Masanın akıl karıştıran sorularına cevaplar

Sırasıyla cevaplamaya çalışıyorum:

MASADA NE OLDU: Kılıçdaroğlu bugüne kadar Akşener’le yaptığı ikili toplantılar dahil hiçbir ortamda adaylığını açıklamamıştı. Dahası “Genel başkanlar aday olmasın” demişti. Ancak son toplantıda DP Lideri “Bizim adayımız Kılıçdaroğlu” diyor. Akşener diğer liderlere dönüyor ve onlar da “Evet” diyor. Bunun üzerine Akşener, “Bizim bu konuda endişelerimiz var. Gelin anketler yapalım ve milletin iradesini görelim” karşılığını veriyor. Akşener’in bu teklifi için aldığı cevap ise şu: “O zaman biz 5’li imzayla Kılıçdaroğlu’nu açıklarız.” İşte “masadan itilme” hikâyesinin özü budur. Dahası diğer 5 parti liderinin Akşener’den gizlice anlaştığı kuşkusu da burada doğuyor.

İMZALANAN METNİN ANLAMI NEDİR: Akşener masadan kalkma eğilimi gösterince Ali Babacan müdahale ediyor. Ve parti organlarında değerlendirme yapmak üzere mutabakat metni imzalanıyor. Burada amaç zaman kazanmak. Çünkü ortada bir kriz var. Masanın iki büyük partisi anlaşamamış durumda. Acaba üçüncü bir yol bulunabilir mi diye bu mutabakat metni ortaya konuluyor. Ancak Kılıçdaroğlu geri adım atmayınca Akşener partisinin yetkili organından gelen “Kılıçdaroğlu aday olmasın” kararına uyuyor.

BAŞKANLARA ÇAĞRI HAKLI MI: Meral Akşener’in CHP Genel Başkanı varken, onun belediye başkanlarını önermesi normal mi?

Cevap: Dikkat ettim, CHP’ye yakın isimler bu konuda Akşener’e çok ağır eleştiriler yapıyor. Ama hatırlanması gereken bir de durum var. Unutulmasın ki, Ankara, İstanbul, Adana ve Antalya gibi birçok ilde CHP’li başkanların kazanmasında İYİ Parti’nin önemli katkısı vardır. Ayrıca o başkanlar “Millet İttifakı”nın adaylarıydı... 6’lı Masa herkesin dilediği adayı önermesi için kurulduğuna göre bunda bir gariplik yoktur... Dolayısıyla Akşener’in bu başkanları aday göstermesi doğaldır. Ancak masadan ayrıldıktan sonra onları istifaya davet etmesi şık olmamıştır.

AKŞENER’İN AÇIKLAMASI: Akşener’in açıklaması çok sert değil miydi?

Cevap: Evet sert oldu. Ancak “Kemal Bey için 5’li imza atarız” denilerek Akşener’in masadan itilmesi de yeterince sert ve hoyrat değil miydi? Akşener bu noktadan sonra siyasetin gereğini yapmış ve tepkisini dile getirmiştir. Sessizce gitmek yerine kendine göre olan gerçekleri sert bir dille ortaya koymuştur. Bu da bir siyasi tercihtir.

Açık olan şey şu ki, masada nezaket kalmamış. Siyasi hırs öne geçmiştir.

KILIÇDAROĞLU’NUN TAVRI: Belli ki masa kurulduğu andan itibaren Kılıçdaroğlu adaylığı kafasına koymuş. Masayı da adaylığının tescili için oluşturmuş. Zaten son ana kadar adaylığını deklare etmemiş olması önemli bir soru işaretidir. Neden daha baştan bunu Akşener’e açıklamamıştır? “Genel başkanlar aday olmasın” sözü unutulmuştur. Bu krizle ilgili olarak bir kesim Akşener’i bir kesim Kılıçdaroğlu’nu suçlayabilir. Ama sonuçta 1 yılı aşkın süreder toplanıp millete umut veren o masadaki herkes bir şekilde bu krizin ortağıdır. Bir şirkette başarısızlık olursa en tepedeki isme bakılmaz mı? O yüzden Kılıçdaroğlu’nun sorumluluğu daha fazladır.

HANİ ADAYLIK ÖNEMLİ DEĞİLDİ: Masanın kurulduğu günlerde liderler “Adayınız kim?” sorusuna ısrarla “Adayın kimliği değil, program önemli” cevabını veriyorlardı. 1 yıl boyunca “Aday ikinci planda” dediler. Ama sıra adayın açıklanmasına gelince, anlaşıldı ki aday programdan daha önemliymiş. Yani bunca zaman birbirlerini mi kandırdılar? Evet kandırmışlar. Kılıçdaroğlu adaylık için baştan karar vermiş. Zamanla Akşener’in gevşeyeceğini düşünmüş. Diğer liderlerle birlikte baskı yaparak Akşener’i ikna edeceğini düşünmüş. Akşener de anketlerle Kılıçdaroğlu’nu ikna edeceğini sanmış...

NEDEN İLK GÜN ADAYLIK KONUŞULMADI: Kılıçdaroğlu neden ilk günden aday olma isteğini Akşener’e açıklamadı? Bu soru masada iyi niyet ve açıklık olmadığı kuşkusunu artırmaktadır. Nitekim Akşener de bunu sezmiş. Şüphelenmiş ve anketler yaptırtmış. Bu nedenle adaylık meselesini “ikinci planda” bırakıp zamana oynamışlar.

AKŞENER ADAY MI: Akşener aday olabilir. Elbette ciddi bir oy da alabilir. Peki bu saatten sonra bir geri dönüş olabilir mi? Kılıçdaroğlu adaylıkta ısrar ettiğine göre bir geri dönüş çok zordur.

