Paylaş
Sizin manşetleriniz yani.
Bu hafta da örneklere devam ediyorum:
BİRİNCİ MANŞET: ‘KENDİNE GÜVENEN BİR KADININ ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ’
- LİSEYE başlamadan önce, bir eczaneye yardımcı olarak girmişti.
Getir götür yani.
Sonra ilaçları, hastalıkları ve kozmetik dünyasını tanıdı.
İşte o an sevdi mesleği. Ama bırakın üniversiteyi, lise mezunu değildi.
Eczanenin estetik bölümüne yardımcı olmaya başladı. Yavaş yavaş...
Geceleri okuyarak, gündüzleri öğrenerek devam etti. Günler, geceler, yıllar...
Liseyi bitirdi. 10 yıl boyunca gözünü kırpmadan çalıştı.
Sonunda kendi işyerini açmak için KOSGEB’e başvurdu.
Şeyma Bağrıaçık.
29 yaşında ve şimdi estetik konusunda çok başarılı bir işyerinin sahibi.
Genç girişimciler için iki şey söylüyor:
“Eğitim hiç bitmiyor, her gün yeni bir şey öğrenin.”
“Hayallerinizin peşinden koşun. Mutlaka sevdiğiniz işi yapın.”
İKİNCİ MANŞET: PARTİ DÜNYASININ PRENSESİ
- Kader Aksu’nun sokak arasında küçük bir dükkânı vardı. Hayali parti süsleri yaratmaktı. Ve süsler dünyasında büyümek istiyordu. Bir belediyeden destek istedi. Yine bir kadın kuruluşunun da desteğiyle, alın terini estetikle birleştirdi. İSMEK’ten yardım aldı.
Ve şimdi partilere, organizasyonlara yetişemeyecek kadar işi var. İşyerini merkezi bir yere taşıdı.
Kader, kendi hayalinin peşinde koştu.
Kendi kaderini yarattı.
ÜÇÜNCÜ MANŞET: TÜRLER ARASI İHANET
- Onur Baştürk, geçtiğimiz hafta çok güzel bir yazı kaleme aldı. Fethiye Körfezi’nin gerçekten muhteşem bir koyunda...
Bir yemek.
İşte o yemeği anlatırken, belki de bilmeden çok büyük bir yaraya parmak bastı.
Özetle şöyle yazdı:
“Günün balığı lagos, harikaydı...”
Onur, Turunçpınarı’nda Balıkçı Osman’ın lokantasını anlatıyordu.
Ama o öyle yazınca, denizcilerden bana mesaj yağdı:
“Fatih Bey, siz denizlerimize sahip çıkan bir çevrecisiniz. Bildiğiniz gibi Türkiye denizlerinde 5 yıldır lagos avı yasaktır. Çünkü lagos türü tükenme riskindedir. Lütfen bu konuyu yazın.”
Mesajı gönderen denizci/çevreci arkadaşımız haklıydı.
Önce şunu söylemeliyim ki...
Yıllardır tanıdığım Balıkçı Osman tam bir doğa tutkunudur. Onca varlığına rağmen, koyunlarla, hayvanlarla, köpeklerle, sığırlarla, keçilerle birlikte yaşar. En büyük tutkusu doğadır. Denizde av mevsiminin sadık bekçisidir... Nice zamanlar, denizdeki türlerin korunması için sohbetlerimiz olmuştur. Bu mesaj gelince koyu satın alan Timur Savcı’yı aradım. O da gerçek bir doğa tutkunudur. Sonuç olarak o lagos ithalmiş ve faturaları da varmış...
Ancaaaak...
Bu demek değildir ki her lokanta ithal lagos satıyor.
Birçok yerde yasadışı avlardan gelen ve nesli tükenmekte olan lagoslar büyük paralara servis ediliyor.
Yasaklanınca sosyete balığı olan lagosa ilgi de arttı.
“Abi sizin için ayırdık” türünden bol bahşişli sözler arttı.
Geçenlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kaçak deniz avcılarına yaptığı baskın bu nedenle alkışlanacak bir harekettir.
Ama mesele yalnızca kaçak avcıları yakalamakla çözülmüyor.
İş yine bize düşüyor.
Parası olup da lagos yiyecek arkadaşım.
Eğer bir lokantada lagos servis ediliyorsa lütfen ithal faturasını iste.
Yoksa ihbar et...
Çünküüüü...
İnsanlık doğaya ihanet ettikçe...
Başka türleri yok ettikçe...
Kendi lanetini de yaratıyor.
Nuh’un gemisi boş bir efsane değildir...
Unutma...
Paylaş