Paylaş
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ve Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Vekili ve MYK Başkanı Tahir Budaqov... Bu ziyaretin diplomatik ayrıntılarına bakıyorum. Dahası...
KKTC için tarihi gelişmelere.
2023 yılı KKTC’nin 40’ıncı kuruluş yıldönümüdür. Bir devletin oluşumu açısından çok önemli bir tarihtir bu.
Biliyorsunuz...
Devletlerin doğumları öyle kolay olmuyor.
Körfez’deki şeyhlikler, emirlikler ve krallıkların bulunduğu devletler, İngiliz ve Fransız cetvelleriyle çizildiği için onlara bir anlamda “sezaryen doğum” diyebilirim.
O yüzden bakın o coğrafyaya.
Sınırları cetvel çizgisiyle dümdüzdür. Kan akmamıştır. Bağımsızlık mücadelesi yoktur.
Ama Türkiye Cumhuriyeti öyle mi?
Kurtuluş Savaşımızın her anı bir destandır.
İşte 40’ıncı yılını kutlayan KKTC...
Dünyaya meydan okuyan bir irade. Mücahitler... Şehitler...
Ve hâlâ böylesine zorlu bir varoluş mücadelesinden geçiyor.
Peki bu hatırlatmayı neden yapıyorum?
Çünkü arkadaşlar...
Son dönemde KKTC için çok önemli gelişmeler yaşadık ve yaşıyoruz.
Sırasıyla gidersem...
TANINMA SİNYALİ
1. Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Vekili ve MYK Başkanı Tahir Budaqov’un KKTC ziyareti sırasında söylediği şu sözler çok anlamlıdır:
“Azerbaycan’ın da desteğiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletler Birliği’ne üye olması demek, artık tanınma konusunda önemli adımlar atılıyor demektir...”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasındaki “kardeşlik hukuku” artık bütün dünya tarafından biliniyor.
Aliyev’in büyük bir kararlılıkla Ermenistan’ın işgali altındaki toprakları kahramanca geri aldığını ve bu sırada Türkiye’nin desteğini hatırlarsak...
“Kardeşlik hukuku”nun boyutları daha iyi anlaşılır...
Bu nedenle Tahir Budaqov’un KKTC’de yaptığı açıklama çok anlamlı ve derindir...
KKTC’YE ULUSLARARASI TEMSİL
2. Geçtiğimiz günlerde Türk Devletleri Teşkilatı KKTC’ye uluslararası planda çok önemli bir kapı açtı. KKTC için “gözlemci üye” statüsü kabul edildi.
Bunda elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etkisi ve Cumhurbaşkanı Aliyev’in desteği çok büyük bir rol oynamıştır. Böylece KKTC 40’ıncı yılına girerken ilk kez bu anlamda uluslararası bir kuruluşta bayrak dalgalandıracaktır.
BM Güvenlik Konseyi kararına rağmen atılan bu adımlar çok önemli bir iradenin eseridir.
Ve “Barış Harekâtı” kadar değerlidir.
3. KKTC’YE NEDEN BÜYÜKELÇİ FEYZİOĞLU
Bütün bunlar olurken, bir detayı daha hatırlatmam gerekiyor.
KKTC’ye eski Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Büyükelçi olarak atandı.
Peki neden Feyzioğlu?
Bu sorunun cevabını Kazakistan gezisinden dönerken uçakta bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan almıştık. O gün Erdoğan hatırladığım kadarıyla bize şöyle demişti:
“Metin Bey çok değerli bir uluslararası hukukçudur. Bu konulara hâkimdir. Bize zaman zaman önemli raporlar vermiştir. O nedenle KKTC’de büyükelçi olarak bulunması çok faydalı olacaktır.”
Doğrusu o zaman, Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinin ardındaki gerçeği tam olarak anlamamıştım. Ama şimdi Metin Bey’in orada bulunmasını son gelişmelerle birleştirince...
Uluslararası hukuka hâkim bir büyükelçinin orada olmasının değerini daha iyi anlıyorum.
Çünkü... Buradan sonraki mücadele, diplomatik olmaktan çok hukuk mücadelesi olacaktır. Böylece KKTC’nin 40’ıncı kuruluş yıldönümünü yaşarken nasıl bir perspektifte olduğumuz daha da belirginleşiyor.
- Türk Devletleri Teşkilatı’nda “gözlemci üye statüsü”...
- Azerbaycan’ın çok önemli bir ismi olarak Budaqov’un KKTC’de yaptığı açıklamalar...
Bütün bunlara Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Putin’in yakın dostluğu eklenince...
Sonraki parametreleri siz düşünün.
Elbette buradan “Türkiye, BM’ye, ABD’ye ayrıca AB’ye karşı bayrak kaldırıyor” demiyorum...
Ama şunu açıkça söyleyebilirim:
- Belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 perspektifinde KKTC, Ege sorunu ve Doğu Akdeniz’deki sorunlar için her alanda geniş ve kapsamlı bir strateji hazırlamış.
F-16’lardan, Türkiye’ye uygulanan bazı kalemlerdeki silah ambargolarına...
Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi “dar bir enerji alanına sıkıştırma” gayretlerinden...
Suriye sınırındaki terör oluşumlarına kadar geniş bir alan bu... Özetle:
“Türkiye’yi sıkıştırırsanız eyvallahı olmayan” bir stratejidir bu...
Eğer diplomasi...
“Zor sorunlara, kolay kapıları aralama sanatıysa...”
Umarım bu gerçeği önce ABD ve sonra AB bir şekilde görür...
Paylaş