Bıktık artık bu turşusu kurulmuş tehditlerden

Kıbrıs Rum Kesimi’nden tehditler yükselmeye başladı:

“KKTC yetkililerinin Kıbrıs pasaportlarını iptal ederiz...”

Vay arkadaş!!!

(Merak ettim, acaba KKTC yetkilileri Rum tarafının verdiği pasaportları mı kullanıyor?)

Tehdit 2: Türkiye- AB gümrük birliği anlaşmasına engel çıkartırız.

Tehdit3: AB’ye şikâyet ederiz... Yani AB sürecini engelleriz...

O kadar duyduk ki bu ‘turşusu kurulmuş tehditleri’...

İşte bir ‘turşu’ örneği daha...

Rum Kesimi’nden bu tehditleri aldığımız günlerde bir başka kızgın ülke Hollanda’dan bir başka tehdit:

“Ermeni soykırımını tanıyacağız...”

Allah Allah...

Yahu arkadaş, bu soykırım meselesi tarihi bir tartışma değil midir?

Yani tarihçilerin karar vereceği bir konu değil midir?

Sen kızınca mı aklına geliyor? 

Bir anda tarihi gerçekleri mi araştırıp buldun...

Bu kadar ucuz mu?

Dedim ya...

Bıktık artık,  her kızanın kavanozdan çıkarttığı ‘tehdit turşusu’ndan...

AB üyeliğinin askıya alındığı... 

Ermeni soykırımının tanındığı falan turşusu...

Bu aslında bizdeki şu tehdide benzemiyor mu:

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun ulan!”

Komik olan şudur ki...

Bu ‘turşusu kurulmuş tehditler’ artık Türkiye için bir şey ifade etmiyor.

“Eyvah!” dedirtmiyor. Borsayı etkilemiyor. Ekonomi paniklemiyor. 

Siyaset karışmıyor. Muhalefet bunun üstüne atlayıp iktidara saldırmıyor.

Yani umursanmıyor... 

Dahası...

Dışişleri sözcümüz ciddiye alıp eskisi gibi cevap bile vermiyor.

Özetle...

Bir komedi dizisi muamelesi bile görmüyor.

Güldürmüyor...

Ben yalnızca bu turşuculara gülüyorum o kadar...

FISILTI BOMBASI

BAKTILAR Türk askerini durduramıyorlar... Öyle dediler...Yapma dediler... Menbiç dediler... “Aman siviller” dediler... Olmadı...

Sonra sivil halkın kıyafetlerini giydiler.

Yollara tuzaklar, mayınlar, bombalar yerleştirdiler. Yine olmadı. 

Bu defa her türlü kara propagandayı denediler.

Baktılar olmuyor. 

Mehmetçik hedefine kilitlenmiş gidiyor.

İşte o zaman geçen hafta  ’fısıltı bombası’nı devreye soktular.

Nedir o ‘fısıltı bombası’?

Suriye Rusya ile anlaştı. Rejime ait güçler Afrin’e giriyor...

Yani?

Diyorlar ki:

“Tamam artık, rejim durumu kontrol altına aldı. Senin Türkiye olarak buralara gelmene gerek yok...”

Sanıyorum, dünya savaş tarihinde bundan daha, ‘ucuz ve korkak bir taktik’ olamaz.

Peki Türkiye harekâtı durdurunca ne olacak?

YPG/PKK orayı Kandil haline getirecek...

Tabii bu ‘fısıltı bombası’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’e açtığı telefonla birlikte dağılıp gitti.

Zaten Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu açıktan dünyaya ilan etti:

“Eğer Rejim gelip de orada YPG/PKK’yı etkisiz hâle getirmeye başlarsa tamam. Ama bu olmaz da teröristleri kollama durumuna düşerse, bizim için onların da YPG/PKK’dan farkı kalmaz...”

Ve zaten anlaşıldı ki...

Rusya’nın böyle bir girişimden de haberi yok.

Akılları sıra böyle bir ‘fısıltı bombası’yla Zeytin Dalı Harekâtı duracak.

Onlar bu ‘fısıltı bombası’nı pompalarken Türkiye bir kararlı adım daha attı:

Şehirde terörle mücadele için askeri değil, şehir teröründe uzmanlaşmış jandarma ve Polis Özel Harekât timlerini devreye soktu.

Peki bu ne demek?

Yani Türkiye diyor ki:

“Ben burada kesinlikle terörle mücadele için varım. Suriye’nin toprak bütünlüğünde gözüm yok. Bu nedenle orduyu sokmuyorum. Dahası sivil kayıp olmaması için son derece hassas davranıyorum. Bu nedenle askeri değil, bu konuda uzman polisi gönderiyorum.”

Bir devlet sınırlarının dibindeki terör oluşumuna karşı daha ne kadar hassas olabilir?

Arkadaşlar...

Bir sözüm de “Zeytin Dalı Harekâtı ne zaman bitecek?”sorusuna...

Benim edindiğim izlenimin özeti şudur:

“O terör belası oradan ayıklanana kadar bu harekât bitmez. Bunun da bir takvimi yok!”

Bunu artık anlasınlar...

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR