Hangi denizci ile konuşsam aynı şeyi söylüyor

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin neden bir denizcilik bakanlığı yoktur.

Bu yazılar üzerine denizcilerden, doğaseverlerden, sahillerden inanılmaz bir destek geliyor.

Ortak görüş şu:

Türkiye artık dünyanın en güzel koylarından oluşan bu doğa harikasına “daha ciddi bir şekilde sahip çıkmalıdır”.

Necati Zincirkıran abimizden, Can Pulak abimizden aynı soru geliyor:

- Neden bir denizcilik bakanlığımız yok.

Diyor ki:

“Osmanlı’da Bahriye nezareti vardı.”

Diyorum ki:

“Bütün büyük ülkelerin denizcilik bakanlığı vardır. Denizaşırı güçleri vardır.”

Bozburun Kooperatifi’nin genç yöneticisi Ceysun diyor ki:

“Neden bir denizcilik bakanlığımız yok.”

Kocabahçe’den Mehmet, Kuzbükü’nden Menderes, Fethiye’den Ticaret Odası Başkanı aynı şeyi söylüyor.

İşte bu sesleri dinleme zamanıdır.

Üstelik de tam zamanıdır.

İstanbul’da belediye başkanlığı yapmış, Haliç’te denizciliği tatmış bir Cumhurbaşkanımız var.

Gemi inşasından ulaştırmasına kadar denizci bir Başbakanımız var...

Yine denizci olan bir Milli Eğitim Bakanımız var.

Gerek sahillerin yeniden düzenlenmesi...

Gerekse denizcilik eğitimimizin gelişmesi için bulunmaz bir fırsattır bu.

Düşünün ki 1124 km’lik Datça-Fethiye arasındaki turizm sahili yalnızca bir belediye tarafından yönetiliyor.

Akdeniz yine öyle...

Karadeniz yine öyle.

Kim nereye iskele yapıyor?

Kim nereye lokanta açıyor?

Kim nereye otel, pansiyon dikiyor?

Denizi var, ormanı var, çevresi var...

Türkiye turizminin altın sahilleri bu nedenle bir yönetim kaosu içindedir.

MAVİ KART UYGULAMASI

Mesela mavi kart uygulaması...

Dünyada böyle bir uygulama yoktur. Teknelerin organik atıklarını toplayan bu sistem elbette yeterli gelmiyor.

Bu sezon Bozburun’da bir motor yat denize mazot kaçırıyor. 2 bin 200 TL ceza kesiliyor.

Aynı yerde bir balıkçı teknesi mavi kartı işletmediği için 12 bin TL ceza alıyor.

Bu balıkçı üç yıl çalışsa o parayı kazanamaz.

Bunun gibi onlarca örnek...

Adam gelmiş Göcek Körfezi’ne koca gemiyi bağlamış...

Gitmiyor...

Aylarca orada. Ne soran var, ne arayan...

Oysa dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde bu tür dünya harikası körfezlerde, koylarda demir attırmazlar.

Sualtındaki flora bozulmasın diye tonoz uygulaması vardır. Tonozu da parayla kiralarlar.

DENİZCİLİK EĞİTİMİ

Eğitim Bakanımız denizcidir dedim ya...

Daha önce Denizcilik Müsteşarlığı yaptı.

Denizciler olarak kendisinden

beklentimiz şu:

- Sahillerin çocuklarına denizcilik eğitimi...

- Okullarda amatör denizcilik eğitimi...

- Su ürünleri ve kaptanlık okulları...

Türkiye Allah’ın verdiği bu doğal zenginliği, bu cennet körfezleri bilinçli bir şekilde değerlendirmek zorundadır.

Ormanları, koyları perişan eden “korsan yapılaşmalar” yerine mimari estetiği olan projeleri geliştirmelidir.

Dünyadaki bütün istatistikler gösteriyor ki denizler denizden değil karadan kirlenir...

Öyleyse ciddi bir düzenlemeyle arıtma tesisleri dahil olmak üzere karadan gelen bu kirlenmeye dur diyecek bir sistem bulunmalıdır.

DENİZCİ MESAJLARI

Sevgili denizci dostlar...

Rüzgârı, dalgayı, yemyeşil ormanları, yunusları, caretta’ları kendine rehber edinmiş doğa dostları...

Sizlerden yüzlerce mesaj alıyorum.

Hepimizin amacı, Sadun Boro abimizin bize emanet ettiği şu sözde birleşiyor:

“Sizden sonra gelecek nesillere de kirletecek denizler bırakın”.

Bu sözdeki ironi bile ne istediğimizi açıkça ortaya koyuyor.

Rüzgârınız kolayına olsun.