Paylaş
Bir bakıyorsunuz; yolun iki tarafından yeşil çardaklarla, bitkilerle aşağıya doğru inen bir altgeçit.
İnsanlar için olanını gördüm ama böylesini ilk defa...
Bozayılar, kurtlar, vaşaklar, ceylanlar ve elbette insanlar otoyol riskini yaşamasın diye.
Doğal hayata “saygı geçidi” bu...
İşte bu geçidi planlayan bir profesörün genç bir çevreci olarak portresini aktarıyorum...
Üstelik kendi ağzından.
Lütfen sonuna kadar okuyun.
ÇAĞAN BEY ANLATIYOR:
“Dört yaşındayken futbol oynayan çocuklara katılmak yerine Ataköy’de henüz tamamen yok olmamış çayır ve sulak alanlardaki hayvanları incelemeye başladım.
Böcek, kertenkele, kaplumbağa, kirpi, yılan ve diğer hayvanları zarar vermeden yakalayıp biraz baktıktan sonra bırakırdım. Kuşlar elbette daha erişilmezdi. Dürbünüm ve arazi rehberim olmadığından kuş gözlemciliğinin farkına ancak 13 yaşında vardım. Bir gün gazetede Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın kuş gözlem etkinliği ile ilgili bir haber okudum. Okul çıkışı etkinliğe gidip Hollandalı doğa korumacı Gernant Magnin’in odasını buldum.
Böylece başladım.
İstanbul Robert Koleji’ndeki eğitimim sayesinde Harvard Üniversitesi’ne erken başvuruyla ve burs kazanarak Aralık 1992’de kabul edildim. Harvard Üniversitesi Zooloji Müzesi’nde küratöryel asistan olarak işe girdim.
Harvard Üniversitesi’ni üç yılda bitirdim. Biyoloji ve antropoloji alanında dereceyle mezun oldum.
11 BİN KUŞ TÜRÜ
2000 yılından itibaren 2 milyondan fazla veriyi kapsayan dünya kuşları veri tabanı çalışmasını başlattım.
Dünyada herhangi bir canlı sınıfı için oluşturulmuş ilk ve en kapsamlı veri tabanıydı bu. Bu veri ortamı, 22 yıldır hâlâ düzinelerce öğrenci ve gönüllü ile güncelleniyor.
BİR KELEBEK TÜRÜNE ADIM VERİLDİ
2001’de Harvard, St. Petersburg ve ODTÜ üniversiteleri ile organize ettiğimiz bir gezide, Trabzon ve Hakkâri arasında kelebeklerin izini sürdük. Bir ayda sekiz yeni kelebek türü keşfettik. Birine ismim verildi. Gezi boyunca fark ettim ki kelebeklerin beslendiği alanların yaklaşık yarısı altı yılda yok olmuştu. Belki de bu yüzden, hiç bilinmeyen diğer kelebek türleri nesli keşfedilmeden tükenmişti. Beni sarsan bu düşünceyle Doğu Anadolu’nun doğasını korumak için bir şeyler yapmaya karar verdim. 2003 yılında Kars-Iğdır Biyolojik Çeşitlilik Projesi’ni başlattık.
Kuzeydoğu Anadolu’yu seçmemin sebebi, bölgenin Kafkas ve Anadolu-İran biyoçeşitlilik sıcak noktalarının kesişiminde olmasıydı. 2007 yılında kurumsallaşarak Ardahan, Ağrı, Kars ve Iğdır odaklı Erzurum ve Artvin’i de kapsayan ‘KuzeyDoğa Derneği’ni kurdum.
İLK YABAN HAYATI KORİDORU
Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridorunu KuzeyDoğa Derneği olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte kurduk. Sarıkamış’tan Gürcistan sınırına kadar 162 kilometre uzunluğunda ve 28.500 hektarlık yaban hayatı koruma koridoru oluşturmayı hedefledik.
