Paylaş
Dönemin Spor Bakanı Çağatay Kılıç davet etmişti. Samsun’un hizmette sınır tanımayan Belediye Başkanı Yusuf Ziya Bey muazzam bir golf sahası yaptırmıştı.
Elbette Çağatay Bey’in desteğiyle.
Karadeniz’de bir ilk.
Kuzey fiyortlarındaki gibi golfe uygun iklimiyle Karadeniz’de bir renkti.
Golf olunca Mevlüt Çavuşoğlu olmadan olur mu?
O gün Samsun’da aslında yalnızca bir golf sahasının açılışı yoktu.
Türkiye’yi ufuklarına doğru yükseltmek isteyen bir vizyonun Samsun’daki töreni vardı.
Mevlüt Bey ilk vuruşu yaptı.
Çağatay Bey akşam yemeği için bir davet vermişti...
Hep birlikte gittik.
Akşam eski dostlar olarak Mevlüt Bey ve Çağatay Bey’le bir masada sohbet ediyoruz...
15 Temmuz gecesi...
Hemen yanımızda Erdoğan Demirören oturuyor.
O da golfe yatırım yapan duayen bir işadamı olarak oradaydı.
Tesadüf bu ya sonradan patronumuz oldu.
Neden tesadüf diyorum?
Anlatayım...
Yemekte golf sohbetleri, minik siyaset kulisleri ama daha çok dost esprileri yapılırken...
Bir ara Çavuşoğlu’nun özel kalemi geldi:
“Efendim Boğaz Köprüsü’nde askerler var.”
“Yani...”
Önce Çağatay Bey “Bir terör ihbarı vardır” dedi.
Mevlüt Bey “Evet olabilir” dedi.
Sonrasını biliyorsunuz.
İhanet hortlamıştı.
O sırada durumu anlamak için kaldığımız otele geçtik.
Bakanlar telefon trafiği için odalarına çıktı.
Biz de televizyonun karşısına.
İşte o dakika Erdoğan Demirören Bey’le televizyon karşısında bir grup olarak olayları izliyoruz.
Ve elbette sohbet ediyoruz. Binlerce soru işareti üzerimize yağıyor.
Bir ara Erdoğan Bey bana dönüp şöyle dedi: “Fatih sence nedir bu?”
Yorumlar yapıyoruz...
Ben “Birileri bir halt karıştırıyor ama komutanlar ortada yok. Belli ki asker içinde bir karışıklık var” dedim.
Erdoğan Bey, “Bana göre bir kalkışma var” dedi ve ekledi:
“Bak Fatih sen beni gazeteci olarak yanına al. Ben yorum yapayım.”
O kriz halinde gülmüştük.
Ne garip bir tesadüf ki yıllar sonra o bizim patronumuz oldu.
Kriz büyürken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “meydanlara çıkın” çağrısı üzerine Mevlüt Çavuşoğlu, Çağatay Kılıç ve Samsun milletvekili Çiğdem Karaaslan “Hadi meydana yürüyelim” dediler.
İşte tam ben yola çıkarken Erdoğan Bey elimi tuttu...
“Fatih keşke ben de sizle yürüyebilsem” dedi.
O gece sabaha kadar meydandaydık.
Erdoğan Bey o gece bizle yürüyemedi ama dün bir Kadir Gecesi’nde Allah’ın rahmetine yürüdü.
Türk sanayisi, varlığını tırnaklarıyla kazanan özbeöz evlatlarından birisini daha kaybetti.
Mekânı cennet olsun.
Paylaş