Kökten çözüm

ALFABENİZ olmadan kitap yazabilir misiniz?

Haberin Devamı

Konuşabilir misiniz?

Okuyabilir misiniz?

Ve daha kötüsü, yanlış bir alfabeyle doğru cümle kurabilir misiniz?

Niye soruyorum bunları?

Çünkü içinde bulunduğumuz durumun böyle olduğunu düşünüyorum.

Yanlış bir anayasa ve kendisini yanlış tarif eden bir toplum.

Bu nedenle sürekli olarak alfabede küçük harf değişiklikleri yapan bir ülke.

İşte yine aynı noktadayız.

Ada”yla görüşmeler...

Öcalan’la müzakere.

Baştan söylüyorum ki...

Bir devlet, halklarının güvenliği için her türlü barış yolunu denemelidir.

Geçmişte dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner defalarca görüşmüştü.

PKK’nın Avrupa kanadından Kandil’e kadar...

Çok da iyi bir noktaya gelmişti. Ama bir o kadar da dirençle karşılaşmıştı.

Şimdi şartlar daha olgunlaşmış durumda.

Silah ve uyuşturucu ticaretindeki çıkar faktörünü...

Suriye gibi destek noktalarını bir kenara koyarsak...

Daha iyi bir “müzakere iklimi” var. Bu nedenle daha umutluyum.

Ama yine geliyorum aynı noktaya; kısa vadede olumlu bir gidiş sağlansa bile, alfabe düzelmeden, kalıcı, kapsayıcı ve doğru bir cümle kurulamaz.

Bu nedenle, “Ada”yla görüşmeler sürerken, mutlak şekilde TBMM zemininde sivil bir anayasa için hızla hareket edilmelidir.

Başbakan’ın çağrısı anlamlıdır.

Kürt meselesinin çözümü için bir komisyon kurulmalı ve her parti buraya bir temsilci vermelidir.

Provokasyona dikkat edilmelidir.

Bu süreci hiçbir siyasi parti bir oy hesabıyla değerlendirmemelidir.

Sivil cesaret, siyasi güvenle buluşmalıdır.

Ancak bu çalışmanın yeni anayasa komisyonları ile uyumlu olması gerektiğine dikkat çekiyorum.

Elbette görüşmeler gizli olmalıdır.

Ancak köklü çözüm yeni anayasadadır.

Tekrar söylüyorum ki; mesele Türklerin ya da Kürtlerin meselesi değildir.

Mesele bu ülkede yaşayan herkesin, dil, din, inanç, ırk ve özgürlük olarak eşit vatandaş konumunda yeniden tarif edilmesi meselesidir.

Özet mi?

Mesela Diyarbakır’ın seçilmiş belediye başkanını, Diyarbakır emniyet müdürü takip edilmesi gereken potansiyel bir şüpheli olarak görmemelidir artık.

Mesela fikir özgürlüğünün dokunulmazlığı esastır.

Mesela siyasi partiler yasasına göre lider esaslı vekil yerine halkın vekili olmalıdır.

Mesela üniversiteler ve bilim akademileri özerk olmalıdır.

Gözaltıları cezaya dönüştüren uzun tutukluluk süreleri kısıtlanmalıdır.

Bu listeyi uzatabilirim.

Çünkü kalıcı ve köklü bir çözüm için bizim bu listeye ihtiyacımız var.

Yani cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sivil anayasaya.

Yani mesele “Ada” meselesi değil, “anakara” meselesidir.

Yazarın Tüm Yazıları