Paylaş
İçinde yıkılmış hayallerin, kırılmış umutların çığlığı var.
Diyor ki:
“Yıllarca annem çalıştı. Ben okudum. Gıda mühendisi oldum. Ama şimdi iş yok. Annem hâlâ çalışıyor. Ben evde oturuyorum. Gözlerimi kaçırıyorum çoğu zaman.”
Ben bunun gibi binlerce hayat biliyorum. Onbinlercesini hissediyorum.
Ve yine biliyorum ki:
“İstatistikler her şeyi açıklamaz. Kurutulmuş rakamlar, keskin grafikler kırılan umutları anlatmaz.“
Bu yüzden genç gıda mühendisinden gelen bu sözleri, binlerce kırılmış umut için bir isyan işareti ya da bir işaret fişeği olarak yazıyorum.
Ve çok önemli bir soru:
- Bugün üniversite bitirenlerin yüzde kaçı uzmanlıklarına yönelik bir iş bulabiliyor?
Ne yazık ki çok azı?
Örnek yine gıda mühendislerinden:
“Bakanlık bünyesinde 4 bin 600 gıda denetçisi çalışıyor. Ancak bunun sadece 826’sı gıda mühendisi...”
Peki bu çocuklar niye okutuluyor o zaman?
Daha vahimi; Türkiye’de toplam 500 bin kayıtlı işletmenin yalnızca 370 bini denetlenmektedir.
Çocuklar işsiz. Ve denetim eksikliği var.
Olacak şey mi bu?
Sonra gazete manşetleri:
“Toplu zehirlenme...”
“Denetimsiz sebzeler ölüm saçtı!”
Ve kanserojen besin tehdidi..
Peki bu durum yalnızca gıda mühendisleri için mi geçerli?
Bakın bakalım belediyelerin peyzaj ve mimari bölümlerinde çalışanların yüzde kaçı uzman. Ya da eğitimli?
Üniversiteler ne yazık ki, işgücü değil, işsizlik endişesiyle kıvranan çocuklar yetiştirmektedir.
Biber gazıyla büyüyen, polis copuyla yaşayan, umutları kırıldığı için isyan işaretleriyle dolu üniversite gençliği ağır ve açık bir yaradır.
Ve YÖK, antidemokratik bir ucube olduğu için bu toplumsal ve bireysel yarayı tedavi etmek için hiçbir şey yapmıyor.
Öğrenci yerleştirme sistemi, gençleri hayata değil, umutsuzluğa ve gelecek korkusuna yerleştirmektedir.
Önceki gün o genç gıda mühendisinden gelen bu acılı sözler için kendime de kızdım.
Çevremizi acılı ve umutsuz bir gelecek gibi kuşatan bu umutsuzluklardan ne kadar uzak yaşıyorum.
Bu yüzden bir pişmanlık mektubu olarak yazıyorum bunları...
Ve söz veriyorum:
Bundan sonra yanınızdayım kardeşlerim...
Yazın bana, ulaşın bana, kırılan umutlarınızın sesi olmaya hazırım...
Paylaş