Bu fotoğrafın dünyada bir örneği var mıdır?

İşte bir TEM gişesi...

Aynı gişede sıkışan iki araç...

Birbirlerine girmişler...

Fotoğrafa defalarca baktım...

Bu nasıl olabilir...

Onlarca metre önce zaten o gişenin girişi çizgilerle belirlenmiş mi?

Belirlenmiş...

En az 1 kilometre öteden uyarı levhaları yok mu?

Var...

Ayrıca 30 kilometre hız sınırlaması var...

Peki nasıl oluyor?

Şöyle oluyor efendim...

Siz medeni bir insan olarak, kurallara uyup, 30 kilometre hız sınırının altında giderken...

Arkadan gelen maganda, sizi geçmek için gaza basıyor.

Hatta siz niye yavaş gidiyorsunuz diye, hem korna çalıyor hem de el kol işareti yapıyor.

Eğer siz de sinirlenip gaza basarsanız...

Muhtemelen işte bu fotoğraf ortaya çıkıyor...

Ayrıca sabırlı olup gaza basmasanız bile, o yine yapacağını yapıyor.

Uyanık ya. Öne geçecek. Uyanık olmayı böyle öğrenmiş çünkü.

Her defasında yaşıyoruz bunu. Biraz araştırın, böyle onlarca sıkışma ve kaza olayı var.

İşte olan bu...

Şimdi gelelim soruya...

Neden?

Çünkü “sıra kültürü yok”.

Çünkü “ötekine saygı yok”.

Çünkü zaman kavramı farklı çalışıyor.

Yani saatlerce cep telefonunda oyun oynar. Boşa vakit geçirir. Ama gişe önünde 3 dakika bekleyemez.

Çünkü “başkasının sırasını çalmak, uyanıklık olarak öğretilmiş”.

Çünkü “uyanık” olmayı; kuyrukta kaynak yapmak, başkasının yasalara olan saygısını kullanarak aldatmak olarak öğrenmiş...

Çünkü... Çünkü... Çünkü...

İşte o nedenle diyorum ki...

Sayın Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer...

Acaba okullara bir ders daha koysak... Ya da bir dersin içine eklense...

BİRLİKTE YAŞAMANIN KURALLARI

O dersin adı da “Birlikte Yaşamanın Kuralları” olsa...

Yani çocuk, 2 kere 2’yi öğrenirken başkasının sırasına saygı duymayı da öğrense...

Yaya geçidinin olmadığı yerlerde bariyerlerden atlamanın yanlış olduğunu anlasa...

“Acele etmenin” yasaları çiğnemek, başkasının hakkını çalmak olmadığını öğrense...

Sabırlı olmanın “aptallık olmadığını” öğrense...

Uyanık olmanın, kurnaz olmanın, başkasını aldatmak olmadığını bilse...

Bu ders etkili olmaz mı?

BU SCOOTER’A NE DEMELİ

İşte bir örnek daha...

Burası Kadıköy...

Kim bu çocuklar?

Oysa Scooter’lar için yasa yeni çıkmış. Kurallar açıklanmış... Yasa da bu yollarda gidemezsin diyor.

Bu çocuklar alay eder gibi üç kişi aynı anda gidiyor.

İşte olan bu...

DHA’nın geçtiği videoyu izleseniz çıldırırsınız. Çocuklar otomobillerin, kamyonların, otobüslerin arasından teğet geçiyor.

Uzun bir yolu böyle gidiyorlar. Bir tek müdahale yok. Trafik polisi de yok...

VE ELBETTE MOTORLU KURYELER

İşte Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı istatistikleri:

2021 yılında şu ana kadar 33 bin 552 adet ölümlü ya da yaralanmalı motosiklet kazası olmuş.

Düşünsenize...

Trafikte giderken yanınızdan hızla geçen o moto-kuryeler.

Kırmızı ışıkta dursanız, aynanızı sıyırıp geçen o motorlar...

Yemek getiren kuryelerin, şirketlerin baskısı yüzünden zamanında ve sıcak yemek götürmek için motorlarını ölümüne sürdüklerini herkes biliyor.

Bu çocuklar bu baskıyla ya ölüyorlar ya da birilerinin ölüp yaralanmasına neden oluyorlar...

Evet, bu çocuklar şirket baskısı yüzünden bu haldeler...

Öyleyse bu kazalarda şirketlerin de sorumlu tutulması gerekmez mi?

Umarım, Milli Eğitim Bakanlığı gelecek nesiller için böyle bir ders koyar.

(Böyle bir ders var derseniz, demek ki yeterli değil derim...)

Umarım polis teşkilatımız da bu konularda çok daha duyarlı olur.

Birlikte yaşama nezaketine sahip kuşaklarla kazasız günler dilerim...