Paylaş
Önceki hafta yazdığım “Fethiye Körfezi”yle ilgili önemli bir gelişme yaşanıyor.
O yazıda körfez temizlenmeden oraya bir marina yapılacağı iddialarını yazmıştım.
“Körfez temizlenmezse bataklığa dönüşüyor. Ölüyor” demiştim.
Yazım üzerine Ulaştırma Haberleşme ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu bir inceleme yaptırdı.
Gelen sonuçtaki en önemli cümle şu:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü) ile Muğla Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne dağıtımlı 30.05.2023 tarih ve 1160865 sayılı yazımız ile ilan süreci başlatılan söz konusu planlarda, Bakanlığımızca daha önce verilen görüşlerimiz dikkate alınmadığı için itiraz edilerek yeniden değerlendirilmesi hususu iletilmiştir.”
Evet bakanlık itiraz etmiş.
Ve dikkat çeken şu ibare:
“Yapılacak olan yatırımın Fethiye Körfezi’ne olan çevresel etkilerinin değerlendirildiği ÇED sürecinin sonuçlandığına ilişkin bilgi bulunmamaktadır.”
Aslında Çevre Bakanlığı daha önce Fethiye merkezinde yapılması planlanan bir marinaya izin vermemişti.
Gerekçe ise sığlaşan körfezin temizlenmesi ve kurtuluşu idi.
Şimdi elbette ÇED raporu çok önemli bir hale geliyor.
Bakan Uraloğlu’nu Karayolları Genel Müdürlüğü’nden biliyorum.
Anadolu’ya yapılan her yolun üzerinde alın teri vardır.
Doğayı sever.
Şimdiki bu yaklaşımı nedeniyle de kutluyorum.
Ve tekrar söylüyorum;
Marina yapılmasına karşı değilim. Tam tersine marina azlığı nedeniyle özellikle amatör denizciler büyük sıkıntılar çekiyor.
2) DENİZ DİBİNİ DEV MAKİNELER TEMİZLİYOR
Şimdi yazının başlığındaki “Mogan örneği”ne gelebilirim.
Ankara’nın en önemli su havzalarından birisi Mogan Gölü’dür.
Başkentlinin nefes alanıdır.
Kürek yarışlarından yelkene, bisikletten akşam sefalarına kadar bir tarihtir orası.
Ama ne yazık ki, son yıllarda kurumaya başlamıştı. Bataklığa dönüyordu.
Sazlıklar kaplıyor, o harika göl yok oluyordu.
Mogan’ı kurtarmak için Ulaştırma ve Çevre Bakanlıkları el ele verdiler.
Ve Ulaştırma Bakanlığı’nın dev makinaları, gelişmiş bir teknolojiyle gölü temizledi.
En önemlisi dipteki balçık alındı. Gölün yeniden su kaynaklarına kavuşması için planlar yapıldı.
Verilen bilgi şu:
“Mogan Gölü’nün kurtarılması için 2 aşamalı plan yapılmış. İmbat Kesici Emici Tarak Gemisi İstanbul’dan karayoluyla 12 parça halinde göle getirilerek, göl kenarında tekrar birleştirilmiş ve suya atılarak çalışmaya hazır hale getirilmiştir. Bitki ve yosun toplama makinesi, tarama pompalı makinesiyle göl temizlenmiştir.”
Ulaştırma Bakanlığı’ndan gelen bu bilgi üzerine sormadan edemedim:
“Mogan örneği çok önemlidir. Deniz dibini temizlemek için her türlü imkânımız var. Benzeri Kocaeli-Körfez’de yapıldı. Neden Fethiye Körfezi’nde, Marmaris Körfezi’nde uygulanmasın?”
3) ÇEVRE BAKANLIĞI PROJESİ
Hatırlayacaksınız.
Fethiye Körfezi’nin temizlenmesi konusunda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki bir müjde vermişti.
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı bir projeydi bu.
2024 yılı yatırım planına alınmış. Ve 5 yıla yayılan maliyeti 1 milyar 800 milyon liraydı.
Nitekim önceki gün Çevre Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Dr. Abdullah Uçan, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca’yı arıyor.
Körfezin temizlenmesi projesini konuşuyorlar.
Çok iyi biliyorum ki;
Abdullah Uçan Bey de var gücüyle çalışıyor. Projeler yapıyor. Birçok bölgede doğa koruma altında.
Proje şu anda Cumhurbaşkanlığı’nın onayında.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın körfezin kurtuluşu için gereken bu projeye onay vereceğine inanıyorum.
Millet bahçeleri bunun ispatıdır.
4) SADUN BORO’NUN VASİYETİ
Arkadaşlar biliyorsunuz, ısrarla yazıyorum.
Denizlerimiz, denizciliğimiz, kıyılarımız ve çevre sorunlarımızı dile getiriyorum.
Yazdıklarımı takip ediyorum.
Türk amatör denizciliğinin efsanesi rahmetli Sadun Boro abimiz, yıllar önce yine bir sohbetimiz sırasında bana şöyle demişti: .
“Bak Çekirge, medyada şu anda hem denizci olup hem de yazan bir tek sen kaldın. Omuzlarına büyük yük düşüyor. Bu cennet koyları, denizleri korumak sana vasiyetimdir.”
Şu anda yazarken bile sesi kulaklarımda, gözlerim doluyor.
Sonradan bu sözü birkaç kez gazeteciliğin ve denizciliğin duayeni Hürriyet Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Necati Zincirkıran’dan da duymuştum.
Necati Abi hâlâ aynı şeyi söyler..
Eksiklerim de olsa, hatalarım da olsa... Elimden geldiğince bu vasiyete sahip çıkmaya çalışıyorum.
Şu anda Fethiye ve Göcek gibi kirlilik ve çölleşme konusunda “alarm veren” körfez ve koylarımızla ilgili gelişmeleri ön plana alıyorum.
Türkiye turizminin göz bebeği...
Bütün turizm afişlerinin vazgeçilmez manzarası olan Fethiye Körfezi ve Göcek’in kurtuluşunda bir nebze payım olursa ne mutlu bana...
Körfezin temizlenmesi meselesini büyük bir umutla bekliyorum.
Paylaş