Paylaş
Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi’nde, milletin bir vekili diğer vekiline doğru yumruk sallıyordu.
Gırtlak gırtlağa bir meclis.
Birisi Ankara’dan, diğeri Hakkâri’den gelen iki fotoğrafa bakınca...
“Tamam” dedim... “Ben o yumrukları tanıyorum...”
Tanıyorum, çünkü bu yumruklar yıllardır var...
Bu yumruklar, aslında “kuvvetten” değil, “korkudan” sıkılmıştır.
Mesela ben o korkuyla doğdum.
Benim kuşağım o korkuyla büyüdü.
Daha okumayı yeni söküyorduk ki en yüksek mevkidekiler en yüksek sesle bağırıyorlardı:
“Dış düşmanlar var. Bizi bölecekler...”
“Dış mihraklar bize pusu kuruyor...”
Oysa pusu kuranlar dışarıda değildi.
Mesela devletti vatandaşına pusu kuran.
Mesela Ankara Bahçelievler’de bir gece yarısı Serdar Alten’le birlikte 7 arkadaşımızı elbise askılarıyla katledenler “dış düşman”
falan değildi.
Sonradan anladık ki, tam içeridendi pusu...
Maraş’ta işaretlenen evler, Sivas’taki yangın, dışarıdan falan gelmiyordu.
Dış mihraklar falan da yoktu...
İçeridendi pusu...
Şimdi bakıyorum.
O korku hâlâ var.
O yumruk, o korkuyu hâlâ kullanıyor:
“Bunlar dışarıdan yönetiliyor. Kürdistan’ı kuracaklar...”
Öyle ya, sorsak şimdi:
“Demokrasinin mabedi dediğimiz Millet Meclisi’nde niye yumruklar atılır?”
Oysa demokrasi başka bir şey.
Mesela milletvekiline verilen dokunulmazlık, suç işlemeye karşı bulunmuş bir koruma aşısı değildir ki...
Fikri bir aşıdır o...
Meclis’te her düşüncenin dile getirilebilmesini sağlayan fikri ve koruyucu bir hekimliktir o...
Düşüncenin dokunulmazlığıdır.
Dedim ya, doğduk aynı korku:
-Komünistler geliyor dikkat...
-İrtica geliyor eyvah...
-Ermeniler saldıracak, sınırı kapat...
-Irak sınırına mayın döşe, aman...
-Ege’de Yunan var, heyhat...
-Kıbrıs’ta Rum var...
-ABD illa ki bizi bölecek.
-Derin AB bizi kuşatıyor.
-Çıkma sakın dışarı evinden...
-Dış düşmanlar var inan...
Böyle geçti yıllar...
Şimdi bakıyorum, yine aynı söz.
TBMM kürsüsüne doğru bağırıyor:
“Bizi bölmek istiyorlar...”
Ve sonra yumruk yumruğa bir millet meclisi...
Arkadaşlar...
Bu “dış düşman” edebiyatı, “Bizi bölmek istiyorlar yumruğu” artık tutmuyor.
En azından bir kuşak artık yutmuyor.
Dış düşmanlar filan yok. Dış mihrakların pususu falan hiç yok...
Pusu nedir ve nereden geliyor biliyor musun?
Pusu sana özgüvenini kaybettiren...
Ötekine karşı seni sevgisizleştiren o habis eğitimdir.
Yani pusu senin içindeki korkudur kardeşim.
Paylaş