Paylaş
1- Okulun daracık koridorunda:
Küçücük adımlarıyla dünyanın en ünlü mankenleri gibi yürüyen o çocukları görünce...
Hakkâri’nin karla kaplı dağlarından sıcacık bir rüzgâr esti bana doğru...
“Bu nedir?” dedim.
Bir zamanlar terörün acılı kenti Yüksekova’dan bir haber.
Yaşar Kaplan yazıyor.
Baktım anne babalar sandalyelere oturmuş, o küçücük mankenler üzerlerinde rengârenk, cıvıl cıvıl giysilerle, utangaç gülümsemelerle yürüyorlar.
Alkışlar... Alkışlar...
Köy yollarını karların kapattığı Yüksekova’dan gelen bu defileyi çok merak ettim.
Çocuklar defilede atıklardan yapılmış giysileri sunuyorlardı.
Peki kim dikmişti bunları?
Fikir nereden gelmişti?
Arkadaşlar...
Bu soruların cevaplarında yine insan var.
Ve harika bir öykü var.
2- BAZEN BİR KİŞİ YETER
İskender, okul çağına geldiğinde Kırkdağ köyünde gerilim yüklü bir hava vardı.
Fısıldaşmalar:
“Bizim... Ler’in... Oğlu da... Dağa... Çıkmış...”
Türkiye’de kan akıyordu.
Hakkâri. Çukurca, Siirt, Şırnak Bestler-Dereler... Terörün kanlı baskınları...
Korku ve kan.
Babası ne yapıp edip İskender’i okutmak istiyordu.
Yıl 1988 olduğunda İskender Yüksekova’da ortaokula başlamıştı.
İskender o kanlı günlerde okula gitti. Ve nihayet liseyi bitirdi.
İlkokulda kendisini okumaya teşvik eden öğretmeni aklından çıkmıyordu.
Öğretmen olacaktı. Sınavlara girdi. Harika haber.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ni kazanmıştı. Terör tırmanmaya devam ediyordu. Birçok okul kapalıydı. Kepenklerin indiği günlerdi.
İskender eğitim fakültesini bitirdi... Nihayet hayalleri gerçek olmuştu.
Yüksekova’nın Kırkdağ köyünde doğan İskender artık öğretmendi. Ama hangi okula gidecekti? Terör bir bela gibi okulların üzerine çökmüştü. Kimse çocuğunu okula göndermek istemiyordu. Ve nihayet 2004 yılında “sınıf öğretmeni” olarak göreve başladı.
Hem de nerede?
Yüksekova ilçesi Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda.
Doğduğu topraklarda bir öğretmendi artık. Daha ilk gün öğrencileri, anne babaları okula gelmek için iknayla başladı. Başardı da.
Bunun için eğlenceli projeler başlattı. Şunu çok iyi biliyordu ki...
Okul yalnızca matematiği, coğrafyayı, tarihi öğrenme yeri değildi.
Önce insan olmayı... Medeniyeti, birlikte yaşama kültürünü, ötekine ve en önemlisi doğaya saygıyı öğrenmenin yeriydi okul.
Evet arkadaşlar...
İskender Öğretmen işte önce bunu öğretmeye başladı.
3- KARLI DAĞ KÖYLERİNE USTA EĞİTİMLİ BERBER
Kimi zaman saç traşının bir medeniyet olduğunu anlatmak için... Halk eğitim merkezinde eğitilen berberleri dağ köylerine götürdü. Orada yaşlı ve engellileri traş ettiler.
Kimi zaman okullardaki çocukları traş ettiler...
Gün geldi. Bu defa başka bir projeyle çocuklara doğa sevgisini öğretmek için “çöp atma kültürünü” proje haline getirdi. Geridönüşümü anlattı.
Doğaya sevginin, kuşların, derelerin, suyun önemini gösterdi. Bunun için okullarda onlarca proje yaptı. Çocuklara daha ilkokul çağlarında sıraya girmenin bir medeniyet olduğunu anlattı.
Yıllar geçti... Ve geldik yazının başındaki haberimize... Yani o daracık koridordaki defileye.
Arkadaşlar, işte o defilenin arkasında...
Yüksekova’nın bir köyünde doğan ve okuyup öğretmen olduktan sonra...
Yüksekova’da İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’ne yükselen İskender Akdoğan vardı.
Ne güzeldir ki... İskender Öğretmen yıllar sonra mezun olduğu ilkokulda çocuklara çevrenin ve insanın önemini anlatıyordu... İşte o haber:
“Yüksekova’da, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü kursuna gelen usta öğreticiler, çevre temizliğine dikkat çekmek için atık malzemelerden çeşitli kıyafetler hazırladı. Yaklaşık bir ay süren çalışmalarda eski giysiler, poşet ve naylon parçalarından etek, aşçı kıyafeti, süper kahraman kıyafetleri, cadı kostümü, palyaço ve sporcu kıyafetleri hazırlandı. Usta öğreticilerin atık malzemelerden hazırladıkları kıyafetlerle de defile düzenlendi.”
4- YALNIZ O MU
Ne güzel bir rastlantıdır ki... Bu defilenin arkasında, yine Yüksekova’da doğan...
Orada liseyi bitiren ve İstanbul Üniversitesi’ni bitirdikten sonra öğretmen olan bir başka isim daha vardı...
Kenan Canan...
Kenan Öğretmen de yine doğduğu topraklara dönüyor. Ve sonunda Yüksekova’da Halk Eğitim Merkezi Müdürü oluyor. Kenan Öğretmen, “sıfır atık” defilesi için şöyle diyor: “Kursiyerler, evde kullanmadıkları atık durumda olan giysileri kıyafetleri değerlendirdiler. Defilenin amacı, sıfır atık projesine dikkat çekmek ve sıfır atık projesinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaktır.”
5- KALBİMDEKİ ŞÖHRETLER
Sevgili okurlar... Biliyorsunuz, özellikle pazar günleri bizlerin hiç tanıyamayacağı “gizli kahramanları” anlatmaya çalışıyorum. Uzaklarda, karlı dağların arasında, müthiş mücadelelerden sonra hayatlarını bu memlekete ve insanlara adayan başarı hikâyeleri...
İskender ve Kenan öğretmenler... Onlar bizim bugün en çok ihtiyacımız olan şeyi yapıyorlar...
Matematikten, fizikten, tarihten önce, çevreye ve insana saygıyı öğretiyorlar... Helal olsun...
Paylaş