İki protesto ve umudun donduğu an

BU hafta üç fotoğraf seçtim.

Haberin Devamı

Üç hayat rengi. Beyazdan siyaha üç renk...
Protestonun kırmızısı.
Umudun beyazı...
Hüsranın siyahı...

‘SEVGİLİ ÖĞRETMENİM’DEN BİR HAYAT DERSİ

İki protesto ve umudun donduğu an

Kadıköy’den muhabir Mehmet Akif Erdem göndermiş haberi...
Öğrencileri sokakta yerlere oturmuş onu dinliyordu.
Profesör doktor. Hayatının ilk sokak dersini veriyordu.
Üniversiteden atılmıştı. Ve o sınıfa giremeyince, öğrenciler sokağı sınıf yapmışlardı...
Hayatın kendisi bir sınıf olmuştu.
Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu dersin sonuna doğru gözyaşlarını tutamadı.
“Öğrenciler olmasa üniversite nedir?” nedir sorusunun cevabı için...
Doğuş Üniversitesi’nin öğrencileri protesto hakkını bir hayat dersi olarak verdiler.
Kırmadılar. Dökmediler. Taş, sopa yok.
Bir öğrencinin öğretmenini hissetmesidir bu...
O filmi hatırladım. Hayatımı çarpan o filmi.
‘Ölü Ozanlar Derneği’ Kadıköy’de hayat oldu.
Hepimize ders oldu...

Haberin Devamı

ANADOLU’DAN BİR PROTESTO

İki protesto ve umudun donduğu an

Bayramiç’ten geliyor fotoğraf, muhabir Fatih Daldal’dan...
Jandarma yok. Çatışma yok. Küfür, silah yok.
Ama Kurşunlu köyü ayakta. Köyün en yaşlı kadını düşüyor öne. 20 köylü 11 çadır kuruyor.
58 yaşındaki Bülent Özüeren açlık grevine başlıyor. Niye mi?
Çünkü, köylerine, çocuklarına, geleceklerine, yani doğaya sahip çıkıyorlar.
Çünkü feldspat madeni çıkarmak için ağaçları kesmeye başlayan şirketi protesto ediyorlar.
Çünkü ağaçlarına sahip çıkıyorlar.
Ben Kurşunlu köyünde, köylülerin kurduğu bu çadırları görünce aklıma Gezi çadırları geldi.
Kim bilir belki de böyle bir protesto kültürü başlatmış oldu Gezi...
Umarım Çanakkale Valisi duyar bu medeni protestoyu.
Ağaçlarına sahip çıkan bu köylüleri dinler.

UMUDUN DONDUĞU AN

İki protesto ve umudun donduğu an

Muhabir kardeşim, Cevat Danış çekmiş fotoğrafı...
Bu bir protesto değil.
Protestonun yüzlerde donup kaldığı andır...
Uzun süre baktım. Siz de bakın. Yüzlerde donan o masum ifadeleri.
Sanki zaman durmuş. Sanki bir bilimkurgu filminin son sahnesi...
İyice bakın.
Yüzlerde donan umudun o mahcup ifadesine...
İşte bir spor salonu. 18 bin insan toplanmış aynı yere bakıyor.
Salonun ortasındaki torbaya bir el uzanıyor. Ve sonra isimler okunuyor.
İŞKUR, 2 bin kişiyi işe alacak. 18 bin kişi işsiz bekliyor.
Muş’taki seçmen sayısının yüzde 10’u torbadaki ismini bekliyor.
Ve Cevat işte tam o sırada çekiyor fotoğrafı. Kendi ismini duyamayacak kadar heyecanlanan bu yüzleri.
O yüzlerde donup kalan umutları çekiyor.
İşsizlik başka nasıl anlatılabilir.
Spor salonunda umut ve hüsran yarışmaktadır.
Umut ve hüsran başka nasıl resmedilebilir.
İşte tam böyle...

Yazarın Tüm Yazıları