete atıldılar...


Meşakkatli yıllar... Ağır rekabet... İhale savaşları...


Ortağı Sezai Bacaksız’ın uğradığı haksızlıklar...


Gülseren gece yarılarına kadar şantiyede biricik aşkı Nihat’ı beklemişti.


Nasıl telaşlı yıllar. Acaba batar mıyız diye geçen korku dolu gençlik geceleri...


Aradan yıllar geçti...


Şimdi kırk bini aşkın çalışanıyla bir büyük holdinge dönüştüler...


Ama Gülseren, ilk günkü tertemiz halini hiç bırakmadı.


Bir melek sessizliğiyle yaşadı.


Ve öyle veda etti.


En önemlisi... Dün baktım onun cenaze töreninde bir Türkiye vardı...


Bir Anadolu vardı.


Başkan Aziz Yıldırım’la otururken hemen karşımda Siirt’teki barajdan bir mühendis, Eskişehir’den bir başkan...


Karşımda iki general...


Diyarbakır’dan bir esnaf, İstanbul’dan bir büyük işadamı oturuyordu.


Az ileride bir kadın sessizce ağlıyordu.


Mevlüdenin yanında bir garip... Elini öpmek için hafifçe eğilerek gelen Urfalı kardeşe sarılması...


Tam bir “Anadolu terkibidir” bu...


Ankara’nın yaşlısı genci oradaydı.


Aslına bakarsanız üç gün önce sevgili Banu Yentür’e benzeri bir şey söylemiştim.


Banu, Caroline Koç’la ortaklıktan öte bir arkadaştır.


Sevgili dostum Mustafa Koç vefat ettiğinde Banu’ya şöyle demiştim:


“Ardında Caroline gibi bir melek bıraktı.”


İşte bizim ülkemiz budur.

Haberin Devamı


Melekler üzerinde yükselir...


Vehbi Koç Türkiye’nin bir ucundan tuttuysa, Sevgili Nihat ve Gülseren de öteki ucundan tutmuştur.


Dün akşam saatlerinde mevlit okunurken...


Gülseren’le birlikte kaybettiğimiz bütün annelere kalpten Fatiha yüklü selamlar gönderdik.


Nur içinde yatsınlar...


ANKARA YİNE ANKARA


Gazetecilik bu ya...


Yine dayanamadım, Ankara’da kulisleri zorladım.


Mülteci krizinden Avrupa Birliği’ne, Kamışlı’daki Rus askerlerinden İran’a kadar birçok detay var. Önümüzdeki günlerde aktaracağım.

Yazarın Tüm Yazıları