Bir şehir topluca ihbar ediyor

YILLARDIR yetkililere söylediler.

Haberin Devamı

Valilere hatırlattılar.

Siyasetçilere söylediler.

Her seçimde sözler aldılar.

Baktılar olmuyor...

Kendi aralarında haberleştiler.

Ve önceki hafta bir araya geldiler.

Arkadaşlar! 

Koskoca bir körfez boğuluyor.

Gümüşhane’de bir gölün tıpasını çektiler ya...

Burada da binlerce yıllık bir uygarlığın yerleştiği bir körfez her gün tıkanıyor, boğuluyor...

Likya’dan Roma’ya kadar muazzam bir tarihi taşıyan bu körfez, Türkiye’nin bütün tanıtım afişlerinin değişmez yüzüdür. 

Fethiye... Göcek... Ölüdeniz...

NASIL BOĞULUYOR?

Fethiye halkı bir “ölümü” ihbar ediyor.

Bir “seri cinayeti” ihbar ediyor.

Ve şimdi...

Kurdukları kent konseyinde belediyeden, üniversiteden, sivil toplum kuruluşlarından bakanlık temsilcilerine kadar herkes toplanıyor.

Ve yine ön planda kadınlar...

Haberin Devamı

Kent konseyi başkanı Gülbahar Edik Kayhan...

Genel sekreteri Melek Gözde Gürsoy...

Özetlersem, Birol Keski’nin sunumuna göre;

1) Körfeze akan DSİ yetkisindeki kanallardan gelen alüvyonlar doğrudan körfeze dökülüyor. Böylece körfez dibi bataklığa dönüşüyor.

2) Kanallardaki atıklar, çöpler, sularla birlikte doğrudan körfeze gidiyor.

3) Fethiye arıtma tesisi yeterli olmamaktadır.

4) Balık çiftlikleri, zirai ilaçlamalar doğrudan körfeze zarar vermektedir.

5) Mut Deresi vasıtasıyla körfez kirlenmektedir.

6) Körfez çevresindeki turist tesislerin arıtma sorunları vardır. Fosseptik çukurlar yine öyle.

Böylece körfez tıkanıyor.

BU ÇIĞLIK DUYULUR MU?

Fethiye’deki bu gelişmeyi iki nedenle önemsiyorum...

Birincisi: Bir kentin kendi sorunu için her kesimden katılımla uygarca bir araya gelmesi, medeni bir şekilde tartışması ve çözüm arayışına girmesi...

İkincisi: Koç Üniversitesi körfezin ölümünü tespit için denize özel cihazlar getirdi. 

Peki bu çığlık duyulur mu?

Ben bütün bir şehir ahalisinden gelen bu “çığlığı” Turizm Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Orman Bakanlığı’nın duyacağına inanıyorum. Yoksa...

Türkiye’nin tanıtım afişlerine konulan...

Her turizm fuarında Türk stantlarını süsleyen, fotoğraflarıyla Türkiye’nin yüzü haline gelen bu muhteşem körfez ve kıyılar her geçen gün ölüyor...

MAYDAY... MAYDAY... MAYDAY...

İMDAAAAAAAAAT...

Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI BEKLEDİ BEKLEDİ, GELİP ASIL SORUYU İZMİR’DE SORDU

YAZILIŞINDAN belliydi...

Oysa... Üç kere sorsan...

1) Cumhurbaşkanı neden bir CHP’liye “Gel CHP’nin başına geç, ben de destek vereyim” diye bir koz versin? Rakibini hiç tanımadın mı?

2) Aday olacak CHP’li neden böyle bir riske girsin?

3) Bunu sızdıran kişi isim verdiyse... O isim niye susar?

İşte ne oldu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan bekledi, bekledi...

Ve gitti soruyu CHP’nin kalesi diye bilinen...

Kılıçdaroğlu’nun seçildiği İzmir’de sordu:

Doğruysa ben bırakırım. Yalansa sen bırak...”

Ne olacak şimdi?

Rahmi Turan’ın yazısının ardından, Kılıçdaroğlu’nun “Doğrudur. Aklımda bir isim de var” demesi şimdi nereye geldi?

Çok iyi biliyorum ki şimdi...

Haberin Devamı

Keşke acele etmeseydik” diyordur..

Siyasette acele etmeyeceksin arkadaş...

İzleyelim bakalım...

ANADOLU ATEŞİ

SON olarak Çin’de Türkiye yılı için verdiği gösteriyi izlemiştim.

Müthişti...

Şimdi Paris’te... Sonra Rusya... Kazan...

Anadolu’dan yükselen bu kültür ateşi dünyayı sarıyor.

Mustafa Erdoğan’ın bu muazzam projesi için bir kez daha öneriyorum.

Anadolu Ateşi’nden rica edilse, İstanbul için bir tanıtım gösterisi oluşturulsa...

Hani kurvaziyer gemilerini kılıç kalkanla karşılıyoruz ya...

Anadolu Ateşi varken niye kılıç kalkan...

 

Yazarın Tüm Yazıları