Paylaş
1- Haber şu:
“Dünyanın ikinci büyük tuz gölü kurudu.”
Göl, İran’da olduğu için bizde pek fazla ilgi çekmedi.
Ama öyle değil arkadaşlar.
Artık bu haberleri çok ciddiye almalıyız.
Çünkü iklim değişikliği ve kuraklık sınırları kaldırıyor. Krizler sınırlar ötesine taşınıyor.
Evet kuruyan göl, İran’ın Urmiye Gölü...
Van Gölü’ne sadece 140 kilometre uzakta. O kadar yakınız ki.
Türkiye’deki iklim uzmanlarıyla, su havzası ve akarsu uzmanlarıyla konuşunca “Urmiye Gölü kurudu” haberinin peşine düştüm.
Sonuç:
Kelimenin tam anlamıyla bir “kuraklık kuşatması”yla karşı karşıyayız.
Gelecekte komşularımızla diplomatik ilişkilerimizi belirleyecek oranda önemli bir “kuşatma”dır bu.
Bazen iklim ve dış politika o kadar iç içe giriyor ki...
Bazen kendi ülkenizdeki su, komşu ülkelerle aranızda öyle büyük gerilimlere neden oluyor ki...
Önümüzdeki dönemde Türkiye ile Irak ve Suriye hatta İran arasında yaşanacak diplomatik gelişmelerde gündeme gelecek en önemli sorundan söz ediyorum.
Yani eski kriz;
Yeni meseleden söz ediyorum.
Yani “Su!!!” diyorum.
2- BÖLGEMİZDE ALARM
Bölge ülkelerinden gelen kuraklık haberlerini sırasıyla aktarıyorum:
İRAN
İran su sıkıntısı çektiğinde Irak’a akan Küçük Zap suyunu kesiyor.
Ve 15 Ağustos 2023’te Anadolu Ajansı şu haberi geçiyor: “İran Su Endüstri Sözcüsü Haşim Amini, basın toplantısında ‘Ülkede 269 kentte su krizi yaşanıyor, Meşhed’in suyunu sağlayan Dostluk Barajı kritik durumda, Tebriz’de Nahand Barajı kurudu. Zencan ve Tabas’ın yeraltı suları ile Sistan-Belucistan’daki göletler tehlikede” dedi.
Durum bu.
Urmiye Gölü’nün kuruması işte bu nedenle önemli bir işarettir.
İran’da zaman zaman isyanlar çıkaran, tarımı vuran bir kriz bu.
IRAK
Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bağdat’a yaptığı ziyaret sırasında da su konusu gündemdi. Fidan’ın ziyaretinden sonra Irak Cumhurbaşkanlığı ofisi özetle şu açıklamayı yapıyor: “Irak’ın Dicle ve Fırat nehirleri ile kollarına sınır ötesi su akışının azalmasından kaynaklı Iraklıların yaşamını büyük ölçüde etkileyen akut bir su krizinden mustarip durumdayız.”
Irak’ın yüzde 40 oranında çölleşme riski bulunuyor.
Tarım Bakanı Abbas el-Maliki su kıtlığı nedeniyle ekim yapılan alanların yüzde 50 oranında azaldığını ve krizin devam etmesi halinde bu oranın 2024 yılında yüzde 25’e düşebileceğini söylüyor.
Bakan Fidan’ın Bağdat ziyaretinden hemen önce;
22 Ağustos 2023 günü Anadolu Ajansı’nda “politik analiz” başlığı altında Bilgay Duman imzalı bir analiz yayınlanıyor. Analizin şu bölümü önemli: “Türkiye, Irak’tan PKK’nın Irak’taki varlığının bitirilmesi konusunda destek vermesini ve Irak’ın PKK’yı resmen bir terör örgütü olarak ilan etmesini talep ederken, Irak da Türkiye’den doğan ve Irak’ta birleşerek denize dökülen Fırat ve Dicle’den daha fazla su salınmasını talep ediyor.”
Özetle Irak’ta yaşanan kuraklık bir şekilde Türkiye-Irak ilişkilerine yansıyacaktır.
Hatta Irak, Fırat ve Dicle’den gelen suların uluslararası denetime alınmasını bile istiyor.
Aslında bunun cevabını 2017’deki Su Foru’munda konuşan dönemin bakanı Veysel Eroğlu “Kimseyi işimize karıştırmayız” diyerek vermişti.
Ama yeniden bir hareketlenme var. Özellikle Bağdat’tan.
VE SURİYE
Suriye’de yaşanan susuzluk ve iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık ülkedeki iç karışıklıkla birleşince elbette ciddi boyutlara gelmiş durumda. Aslında Suriye ile su meselesi bugüne ait değildir. 1987 yılında Türkiye ile Suriye ikili mutabakat imzalamış ve Türkiye saniyede 500 metreküp su sözü vermiş, buna karşılık Suriye, topraklarındaki PKK terör örgütü militanlarını temizleme güvencesi vermiştir. Ama hiçbir zaman sözünü tutmamıştır. Türkiye bugün hâlâ 500 metreküp su sözünü tutmaktadır.
2011 yılında Asi Nehri üzerine yapılması planlanan Dostluk Barajı önemli bir girişimdi. Yeni dönemde Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşmada bu barajın devamı ve su rejiminin önemli bir rol oynayacağını söyleyebilirim.
3- SU GERİLİMİ
Evet arkadaşlar;
İran’daki Urmiye Gölü’nün kuruması haberinin peşine düşünce ulaştığımız gerçekler böyle.
Çevremizde yükselen kuraklık, ülkemizde kuruyan göller ve nehirler, Fırat ve Dicle’deki su azalması; önümüzde hem kuraklık hem de ciddi bir diplomatik trafik ihtimali olarak beliriyor.
Yakın dönemde özellikle Suriye ve Irak’la ilişkilerimizde su ve iklim değişikliği meselesinin, güvenlikle birlikte 1 numaralı gündem maddesi olacağını söyleyebilirim.
Irak-Suriye-İran’la ilişkilerin yeni döneminde diplomatik satrançlar belli ki “su zemini”nde oynanacak.
Türkiye bu noktada belirleyici olacaktır.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ikili ilişkilerle öreceği “pozitif atmosfer”de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölge istikrarı için çözüm bulacağını umuyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtemel Bağdat ziyareti ve Suriye ile ilişkilere bu açıdan da bakıyorum.
Paylaş