Avrupalı Türkler ve İslam düşmanlığı

ÜÇ gündür Frankfurt’tayım.

Haberin Devamı

Dünyanın en güçlü markalarının başkentinde.

Dikkat ettim... Sokaklar ne kadar mutluysa, siyaset o kadar gergin.

Anlamak mümkün değil.

Sanki siyasetin içinden gizli bir el düğmeye basmış. Bir yabancı düşmanlığı, İslam korkusu pompalıyor.

Anlamak mümkün değil.

Mesela içişleri bakanlığı afişler bastırıyor.

Sözde, çocuklarını El Kaide benzeri örgütlere kaptırmış ailelerin ilanlarını yayınlıyor.

Tam bir tahrik.

Neo-Nazi artıkları çetelerin yabancı avı gün ışığına çıkıyor.

Ve daha da önemlisi Neo-Nazi DNA’sı polis teşkilatına kadar uzanıyor.

Bizdeki Ogün Samast’lar gizli bir el tarafından kuruluyor.

Avrupa Birliği’ne giren Romanya gibi ülkelerden gelen işsizler ordusu, hırsızlık grafiklerine tavan yaptırıyor.

İşsizlik fanatizmi körüklüyor.

Fanatizm de nefretle birleşince faşist eğilimli gençler, siyasetin öfke kamplarına asker oluyor.

Ardından fanatik muhafazakârların borusu çalmaya başlıyor.

Yabancı düşmanlığı...

İslam karşıtlığı...

Ne yazık ki, Avrupa’nın yükünü kaldırmaya çalışan Almanya’da yük arttıkça Türk ve İslam düşmanlığı tetikleniyor.

Kriz ve işsizlik öfkeyi artırıyor.

Ve böylece dünyanın en büyük kültür mirası işgale uğruyor.

Chopin’den Nietzsche’ye, BMW’dan Adidas’a kadar dünyanın en büyük tasarım ve üretim alanı daralmaya başlıyor.

İşte bu durum Avrupa için hatta dünya için büyük bir tehdittir.

Türkiye’nin Avrupa Birliği yolu önünde muazzam bir engeldir.

Eğer bu böyle giderse, bırakın Avrupa Birliği üyeliğini, Avrupa’daki Türklerin varlığı bile zorlanır.

Çünkü Avrupalı olmaya direnen yabancılar da bu tahrik kampanyalarına alet oluyor.

O kadar içimize kapandık, o kadar bölgesel siyasetle tıkandık ki, üzerimize gelen bu sosyal tisunaminin farkında değiliz...

Kitapları savrulmuş, müziği kurumuş, operası kararmış, tasarım ve estetiği solmuş, sokakları işsiz göçmenlerin yankesici bakışlarıyla işgal olmuş bir Avrupa dünya için tam bir sosyal tsunamidir.

Oysa insanlık tarihi, kültür mirası, estetik takvimi, bütün acılı dekorlarına rağmen çok şey borçludur bu kıtaya...

 

Yazarın Tüm Yazıları