Paylaş
Öldürülen kadının adı Adalet...
Haber Ajansı muhabiri Felat Özarslan geçiyor haberi.
Yer: Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi.
Katil zanlısı adam anlatıyor:
“Olay günü eşim, kızım Havva’ya küfür etti.
Havva bir süre önce annesiyle tartıştığı için zehir içmişti.
Sabah Havva bıçağı alarak kendini öldüreceğini söyledi.
Ben kızımı öperek bıçağı elinden aldım. Bir süre sonra Havva bana seslendi. Ben kalktığımda silah sesi geldi. Adalet’in elinde pompalı tüfek vardı. Gidip baktığımda Havva’nın sırtüstü yere düştüğünü gördüm. Sonra Kevser’in yanına yöneldim. Ama onu vurduğunu görmedim. Eşim odadan çıktı ve çenemin altına tüfeği dayadı.”
Bir vahşet filmi gibi...
Sahneye bakın...
Zehir, bıçak... Pompalı tüfek... Kan... Kızlar vurulmuş. Baba anneyi bıçaklamış.
Adam devam ediyor:
“Ben mekanizmanın arasına parmağımı sıkıştırdım. Sol elini ısırdım, yine tüfeği bırakmadı. Elimde çakı bıçağı vardı. Ağzımla bıçağı açtım ve bir kez boynuna vurdum. Kan aktığını görünce bıçağı yere attım. Tüfek hâlâ elindeydi. Kapıyı açmama izin vermiyordu. Son çare ayakkabılıktaki bıçağı alıp vurdum. Galiba boyun kısmına vurmuşum. Yardım istedim, kimse yoktu. Boynuna elimi koyup kanı engellemeye çalıştım. Eşimin intihara meyilli bir kişiliği vardı.”
S.T., karısı Adalet’i nasıl öldürdüğünü böyle anlatıyor.
Şimdi mahkemedeyiz...
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışması adına avukat Serap Yiğit Erkuş davaya katılma talebinde bulunuyor...
Amaç, cinayete kurban giden Adalet’in haklarını savunmak...
Mahkeme karar veriyor:
-Talep reddedilmiştir... Çünkü suçtan doğrudan zarar görme ihtimaliniz yoktur...
HÂKİM GAMZE KAFKAS
İşte bu noktada mahkeme kararına bir hâkim muhalefet şerhi koyuyor.
Kadın hâkim Gamze Kafkas...
Kayıtlara geçmesi için diyor ki:
“Kişilerin katılan sıfatına sahip olabilmesi için psikolojik menfaatlerinin olması yeterlidir. Kadın cinayetleri ülkemizde, özellikle kırsalda ve yargılama yapılan Diyarbakır’da yaygındır. Feodal, ekonomik ve sosyal düzen kadınları savunmasız bırakmaktadır. Bu davada maktul Adalet Toprak’ın haklarını savunacak avukat yoktur. Bu nedenle Diyarbakır Barosu’nun talebi kabul görmelidir. Bu nedenle karara muhalefet şerhi koyuyorum.”
Bu şerhi okuyunca biraz olsun içim ferahladı. Kutluyorum.
Bu muhalefet şerhi, aslında kadına uygulanan şiddete, kadın cinayetlerine karşı bir adalet bayrağıdır.
Gamze Hanım’ın şerhini okuyunca yıllar önce yaptığım bir öneriyi hatırladım.
Güneydoğu’da terörün bitmesi için en önemli unsurlardan birisi feodalitenin çökertilmesidir.
Bunun için de daha çok kadın vali... Daha çok kadın polis... Daha çok kadın savcı ve hâkim...
Daha çok kadın yönetici diyorum.
Çünkü kadınlara güveniyorum.
Çünkü annelere güveniyorum.
Onlardaki “saf adalet” duygusu, bütün kanunların üzerindedir.
Hangi kayseri?
-Rezalet mi
-Karnaval mı?
NE yazık...
Bir lise öğretmeninin rezaletiyle anılır oldu Kayseri.
Oysa o Kayseri’de bakın bu hafta neler var:
-Dünya Snowboard Şampiyonası.
-Üniversiteler Arası Futbol Turnuvası...
-Türkiye Kadınlar Basketbol Şampiyonası...
Kayseri aylardır bu yarışlara ev sahipliği için hazırlanıyordu.
Vali Orhan Düzgün... Belediye Başkanı Mustafa Çelik aylardır şantiye şantiye geziyordu.
Erciyes’teki pist uzunluğu 100 kilometreye çıktı.
Uluslararası bir altyapı sağlandı.
Her şey şubat ve mart ayı içinde bunların tanıtımına kalmıştı.
Tam bu spor karnavalı, bu moral basına tanıtılacakken, Kayseri manşetlere bir öğretmen rezaletiyle düştü.
Bir okulun ‘toplu cinayeti’yle sarsıldık.
Onca çaba, onca hazırlık, onca emek... Ve bir ‘rezalet’.
Koskoca bir şehri nasıl da sakatladı...
Ama olsun...
Ben yine de bu hafta sonu Kayseri’yi bir karnaval kenti olarak görüyorum.
Dünya gençliğinin snowboard merkezi olarak görüyorum.
Paylaş