Krizin tetiklediği soru: ‘Elinde atom bombası var mı’

ACISI, kanı, savaşı bir türlü bitmeyen Ortadoğu yine kritik günlerde.

Haberin Devamı

Yine gerilim. Yine savaş tamtamları...

Sonunda İran misillemeyi yaptı ve İsrail’e füzeleri gönderdi.

Şimdi ne olacak?

İsrail resmen açıkladı:

- Eğer kendi topraklarından vurursa biz de vururuz...

- İsrail İran’ı vurur mu?

Bunun olmaması için İran BM nezdinde “Eğer İsrail cevap vermezse dururuz” anlamına gelecek bir mesaj verdi.

İran’ın verdiği bu mesajı, savaşın büyümemesi için ustaca yapılmış bir diplomatik hamle olarak görebiliriz.

Bu şekilde İran hem konsolosluğuna yapılan saldırıya karşı meşru müdafaa hakkını kullanarak iç kamuoyunu rahatlatıyor; hem de muhtemel bir yaygın savaşın önünü almaya çalışıyor.

Nitekim İran’dan gelen füze ve dronların büyük bölümü, İngiliz ve ABD savaş gemileri ve uçaklarıyla önleniyor. Elbette İsrail’in “demir kubbe” hava savunma sistemi de devrede.

Haberin Devamı

ABD ve İngiltere’nin füzeleri düşürüp, İsrail’de bir can kaybını engellemesi, Netanyahu’nun çılgınlık yapma ihtimalini de azaltıyor.

Diyelim karşılıklı saldırılar burada durdu.

Ama sorunlar çözülmüyor ki.

Nitekim bu krizin getirdiği çok önemli bir soru yeniden ortada dolaşmaya başlıyor:

“İsrail’de atom bombası var mı? Nükleer gücü var mı?”

Bu kadar kırılgan bir coğrafyada İsrail gibi fanatik bir ülkenin, nükleer güç bulundurması bölge ve dünya barışı için bir tehdit değil midir?

Savaşın eşiğindeki İsrail-İran gerilimi bu soruları haklı kılmaktadır.

İsrail’in böyle bir gücü kullanmasını elbette beklemiyorum?

Ama neden var?

Daha da önemli bir soru:

İsrail’in elinde bir “atom bombası” olup olmadığı kuşkusu bile Ortadoğu’daki dengeleri kökten etkiliyor.

İran-İsrail gerilimi bu soruyu tekrar gündeme getiriyor.

Bu nedenle BM’nin “İsrail’de atom bombası var mı?” sorusunun peşine düşmesi gerekir.

Peki düşer mi?

Mümkün değil.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR

Eğer İran ve İsrail arasındaki karşılıklı saldırılar sürerse bunun Türkiye’ye etkisi nasıl olur?

Dolaylı da olsa;

- Körfez ülkeleri, Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki müteahhitlik hizmetleri belirli bir dönem zora girebilir. Bu da Türkiye ekonomisi açısından kötü bir tablodur.

- İhracat ve ithalat açısından sıkıntı yaşayabiliriz.

Ve en önemlisi arkadaşlar;

Haberin Devamı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uygulamaya başladığı kamu maliyesi ve tasarruf konularında gedikler açılabilir. Bu da Şimşek’in enflasyonla mücadele takvimini olumsuz etkileyebilir.

Evet;

Ne yazık ki; komşularımızı seçemiyoruz.

Ne yazık ki; Türkiye zorlu bir coğrafyadadır.

Çevrenize bir bakın:

Güneyimizde yıllardır süren Irak savaşı. Körfez savaşı. Irak’ın kuzeyinde yıllarca üs kurup palazlanan teröristler. Onların kanlı saldırıları.

Şimdi Suriye’deki iç savaş. Ve yine bu iç savaştan ve otorite boşluğundan yararlanan ve Türkiye’yi tehdit eden terör.

Doğudan kuzeye Azerbaycan-Ermenistan savaşı. Oradan Karadeniz’e geliyoruz. Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgali.

Haberin Devamı

Ege ve Trakya’da hiç bitmeyen bir Yunanistan gerilimi. Sürekli olarak tehdit altında silahlanmak zorunda kalan bir Türkiye.

Halklarının refah paylarını silaha yatırmak zorunda kalan Türkiye ve Yunanistan.

İşte şimdi yine Filistin. Gazze’deki insanlık dışı kıyım. Ve İsrail-İran savaşı.

İşte böylesine kanlı bir coğrafyada demokrasisini ve bekasını sürdürme başarısını gösteren bir Türkiye.

Seçimlerini tamamlamış, rotasını ekonomiye çevirmiş bir Türkiye.

Ama bir türlü bu coğrafyanın kanlı meseleleri peşimizi bırakmıyor.

Yazarın Tüm Yazıları