Ege'de silahsız uçuş zamanı

ATİNA’daydık.Devlet Bakanı Egemen Bağış, Başbakan Papandreu ile kritik bir görüşme yapıyordu... Görüşme sonrasında aldığım izlenim şuydu:

“Eğer karşılıklı iyi niyet adımları atılırsa Kıbrıs’ta ve Ege’de kalıcı çözüm için umut doğar...”

Peki nedir o iyi niyet adımları?

 

İşte bugün Atina’dan çok önemli bir mesaj geliyor:

 

- Atina’da bir cami yapımı ve Müslüman mezarlığı için yer tahsisi...

 

Bu mesaj Egemen Bağış’ın sözünü ettiği “iyi niyet adımı” olabilir mi?

 

Bana göre evet...

 

Hem de çok güçlü bir adım..../images/100/0x0/55ea5279f018fbb8f8785303

 

Grevler, isyanlar ve iflas söylentileriyle sarsılan Yunanistan bugün içine düştüğü krizin aynasında hatalarını ayıklamaya çalışmaktadır...

 

Aynada gördüğü en temel ders ise şudur:

 

“Aşırı savunma harcamaları...”

 

Türkiye’yle giriştiği silah yarışı nedeniyle bütçesinin en büyük harcama kalemi savunmadır...

 

Elbette bizim de öyle...

 

Ege’nin iki yakasında yaşanan bu silah yarışı yüzünden Ege halklarının iki yakası bir araya gelmiyor...

 

Ege semalarında her gün Türk ve Yunan savaş uçakları “it dalaşı” yapıyor...

 

Ege’nin yanık tenli çocukları birbirleriyle böyle dalaşırken, silah tüccarları okyanus ötesinde viskilerini yudumlayıp yeni silah satış anlaşmaları yapıyor. Budur işte kıta sahanlığı... Budur Kardak...

 

Şimdi Yunanistan bir adım atıyor.

 

Türkiye Ruhban Okulu’nun açılabileceğini söylüyor.

 

Ve Yunanistan artık biliyor ki;

 

Savunma harcamalarını kısması için Türkiye ile iyi geçinmesi gerekiyor.

 

Bunun mesajını veriyor şimdi...

 

Ve işte ben bu yüzden soruyorum:

 

- Ani bir kararla Ege’de devriye gezen Türk jetleri artık silahsız uçsalar...

 

İKİNCİ YAZI

 

Bu soruyu sormazsam uykularım kaçar

 

SESSİZCE soruyorum... Skandalsız soruyorum. Kim kimin bileğini büktü gibi bir arayışım da yok...

 

Ama biliyorum ki ortada bir sorun var... Bir şeyler yaşandı.

 

Bu nedenle Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı bir araya geldi.

 

İşte hiçbir skandal arayışı olmadan soruyorum:

 

- Askeri bilirkişinin Balyoz Planı ve ıslak imzayla ilgili verdiği raporların anlamı nedir?

 

Bunu birileri biliyor.

 

Eğer hakkımız varsa biz de bileceğiz. Hakkı var ki bu millet de bilecek...

 

O zaman o birileri şu sorunun cevabını vermeli:

 

- Askeri bilirkişi neden Balyoz Planı’yla ilgili raporunda ısrarla üstüne basa basa, “Kara Kuvvetleri Komutanlığı bilgisi dışında” ibaresini kullanıyor?

 

Askeri bilirkişi; raporunda defalarca vurguluyor:

 

KKK’nın emirlerine rağmen 1’inci Ordu’nun senaryonun dışına çıktığını söylüyor.

 

Neden?

 

Bu ifadelere göre olay dönemin 1’inci Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan’ın üzerine kalıyor.

 

Bir daha soralım:

 

- Peki o zaman Kara Kuvvetleri Komutanı kim?

 

- Aytaç Yalman.

 

- Plan tatbikatlarını yürüten Kurmay Başkanı kim?

 

- İlker Başbuğ...

 

Şimdi askeri bilirkişi diyor ki;

 

- Yalman ve Başbuğ bilmiyordu...

 

Ne demek bu?

 

Bir halkın vicdanına doğru sessizce soruyorum. Ne bir gerilim ne de bir skandal arıyorum...

 

Yalnızca soruyorum...

 

Vicdanımızın kıyılarına doğru hangi cevaplar vuracak, bekliyorum...

Haberin Devamı

 

 

ÜÇÜNCÜ YAZI

 

Kaldırın o yürüyüşü

 

BİNLERCE mesaj aldım... Hâlâ geliyor... New-York’tan bir okur şöyle yazıyor:

 

İŞTE ANKETİN SONUCU

''Sizce her yıl New York'ta yapılan Türk yürüyüşü iptal edilsin mi edilmesin mi?'' diye sorduk. Ankete katılan 4230 kişinin yüzde 53.8'i (2276 kişi) 'Evet iptal edilsin' dedi, yüzde 46.2'si (1954) 'Hayır iptal edilmesin' dedi.

“Fatih Bey, 10 senedir Amerika’dayım ve New Jersey’de yaşıyorum. İlk Türk yürüyüşüne geçen sene gittim, Trafikte sıkışınca yürüyüşü kaçırdık. Park kısmında olan bölüme gittik. Böyle bir rezillik, basitlik olamaz. Park zaten çok küçük bir park. Bizim apartman aralarındaki bir park gibi. Organizatörlerinin yarattığı rezilliği o küçük parkta görseniz. Zaten tek bir Amerikalı da yok. Fatih Bey, buna benzer yürüyüşleri Latin Amerikalılar falan yapıyor... Biz neden büyük ülke gibi davranmıyoruz... (Erhan Akgül)”

Haberin Devamı

 

İşte soru bu:

 

- Biz neden büyük ülkeler gibi davranamıyoruz?

 

Bir ülke başka bir ülkenin caddesinde neden, “Ben Türk’üm” diye yürüme gereği duyar? Mesela neden Fransa ya da Almanya yürümez... Bu aslında bir yürüyüşten çok bir yalvarma, bir eziklik gibi geliyor bana. Tabii yıllardır o lobi şirketlerine akan milyonlarca dolar var. Burada işsizlikten kırılanlar var. Orada lobi şirketlerine akıtılan ve boşa giden milyonlarca dolar... İşte bu yüzden diyorum:

 

- Şimdi mayıs ayında yapılacak bu yürüyüşü artık durdurun. Bu komik tanıtıma bir son verin.

 

Çünkü başkasının caddesinde yürüyerek bir şey anlatamazsınız...

 

Haberin Devamı

Yazarın Tüm Yazıları