YAVAŞ VE İMAMOĞLU AKŞENER’LE GÖRÜŞTÜ MÜ: Bu sorunun cevabını biraz tecrübe biraz da tahminle veriyorum. Akşener’in Saraçhane’deki toplantıda İmamoğlu’nu yanına alarak konuşması zaten her şeyi göstermişti. İmamoğlu da Akşener’e davranışlarıyla adaylık için hazır olduğu sinyalini veriyordu. Yani, “Abla sen masayı ikna et, ben hazırım” diyordu. Yavaş’la da İYİ Parti kurmayları arasında bazı görüşmeler olmuştur. Zaten belediye başkanlığı seçimlerinde Yavaş İYİ Parti teşkilatlarıyla yakın çalışmıştı.

LAİK KESİMİN RUH DURUMU VE YİNE MECBUREN OY VERME: Masanın bu şekilde dağılması üzerine Erdoğan’ın seçimi kaybedeceğine umut bağlayan kesimin ruh durumu nedir?

Cevap: Her seçimde CHP adaylarına mecburi oy verdiğini düşünen bu kesimin içinden geçen söz şudur:

“Önce Ekmeleddin’i aday yaptınız, mecburen oy verdik. O da zaten sonra MHP milletvekili oldu. Sonra İnce’yi aday yaptınız, yine büyük bir istekle oy vermedik. Zaten İnce de gidip kendi partisini kurdu. Adayların hiçbiri CHP’ye yar olmadı. Sürekli mecburen oy kullanma halindeydik. Şimdi yine aynı duruma düştük...”

İKİNCİ TURA KALIRSA İYİ PARTİ OYLARI NE OLUR: İYİ Parti’nin Anadolu’daki genç oylarının önemli bir bölümü Erdoğan’a gider...

HDP MASAYA ÇAĞRILIR MI: Kılıçdaroğlu “Sofrayı genişletip renklendireceğiz” derken HDP ve Emek İttifakı’nı işaret etti. Bu anlamda TİP ve SOL Parti’yi ziyaret etti. Şimdi Emek İttifakı’na göz kırpıyor. Ve elbette HDP’ye... Akşener gidince eli bu konuda rahatladı. HDP artık “gizli destekçi” konumundan çıkmak isteyecektir. Dahası masaya oturmak isteyebilir. Sonuçta masadaki diğer 4 partiden daha çok oyu vardır.

PAHALILIĞIN ETKİSİ: Siyasi parti teşkilatlarının ötesinde bir de hayatın gerçeği var. O da pahalılık. Bunun etkisi elbette muhalefete yarayacaktır. Ancak masanın bu şekilde dağılması pahalılığın muhalif oylara olan çarpan etkisini azaltacaktır.

İMAMOĞLU CHP GENEL BAŞKANLIĞI’NA ADAY OLUR MU: Şurası açık. Artık CHP içinde hiçbir şey eskisi gibi olmaz. İmamoğlu ve Yavaş kırıklık içindedir. Çünkü Akşener’in gidişi onları üzmüştür. Zaten milliyetçi bir yapıdan gelen Yavaş için CHP ile İYİ Parti ittifakı iyi bir formüldü. En azından Yavaş’ın siyasi yapısında vicdanen rahatlık yaratıyordu. Şimdi o rahatlık psikolojik olarak ortadan kalktı. Seçimlerde Kılıçdaroğlu beklediği oyu alamazsa İmamoğlu’nun CHP Genel Başkan adaylığı gündeme gelir.

KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK NE ÖLÇÜDE: Yayınlara ve yazılara bakınca belirli bir kesim Kılıçdaroğlu’nu destekleyip Akşener’i suçluyor. Peki bunun millet nezdinde bir karşılığı var mıdır? Tam olarak bir karşılığı olmadığını biliyorum. Çünkü taraflıdır. Çünkü bu yayın ve yazılarda Kılıçdaroğlu’nu da Akşener’i de suçlayan bir üsluptan çok, yalnız Akşener’i suçlayan bir bakış hâkimdir.

BUNDAN SONRA NE OLUR: CHP’nin matematik hesabı şudur: Alevi oyları. Laik ve Atatürkçü kesim. Ve HDP oyları. Peki bu matematik tutar mı? Onun cevabını gençler verecek. Ki gençlerin oyu konusunda Kılıçdaroğlu’nun şansının çok az olduğunu düşünüyorum.

MASADAN GELEN EN AÇIK MESAJ NEDİR: Son toplantıda diğer 4 parti liderinin Kılıçdaroğlu adaylığında anlaştığını açıklaması şunu göstermiştir:

“Demek ki 5 parti lideri Akşener’den gizli görüşmeler yapmış ve bu son toplantıya bir kararla gelmişler. Böylece Akşener’i tek bırakarak sıkıştırmışlardır. Dayatma denilen budur.”

4 PARTİ LİDERİ NE İSTİYOR: 4 partinin de oy oranlarını biliyoruz. Yani bir seçimde milletvekili çıkartmalarına imkân yoktur. Belirleyici olabilmek için en azından CHP ile birlikte hareket etmeleri onlar için bir fırsattır. Şimdi bu fırsatı değerlendiriyorlar.

BİR KRİZ DAHA ÇIKAR MI: Eğer bu masa İYİ Parti olmadan yoluna devam ederse bu defa milletvekili listeleri yapılırken sorun çıkabilir. Bu noktada “5 başkan yardımcısı” önerisini yapan Ahmet Davutoğlu’na dikkat ediyorum.