Paylaş
Bayramın arife günü çok yakın bir arkadaşımın başına geliyor.
Saat 14.15 bir telefon.
-Nur Hanım, sizi ... Bankası Genel Müdürlüğü’nden arıyorum.
-Buyurun.
-Efendim özel bankacılık müşterimizsiniz. Size özel yapılmış bir sağlık sigortanız var. Ancak görüyorum ki, hiç kullanmıyorsunuz. Bu durumda eğer kullanmayacaksanız, size 2 bin lira birikmiş priminizi gönderelim.
-Evet
-Ve sonra da sigorta şirketiyle hesabınızı kapatalım.
-Nasıl yani.
-Sigortalı olan siz olduğunuz için sigorta hesabınızı sizin hesabınızdan kapatmamız gerekiyor.
-Yani? (Bu noktada dostum şüphelenmeye başlıyor.)
Karşı taraftaki ses devam ediyor:
-Yani şöyle yapacağız. Biz sizin hesabınıza 450 bin lira göndereceğiz.
-Evet sonra.
-Sonra siz verdiğimiz sigorta acentesinin hesabına size gönderdiğimiz parayı geçeceksiniz. Böylece hesap kapanacak.
(Dostum düşünmeye başlıyor)
Karşıdaki ses devam ediyor.
-Bakın ben şimdi görüyorum zaten falanca isme şu tarihte şu kadar para göndermişsiniz. Şu tarihte şu kişiye virman olmuş...
Adam hesap hareketlerini sayınca dostumun şüphesi de azalıyor. Hesap hareketlerini doğru saydığına göre belli ki bankadan birisi diye düşünüyor.
Gerçekten de az sonra hesabına 450 bin lira geliyor.
Ve ardından telefon:
-Nur Hanım hesabınıza para geldi. Şimdi o parayı şu hesaba aktarın...
Nur Hanım, hesabına bakıyor. Gerçekten de 450 bin lira gelmiş.
Adam devam ediyor:
-Hesap numarasını size gönderdim. Eğer sizin transfer limitiniz 100.000 liraya kadarsa daha önce transfer yaptığınız şu kişiler aracılığıyla da alabilirler. (Yine hesabındaki transfer emirlerini sayıyor.)
Nur Hanım ilk olarak 100.000 lirayı hesaba gönderiyor.
Ama sonra bir bakıyorlar ki gönderdikleri hesap Baha diye bir isme ait.
-Bu Baha kim?
-Sigorta yetkilisi...
Hemen telefonu kapatıyor.
Tabii bayram tatili başladığı için bankada da kimse yok. Arife olduğu için banka tatile saat 14.00’te giriyor.
Nur Hanım bütün kredi kartlarını o an iptal ediyor.
PAZARTESİ ŞOK
Bayram tatili bitip de pazartesi gününe gelince Nur Hanım doğrudan bankaya gidiyor.
Banka şubesinde öğreniyorlar ki;
Dolandırıcılar bankanın internet sistemine girmişler. Nur Hanım’ın vadeli hesabını kırıp o vadeli hesaptan vadesiz hesabına 450 bin lira göndermişler.
Yani...
Nur Hanım’ın vadeli hesaptaki parasından 450 bin lirayı kendileri göndermiş gibi vadesiz hesabına aktarıyorlar.
Bu gerçek ortaya çıkınca hemen jandarmaya gidiyorlar. Bodrum Jandarması çalışmaya başlıyor. Ve 100 bin liranın gönderildiği hesabın sahibi Baha yakalanıyor. Baha “Benim haberim yok” diyor. Çünkü parayı onun hesabından da çekmişler. Kuyumcuda altına dönüşmüş. Asıl dolandırıcılar hâlâ aranıyor.
Soruşturma sürüyor.
Bakalım banka ne yapacak?
Bu olayda elbette bankanın bir sorumluluğu olmalıdır.
Çünkü bankalar “güven” unsuruyla mevduat toplarlar.
İkinci soru acaba bankanın içinde dolandırıcılarla bağlantılı birileri var mıdır?
Bütün bunlar soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır elbette.
Son günlerde bu tür “siber şeytanlıklar” öylesine arttı ki.
İçişleri Bakanlığı “Sibergöz 31” operasyonu yapıldığını açıkladı:
“İstanbul merkezli 5 ilde kendilerini kamu görevlisi gibi tanıtan aldatıcı yöntemlerle vatandaşların hesaplarında bulunan paraları üçüncü şahıslar adına açtıkları hesaplara aktardıkları tespit edilen 18 şüpheli yakalanmıştır.”
“Siber şeytanlıklar”ın örneklerine yarın devam edeceğim...
Paylaş