Bizim coğrafyada ne olduğunu anlamak istiyorsanız işte size en kapsamlı cevap

DÜN gelen haberleri alt alta yazdım...

Haberin Devamı

Çarptım... Böldüm... Topladım... Çıkarttım...

“Eşittir?”

Ama önce o haberler:

1) Fransa Suriye’deki terör örgütü PKK/YPG’nin temsilcilerini Elysee Sarayı’nda ağırladı...

2) Türkiye ile terör örgütü arasında arabuluculuk önerdi...

Elbette Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu en sert tepkiyi verdi:

Sen kimsin ve nasıl böyle bir teklifte bulunabiliyorsun? Ben Fransa’yı bombalayan bir terör örgütünü kabul etsem ne dersin?”

İnsan gerçekten hayrete düşüyor.

Acaba bunlar Türkiye’nin açıklamalarını okumuyor mu?

Yoksa saflar mı?

Yoksa bu bölgede olup biteni izlemiyorlar mı?

Yoksa...

İşte o ’yoksa’ların tam burasında sözünü ettiğim o cevap geliyor.

O cevap dün Aydın Üniversitesi’nde yapılan bir konuşmadan...

Satır satır ve üzerine basa basa okunacak bir cevaptır bu.

Şöyle diyor:

Haberin Devamı

Bugün Ortadoğu’da, Suriye’de, Irak’ta olan biteni nasıl yorumlamalıyız?

Bunu tarihsel arka planıyla, kültürüyle, felsefesiyle daha iyi bir yere oturtursak geleceğini daha iyi görürüz.

Son yüzyılda dünya iki savaşa tanık oldu.

İlkine ’Birinci’...

Diğerine ‘İkinci Dünya Savaşı’ dediler. 

İkinci Dünya Savaşı, Avrupa’nın kendi içinde olan bir mücadele ve savaştı. O savaş bitti...

Bir entegrasyon projesiydi...

Sonunda savaşan ülkeler bir daha savaşmamak için bir araya geldiler...

Ve bugün merkezi Brüksel’de olan bir imparatorluk inşa ettiler. AB projesiyle savaş
sona erdi.”

BİRİNCİ SAVAŞ BİTTİ Mİ?

Belki de cevabın en önemli bölümü şöyle:

Birinci Dünya Savaşı’nı da Avrupalılar çıkardı.

Fakat o savaşın hedefi, üzerinde yaşadığımız coğrafya olan Osmanlı’ydı.

Bir medeniyet tasavvuru olarak, üzerinde yaşadığımız coğrafya Birinci Dünya Savaşı’nın hedefindeydi ve bu savaş bitmedi maalesef.

Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta olup biten, Arap Yarımadası’ndan Körfez’e kadar olup biten her şey bize bunu söylüyor.

Kendileri ihtilafa düştüğünde, problem yaşadığında reçete olarak birleşmeyi önerenler, bizim yaşadığımız coğrafyadaki ihtilafa fragmantasyonu öneriyorlar, yani bölünme ve parçalanmayı öneriyorlar. Bugün olan biten budur.”

Daha nasıl açıklanabilir bugün olanlar... Avrupa’ya ‘birlik’ diyenlerin... Afrin’e ‘kanton’ demesi gibi...

Haberin Devamı

Katalanların liderine ‘gözaltı’ için sessiz kalanların...

Irak ve Suriye’yi ‘kuzey’ diye etnik bir bakışla ikiye ayırması gibi...

Dikkat edin...

Bu aktardığım cevapta aslında bir ‘Batı düşmanlığı’ da yok.

Yani “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur”gibi kendi içinde bağıran. Ama dünyaya karşı cılız kalan bir sesin özlemi de yok...

Yalnızca bir tespit var. O kadar...

Peki çözüm nedir?” derseniz.

Devam ediyorum...

Diyor ki:

“Türkiye AB üyeliği için mücadele ediyor... Neden? Çünkü Avrupa’da toprakları var... Avrupa ile ticaret yapıyor. Avrupa’nın tüm evrensel değerleri bizim kendi değerlerimizdir...

Demokrasi, insan hakları bizim değerlerimizdir. Türkiye’nin AB ısrarının kendisi için de küresel değerler için de önemi var. Türkiye AB’ye tam üye olursa Türkiye’nin medeni değerleri Avrupa’yı zenginleştirir. Avrupa’nın da buna ihtiyacı var...”

İşte arkadaşlar...

Haberin Devamı

Sözünü ettiğim ‘birlikte yaşama politikasının üretilmesi’ budur...

Bana göre cevap da budur...

Eğer “Bunları kim söylüyor” diyorsanız...

Mehdi Eker söylüyor... Onun önceki gün Aydın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmadan aldım...

Eker’i herkes ‘eski Tarım Bakanı’ diye bilir.

Şu anda AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’dır.

Ama daha önemlisi...

Gerçek bir kültür adamıdır. Araştırır. Sözcüklerin kök hücrelerinde gezer. Şairdir. Selam ve kelam bilir...

Keşke bu konuşmasının tümünü burada yayınlayabilsem...

(Aslında “keşke” demem, tamamıyla bizim hürriyet.com.tr’yi yöneten Ercüment İşleyen’e bir mesajdır... Mesela Ercüment bir talimat verse de bu konuşmayı tümüyle yayınlasalar...)

 

Yazarın Tüm Yazıları