Bu dedektiflerden ‘Kaçış Yok’
ONLARIN hikâyelerini uzun uzun yazmıştım.
Anadolu hazinelerinin amansız dedektifleri.
Sinema deyişiyle (tam anlatmasa da) “Kutsal Hazine Avcıları”.
Resmi adları:
“Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılık Daire Başkanlığı...”
Ekipte yılmaz savaşçılar var.
Zeynep Boz ve arkadaşları...
Önceki gün bir sergi açıldı.
Adı: “Kaçış Yok...”
Ne güzel bir isim bulmuşlar...
“Kaçış Yok”
Peki nereden kaçış yok?
Yani, onlar sayesinde Anadolu’nun tarihi eserlerinin Anadolu’dan kaçışı yok.
Bunun için çalışıyorlar.
Dünyadaki müzeleri, müzayedeleri tek tek takip ediyor, Türkiye’den kaçırıldığını düşündükleri eserlerin peşine düşüyorlar.
Ama öyle yalnızca ‘bürokratik bir yazışmayla’ değil.
Polisle, jandarmayla, Dışişleri Bakanlığı’yla, istihbarat elemanlarıyla birlikte çalışarak.
Düşünün ki;
Dünyanın en büyük eski eser organizasyonlarıyla, müzeleriyle, koleksiyoncularıyla savaşıyorsunuz.
O ülkenin adaletine gidiyorsunuz. İspat etmek için eserin bulunduğunu iddia ettiğiniz antik kentten ya da bölgeden benzer örnekler götürüyorsunuz. Kanıtlar ortaya koyuyorsunuz.
Üstelik bütün bunları büyük bir titizlikle ve hızlıca tamamlamak zorundasınız.
Yani hem zamanla hem devlerle yarışıyorsunuz.
İşte bu şekilde yüzlerce eseri Türkiye’ye getirtti bu ekip.
Torunlarına anlatacakları bir kahramanlıktır bu.
Türkiye’ye getirilen 897 eser Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
BU DA KAHRAMANLIKTIR
Hep yazıyorum;
Kahramanlık yalnızca cephede olmaz.
Vatan dediğimiz o toprakların değerlerini ortaya çıkartmak, hırsızların elinden alıp anayurtlarına kazandırmak da bir kahramanlıktır.
Ki, o değerler gelecek nesillere kalacaktır.
İşte bu yüzden bu sergiye “Kaçış Yok” demişler.
Bu sergide büyük mücadeleler sonucunda Londra’dan iadesi sağlanan ‘Herakles’ heykeli...
İskoçya’dan getirilen M.Ö. 4’üncü yüzyıla ait Batı Anadolu medeniyetleri kökenli ‘altın taç’...
Hırvatistan ve Macaristan’dan iadesi sağlanan çeşitli altın tabak, altın kaşık, sikke, süs eşyaları ve bronz aynanın arasında olduğu 897 eser.
Aslında bugüne kadar binlerce eseri böyle bulup getirttiler.
Serginin açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz bakın ne diyor:
“Sayın Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un şube müdürlüğü seviyesinden daire başkanlığına yükselttiği ve böylece temsil ve faaliyet alanı genişlemiş bulunan Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımızın bir kısım paydaşlarımızla işbirliği halinde gerçekleşen çalışmaları sayesinde yalnızca 2023 yılı içerisinde 3 binden fazla kültür varlığımızı ülkemize kazandırdık.”
Daha ne olsun...
PAHA BİÇİLMEZ HEYKELİ ÇIKARTAMADAN YAKALADILAR
Bir teşekkür de Isparta Emniyet Müdürlüğü’ne...
Polis ekipleri, 13 Kasım günü Burdur’un Kemer ilçesinde bir eve baskın düzenliyor.
Ve Roma dönemine ait olduğu değerlendirilen aslan kabartmalı ve üzerinde yılan sarılı kadın figürü bulunan yaklaşık 1.5 metre uzunluğundaki lahiti ele geçiriyor.
Yani;
Dışarı kaçırtmadan yakalıyorlar. Eğer kaçırsalardı...
Kimbilir dünyanın hangi büyük şehrinde hangi müzayede milyonlarca dolara satılacaktı?
Yakalayan polislerimize helal olsun.
ARTEMİS’İN YOLCULUĞU OKULLARA AÇILMALI
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kaçakçılıkla mücadeleyi özellikle yöre gençlerine daha iyi anlatmak için bir de resimli roman yayınladı.
Adı da “Artemis’in Yolculuğu”. Sade bir dille yaşanan gerçekleri anlatan bir resimli roman.
Özellikle okul çağındaki çocuklarımızı ve tarihi eserlerin yoğunlaştığı bölgelerdeki halkı bilinçlendirmek için çok iyi bir girişim.
Ben bir solukta okudum.
Tarihi eserlerin değerini, arkeolojinin önemini yeni nesillere anlatmak için okul çağı düzeyinde çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Başta Bakan Ersoy olmak üzere; Bu eserleri yurdumuza kazandıran, tüm emeği geçenleri kutluyorum.
Alkışlıyorum...
