Paylaş
Efsane denizcimiz...
Amatör denizciliğimizin duayeni...
Her birimize amatör denizciliği sevdiren... Yelkenleri ufuklarımıza yerleştiren...
Rahmetli Sadun Boro abimizin bize bir vasiyeti vardı. Demişti ki:
“Bak Çekirge, aramızda hem denizci olup hem aktif gazeteci bir sen kaldın...( O zaman sosyal medya gazeteciliği yoktu.) O yüzden bu güzelim körfezler ve koyların korunması senin üzerindedir. Sana vasiyetimdir...”
O günden beri...
Yani yıllardır, denizlerimizin, kıyılarımızın, ormanlarımızın korunması için elimden geleni yapıyorum.
İnanın ben yazıyorum, işgalciler yılmıyor. Bodrum’dan Kaş’a kadar kıyılarımızı betonla işgal ediyorlar.
Oysa yasa açık.
- Kıyılarda denize 100 metre mesafeye çivi çakamazsınız.
- Koruma altındaki koylara inşaat yapamazsınız...
- Orman Kanunu’na aykırı yapılaşma yasaktır...
Ama kim dinliyor.
Ben yazıyorum. Başta Çevre Bakanı Murat Kurum olmak üzere Bakanlığın bürokratları gece gündüz uğraşıyor... Ama gözü dönmüş işgalci bir türlü yılmıyor...
Peki bu işgali nasıl yapıyorlar?
Bu işgali görünmeden, çaktırmadan nasıl yapıyorlar?
İşte bu pazar size inşaatı süren bir işgali adım adım karelerle aktarıyorum...
2) ÖNCE YER TESPİTİ
Bu işgali planlayanlar, önce yeri tespit ediyorlar.
Ege’nin en güzel kıyıları üzerinde birer akbaba gibi geziyorlar...
Tapu tespitinin ardından o tarlanın sahibi kimse muhtarla temasa geçiliyor.
Muhtardan bir yazı.
Ve köylüden orası satın alınıyor.
Şimdi sırada dünyanın en güzel koylarından birisinde işgali başlatmakta.
Deyim yerindeyse, “cennete beton dökmek”te...
3) BİRİNCİ ADIM
Önce tahtadan basit bir iskele çıkılıyor.
Sonra “Burada eski bir köy evi vardı, onu restore ediyoruz” diye belediyeye müracaat...
Ve ardından inşaat başlıyor...
4) YOL YOKSA ÇÖZÜM SAL
Peki yol yok... O nedenle bakir kalmış bu koylara onca malzemeyi nasıl taşıyorlar?
İnşaat için çimento, demir, taş nasıl gelecek?
Onun için de hemen bir sal yapılıyor.
İşte fotoğrafta gördüğünüz de böyle bir sal. Üzerinde traktör.
Tıpkı bir askeri işgal gibi.
Gece kimse görmeden traktör bir yakın kıyıya yanaşıyor.
Ve gün ağarırken sal traktörü alıp işgal bölgesine taşıyor.
Sonra inşaat başlıyor. Tabii oraya yol olmadığı için ne jandarma, ne çevre, ne orman ne de belediye görmüyor.
Sahil Güvenlik de zaten “mülteci kovalamaktan” bu konulara bakamadığı için, inşaat hızla ilerliyor.
Ve sonuç olarak arkadaşlar...
5) İŞGALCİ BİR DE BAYRAĞI DİKİP ‘ÖZEL MÜLKİYET’ TABELASINI ASIYOR
Böylece kaçak evler, malikâneler, denizi, ormanı, kıyılarımızı...
Yani milletin malını... Yani çocuklarımıza bırakacağımız mirası işte böyle işgal ediyorlar.
Peki cezası nedir diye sorarsanız:
“Nasılsa af çıkar” diyorlar...
“Seçim geliyor, illa ki af çıkar, biz de milletin malına konarız” diyorlar...
Öyle olmasa da anında bölge idare mahkemesine gidiyorlar.
Mahkeme nedense yıkım kararını durduruyor.
Sonra...
Sonrası böyle kardeşim.
İşgal ediyorlar.
Ben yazıyorum.
Onlar işgali devam ediyorlar...
Daha ne yapsam ki acaba?
KAYBETTİĞİMİZ MADENCİLERİMİZE ALLAH’TAN RAHMET DİLERİM. MİLLETÇE BAŞIMIZ SAĞ OLSUN...
Paylaş