Bakan Akar’dan Yunan Savunma Bakanı’na: ‘Niko, ya sen gel ya da ben geleyim’

Yeni bir çözüm kapısı mı açılıyor?

Kabul edilemez 10 millik kıta sahanlığı...

Enerji alanları... Hava sahası.

Ve daha onlarca teknik sorun...

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in gelişi... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın samimi sözleri...

Bir süredir kesintiye uğrayan görüşmeleri yeniden başlatabilir mi?

Özellikle savunma bakanlıkları arasındaki teknik görüşmeler...

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la Preveze Denizaltısı’nda yaptığımız sohbetin son bölümü bu konudaydı...

Bakan Akar o kadar samimi konuştu ki...

“Brüksel’deki son NATO toplantısında Yunan Savunma Bakanı ile konuştuk, görüştük. Olayları, düşüncelerimizi olduğu gibi anlattık. ‘Ben sizi davet ediyorum. Buyurun en kısa zamanda İstanbul’a gelin. Değilse beni davet edin, ben Atina’ya geleyim’ dedim.”

Gerçekten de bir bakan daha ne desin...

Aslında Bakan Akar ve Nikolaos Panagiotopoulos’un dostluğu var. Aralarında bir hukuk oluşmuş...

Bana gelen bilgilere göre Bakan Akar Yunan meslektaşına adıyla hitap ediyor.

BAŞKALARININ AVUKATLIĞINA GEREK YOK

Hulusi Akar bu noktada çok önemli bir detayı daha vurguluyor:

“Yunan meslektaşıma gerekçeleriyle anlattım. ‘Gelin, konuları biz kendimiz çözelim. Yani eğer kendiniz çözemezsiniz bir problemi, uluslararası ortamda başkaları sizin adınıza konuşmaya başlıyor. Buna izin vermeyelim’ dedim. Güven Arttırıcı Önlemler toplantıları bizim için önemli. Yıllardan beri gelen, tecrübe ve ihtisas gerektiren konular var. Deniz kuvvetleri ve hava kuvvetleri konuları var. Ekonomik bölümler var, deniz yetki alanları var, FIR hattı var, bu sorunların tarihi geçmişi var. Bu konular uzmanlık istiyor. O nedenle uzmanlar konuşsun. Denizci denizciyle, havacı havacıyla. Daha kolay çözülür, anlaşılır...”

UKRAYNA KRİZİ İÇİN SORUMLULUKLARIMIZ VAR

Bakan Akar’dan bir çağrı da Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı üzerine geliyor.

Türkiye’nin Yunanistan’la birlikte sorumluluğu olduğunu hatırlatarak şöyle diyor:

“Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği çok önemli bir husus var. Rusya-Ukrayna savaşında, Avrupa güvenlik mimarisinde, Türkiye’nin de Yunanistan’ın da özel bir sorumluluğu ve yeri mevcuttur. Bunu da hatırlattık ve dedik ki: ‘Gelin, beraber biz burada hem kendi aramızdaki problemlerin çözümü hem de çevremizdeki, bölgemizdeki barışın, huzurun, ateşkesin sağlanması için konuşalım.’”

Evet, Preveze Denizaltısı ile yaptığımız dalış sırasında gerçekleşen uzun sohbetin son bölümü Yunanistan’a gönderilen bu barış mesajıyla bitiyor...

Gerçekten de mantıklı, düşününce...

Yerel siyasete ayarlı bakışlardan kurtulunca...

İki NATO üyesi ülke olarak Türkiye ve Yunanistan’ın bu çizgide buluşması gerekmez mi?

Umarım, Atina’dan kısa sürede bir cevap gelir.

İşte yaz geliyor.

Ege’nin iki kıyısında savaş rüzgârları yerine bahar rüzgârları esmeye başladı.

Bırakalım da Ege’nin iki yakasındaki halklar barış içinde birlikte yaşamanın tadını çıkarsınlar...

O yüzden ben Bakan Akar’ın bu çağrısını çok önemli buluyorum...

Acaba Atina ne cevap verecek?