Dünyanın en keskin ahlak sorusu: ‘O aşı satılır mı?’

Tabii ilk sorum şu:

- Dünya ne zaman normale döner?

“Bunu söylemek mümkün değil. Ama bir gerçek var ki, o da aşının ve ilacın bulunmasıdır. Hastalık kontrol altına alınsa da dünyada ticaretin, ulaşımın, sosyal ilişkilerin, yani insanlar arasındaki bağların yeniden eski haline dönmesi için bir ‘aşı kontrol süreci’ yaşanacaktır.

Aşı vizesi, ülkeler arasındaki seyahatlerde belki vizeden daha önemli hale gelecektir.”

- Öyleyse yalnız ülkemizde kontrol altına alınması yetmez...

“Türkiye şu anda birçok ülkeye göre çok iyi bir mücadele veriyor. Yatak kapasitesinden tıbbi malzeme stokuna kadar iyi durumdayız. Kontrol altına alınıyor da diyebiliriz. Ancak dünyada hız kesmezse, kontrol altına alınamazsa, işimiz yine zor demektir.”

- Çünkü turizmden ulaşıma kadar, sanayiden ihracata kadar dünyayla entegre bir sistemdeyiz. 

“Aynen öyle ve dahası var... Aşı olmadan ‘aşı vizesi’ verilebilir mi? İşte soru bu. Elbette bu sorunun birçok cevabı olabilir. Ama tahmin ediyorum, birçok ülke aşı bulunduktan sonra bu ‘aşı vizesi’ uygulamasını başlatır. Yani vize gibi...”

- Ama daha aşı ortada yok ki...

“Umarım çabuk bulunur. Ama aylar var. Bunun tescili var. Üretilmesi var. ”

ASIL SORU

Doktor arkadaşımla sohbetin son bölümü ise şöyle:

“Bir doktor olarak üzülerek soruyorum: Acaba bu aşı bulunduğunda parayla mı satılacak? Satılacaksa kaça satılacak? Ve milyarlarca insana nasıl yetiştirilecek?”

- Satılır mı yahu? İnsanlık kırılırken parayı mı düşünürler?

“Niye insanlık kanserden kırılırken hâlâ kanser ilaçlarına, görüntüleme cihazlarına zam üstüne zam yapılıyor? O nasıl oluyor?”

Gerçekten de mesela 6 ay önce kriz sırasında dolar 7 liraya yükselmişti. O zaman vitaminler dahil bütün ilaçlara yüzde 30-40 zam gelmişti. Ama dolar sonradan 5.50’lere indi, peki ilaç fiyatları indi mi? Hayır...

Ben yine de bulunan aşının satılacağına inanamıyorum. Bu bir ahlaki soru değil midir?

Evet, insanlık için en ahlaki sorudur...

Sevgili okurlar...

Bir düşünün, acaba sizce satarlar mı?

Bana göre Türkiye bulursa satmaz. Tayyip Erdoğan satılmasına izin vermez. Bunca yardımı yaptığına göre aşıyı da insanlık için bir yardım olarak görür.

Öyleyse her ülke yönetimi “satmayacağını” şimdiden açıklamalıdır.

Liderler söz vermelidir.

Dünya Sağlık Örgütü ya da BM, liderlere bunu sormalıdır.

Şöyle bir sahne düşünsenize...

Liderler hep birlikte videokonferansla söz veriyor:

“Aşıyı bulursak satmayacağız...” 

Yeni bir dünyanın ilk ahlaki sesi olur bu...

YERLİ İLAÇ SANAYİSİ

“Aşının bulunması ve yerli olması”yla ilgili konuşmalar önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şu sözünü hatırlattı:

“Yerli ve milli hamleyi inşallah ilaç sanayimizde de başlatıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerli solunum cihazının tanıtımı sırasında söylediği bu söz çok önemlidir.

Yerli ve milli savunma sanayisinden sonra yerli ve milli ilaç sanayisi...

Enerjiden sonra Türkiye’nin iki büyük gider kalemi...

Enerji için nükleer santrallar geliyor. 

Savunma sanayi için muazzam bir gelişme sağlandı. 

Demek ki sıra ilaç sanayisinde...

Yakında bununla ilgili de bir gelişme bekliyorum.