Paylaş
Anne bir sabah bebek sandalyesinin altında bir tutam saç buldu. Bebeğin saçıydı... Alev Hanım, bakıcının çocuğunu dövdüğünden şüphelenmişti.
Babalarına söylediler...
Dede Çelebi Ekim, bir sabah anne-baba gidince evin kapısını dinlemeye başladı.
Çocuğun çığlıklarını duyunca da cep telefonuyla eve girip olanı biteni kaydetti.
Bakıcı Fadime, elinde terlikle 3 yaşındaki çocuğu dövüyordu. Anne-baba perişandı...
Minicik yavruları meğer her gün eziyet görüyormuş...
Hemen polise gidildi. Görüntü kaydı ve tutanaklar, ifadeler...
Dava açıldı...
Ama “basit yaralama” suçundan.
Savcı itiraz etti. Mahkeme bu defa davayı “eziyet” fiiline çevirdi...
Sonuçta...
6 ay gibi bir sürede Merzifon 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi bakıcı kadına 7 yıl hapis cezası verdi...
Anne Alev’in ilk sözü şu oldu:
“Ben ilk şüphelendiğimizde önce toz konduramadım. Neden küçücük bir çocuğa bunu yapsın diye düşündüm. Videoyu izlediğimde şok oldum, dünyam başıma yıkıldı. En önemli varlığımı, evladımı emanet ettiğim bakıcı bunu yaptı. Kimseye güvenimiz kalmadı. Neyse ki adalet yerini buldu.”
Biliyorum ki milyonlarca çalışan anne-babanın zaman zaman içini bu kuşku kemirmektedir... Bu olayı ve cezayı yazdım ki...
Bir nebze ibret olsun...
Ayrıca kararı veren hâkimler de vicdanımızı rahatlattı. Helal olsun...
Fotoğraf: Mehmet Selim YALÇIN
BAZEN BİR FOTOĞRAF HER ŞEYİ ANLATIR
ŞU kolunu öğretmen ablasının omzuna atışına bakar mısınız?
Şu gözlerindeki ışık...
Şu gülüşü...
Şırnak’ın Silopi ilçesi burası...
Bölgedeki ailelerden gelen istek üzerine otistik çocuklar için bir sınıf açılıyor.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Bülent Dayanan karar alıyor.
Okul müdürü Ali Bilgin sınıfı açıp öğretmenleri belirliyor.
Ve böylece, kan ve gözyaşı fotoğraflarıyla hatırladığımız bölgeden muazzam bir sevgi fotoğrafı yükseliyor.
Otistik çocuklar için Silopi’de bir sınıf...
İşte o sevginin, özverinin fotoğrafıdır bu...
7 otistik öğrenci, o sınıfta öğretmen ablalarının kollarında hayata tutunuyor.
Helal olsun size eğitim müdürü Dayanan... Helal olsun size okul müdürü Bilgin...
Ve sevgili öğretmenim...
Bu fotoğraftaki gibi yüzündeki o şefkat hiç eksilmesin...
‘KOŞUN! İTALYA’YA GELDİNİZ’
“BÖYLESİ ancak filmlerde olur” deriz ya... Tunç Okan’ın “Otobüs” filmini hatırlatacak bir olaydır bu.
Özeti şöyle:
Zonguldak Ereğli demir çelik fabrikalarının güvenlik görevlileri limanda koşan 6 kişi görür...
Yakalarlar...
- Nereye gidiyorsunuz kardeşim?
- ...
- Kimsiniz kardeşim?
- ...
- Allah Allah, sağır mı bunlar?
Bir görevli şüphelenir:
- Bunlar galiba Türk değil. Suriyeli falan...
Hemen polisi ararlar ve gerçek ortaya çıkar...
6 Filistinli İtalya’ya kaçmak için İstanbul’a gelirler. Orada kendisini acente olarak tanıtan birileriyle anlaşırlar.
Adam başı 5000 dolar...
Onları limanda bir konteynere bindirirler. Sonra “Bu gemi sizi İtalya’ya götürecek” derler.
Oysa gemi Ereğli Limanı’na gitmektedir.
Karaya çıkınca konteyneri açan bir kişi bağırır:
“Koşun! İşte burası İtalya...”
Neyse ki polis sahtekârları yakalar.
Farkında mısınız, son dönemde dünyanın en büyük meselesi “göçmen dramı” oldu...
Teknoloji geliştikçe insanlık geriliyor mu?
Paylaş