Sarıkamış ormanlarında 2011’den bu yana uydu vericileriyle takip ettiğimiz 120’ye yakın bozayı, kurt ve vaşağın GPS verilerini kullanarak yeni Kars-Erzurum Otoyolu’nda geçiş yaptıkları en dar noktayı tespit ettik. Bu noktada Kara Yolları Genel Müdürlüğü, yaban hayatı geçidini yapmayı kabul etti. 30 metre genişliğinde olup üstü doğal ağaç ve çalılarla kaplanacak bu yaban hayatı geçidi ilktir.
AVRUPA SEÇKİN TURİZM CENNETİ İNGİLTERE KRALİYET ÖDÜLÜ
2009 yılında Kars Valiliği ve zamanın Çevre ve Orman Bakanlığı’nın desteğiyle, Kars Kuyucuk Gölü’ne dünya çapında sulak alan anlamına gelen Ramsar statüsünü kazandırdık. Bölgenin ilk Avrupa seçkin turizm cenneti olarak seçilmesine öncülük ettik. Bu sayede ekoturizm arttı. Bölge köylülerine devletten yardım geldi.
Aynı zamanda bu bölgede kuş üreme adası yapılması için Kars Valiliği’ni ikna ettik. Ve Valiliğin bize verdiği kamyon, kepçe ve dozerlerle, gölü bölen eski bir yolun iki tarafını ayırıp ortada ada olacak kısmı bıraktık. Gölün etrafında üremeye yer bulamayan kuşlar, bu adada üremeye başladı. Kars Kuyucuk Gölü’ndeki bu projeyle İngiltere’nin en önemli doğa koruma ödülü olan Whitley Gold ödülünü aldık...
ARAS NEHRİ KUŞ CENNETİ
2005 yılında Kars-Iğdır sınırındaki Aras Nehri Kuş Cenneti’ni keşfettim. Öğrenciler ve yüzlerce gönüllü ile birlikte burada Doğu Anadolu’daki ilk ekolojik ve ornitolojik araştırma merkezini kurduk. Burası Türkiye’nin doğu yarısını oluşturan 400.000 km2’de en çok kuş türü kaydedilen alan oldu. Şimdiye kadar 313 kuş türü tespit ettik. 155.000’den fazla kuşu halkaladık. 14 türden 107 kuşa uydu vericileri taktık. Aynı zamanda yeni üç kuş türü tespit ettik.
NATIONAL GEOGRAPHIC KÂŞİFİ
2011 yılında National Geographic Kâşifi seçildim. Ve ABD National Geographic Yönetim Kurulu’nu Doğu Anadolu’ya gelmeye ikna ettim. Kars’taki bozayı araştırma ve koruma çalışmalarımız için belgesel yapımına karar verdiler. 2012’de çekilen ‘Bozayının İzinde Sarıkamış’ Türkiye’nin ilk National Geographic yaban hayatı belgeseli oldu.
Son 25 yılda 90’dan fazla ülkede, Antarktika dahil yedi kıtada, her türlü şartta doğayı ve yaban hayatını araştırmak ve korumak için uğraşmaktayım.
Yaban hayatı biyografisi ve doğa koruma çalışmalarımız sonucunda KuzeyDoğa Derneği olarak dünya doğa koruma liderlik ödülünü aldık.”
AÇGÖZLÜLÜĞÜN CEZASI
Ne yazık ki birçok insan yaklaşmakta olan krizin büyüklüğüne sonuçları görmeden ikna olmuyor. Ve davranışlarını değiştirmiyor.
Unutmamalıyız ki dünya çapında sınırsız ve açgözlü bir tüketime dayalı hayat tarzımızı değiştirmediğimiz sürece salgınlar olmaya devam edecek...
Evet arkadaşlar...
Çağan Şekercioğlu’nun anlattığı daha birçok başarı hikâyesi var.
Yalnız o mu?
Pazar günü başka isimleri de aktaracağım. Emine Erdoğan’ın savunuculuğunu yaptığı “sıfır atık projesi” için birbirinden değerli isimlerin toplandığı ‘Dünya Ortak Evimiz’ kitabından alıntılar.
Doğa için inanılmaz işler yapan örnek yaşamları göreceğiz.
Paylaş