Paylaş
Hiç bilemeyeceğimiz gizli bulutlara yüklendiği bir çağda...
Gündelik hayatımızdaki mucizeleri sıradan bir sıkılganlıkla kullanırken...
iPod’um, iPhone’um, laptop’um, iPad’imle, iTunes üzerinden konuşurken ben...
Seçtiğim müzikleri, atmosferde hiç bilmediğim bir buluta, iCloud olarak yüklediğimde...
Neden hiç şaşırmıyorsun?
- Nedir şimdi bu?
- Müzik nerede?
- Şiir nerede?
Mum ışığında yazılıp seslendirilen Dixit Dominus’u... Hendel’i...
Yani o muhteşem koroyu, iTunes üzerinden, gökyüzünde bilmediğin bir buluta yüklediğinde...
O inanılmaz armoni... Yaylılar... Soprano... Andante... Allegro... Nihavent...
Düşünsenize, gökyüzünde bir yerde senin işaretini bekliyor.
Nasıl bir maestrosun artık...
İşaret parmağındaki mucize, bir tuşa dokunmaktan ibaret...
Bir dokunuşta, o buluttan Mozart’ın notaları yağıyor ruhuna...
TEKNOLOJİNİN FİLOZOFU
Bilmem nedendir, ben her defasında şaşırıyorum.
Şaşırmayı seviyorum.
Ve şaşırarak alkışlıyorum bu çağı...
Farkında mıyız?
Başka insanların çağındayız artık.
Felsefenin el değiştirdiği bir çağ...
Sıradan mucizelerin çocukları yaratıyor bu çağı.
Teksesli, tek bakışlı, kâğıt kafalı bir faks döneminden, sınırsız hafızanın bulutlara yazıldığı bir yüzyıla geçiyoruz...
İşte o yüzden sormak istedim:
- Mesela Steve Jobs kimdi?
Dikkat edin!
Jobs öldükten sonra bütün pozları, elini çenesine götürmüş, düşünen bir adam şekline dönüşmektedir...
Düşünen adam...
Yani bir filozof...
Öyleyse Steve, “Düşünüyorum o halde varım”dan, “Düşündüm ve artık o varlığı 3 boyutlu çoğaltıyorum”a giden bir çağın filozofudur...
20’nci yüzyıla toslayıp kalmış olan felsefenin yeniden dirilişidir.
Görünmeyenin yüzüne, kendi gölgesini 3 boyutlu yansıtandır.
Ama bakıyorum da...
Bunca mucizeyi sıradan bir pazarlama markası gibi algılatan “Ambalaj ekonomisi”nde,
Ne yazık ki yeterince anlaşılmıyor bu yüzyıl.
Oysa dahası geliyor...
Yakında atmosfere öyle bir terabayt yerleştirecekler ki, bütün yükümüzü alacak...
Ve işte o gün, kendi sesimizi bile duymak için gökyüzünde yer kalmayacak.
O yüzden biraz da kendimle alay ederek soruyorum:
“Suriye meselesi”, “PKK çekilmesi”, “Muhteşem Süleyman” ve “Ben bilmem eşim bilir” , “senin bayrağın, benim bayrağım” muhalefetiyle ve bütün “iPhone 5”lerimize bakarak diyorum ki:
- Yeryüzünde miyiz hâlâ?
Evet...
Gözümüzün önündeki körlüğe kapılarak...
Birbirimizi kırıp geçirdiğimiz bu coğrafyada...
Üzerimize çizilen bu dijital atmosferi hissedip...
Benden başka şaşıranlar da var mıdır acaba diye soruyorum.
Ya da Apple Store’a girmeden cevap verecek bir dil arıyorum...
Vardır inşallah...
Vesselam...
Paylaş