Anadolu’da bir yatırım savaşçısı

Mucize gibi bir olay bu...

Korkmaz Karaca ile her hafta bir sohbetimiz olur.

Türkiye’yi, hayalleri ve hayatı konuşuruz.

Korkmaz, kardeşlik mesafesinde bir dosttur. 

Arı gibi çalışkandır. Pratiktir. Çözümcüdür. 

İşte o sohbet sırasında bahsetti.

Bingöl’de bir proje...

Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım söz konusu olunca heyecanlanırım.

Çünkü oralara yatırım yapmak Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmak demektir.

Ay-yıldızın yıldızına bir duygu daha eklemektir...

Sohbetin ardından yatırımı yapan kişiyi aradım.

Sütaş’ın patronu Muharrem Yılmaz...

Sordum:

- Muharrem Bey, hangi ile yatırım yapıyorsunuz?

- Bingöl’e...

- Niye Bingöl?

- Toprak, su ve güneş için orası bir kavşak noktasıdır. Üretim ve dağıtım için de bir kavşak noktası...

- Nasıl bir yatırım bu?

Muharrem Bey bu soruya cevap verdikçe benim heyecanım arttı.

Dedi ki:

“Güneş, toprak ve su... Bitki... Hayvan... Bizim yatırımımız işte bu en temel değerleredir.”

- Yani?

- Yani 735 milyon liralık bir proje. Yani süt fabrikası, damızlık çiftlikleri, yem fabrikası... 

- Ne kadar bir alandan söz ediyoruz?

- 40 bin metrekare süt fabrikası. Çatısı şu anda kapanmış durumda. 100 bin metrekare çiftlikler, 10 bin metrekare yem fabrikası.

- Muharrem Bey, Bingöl için müthiş bir yatırım bu. O yöre bu yatırımdan ne kazanacak?

İŞTE BENİ KALBİMDEN YAKALAYAN CEVAP

- Fatih Bey, 1000 kişiye istihdam. Yaklaşık 8 bin üretici aileye gelir...

Bingöl çevresinde 8 bin aileye gelir ne anlama gelir sizce?

Mucize değil midir?

Elbette bu mucizenin altyapısı var...

Geleceği var...

O da şöyle özetleniyor:

Genomik merkez: Hayvanların genetik olarak verim katsayısını inceleyen bir de merkez kuruluyor. Adı genomik seleksiyon merkezi. 

Sperma merkezi: Ve hayvancılığın altyapısı için AR-GE amacıyla bir sperma merkezi...

Muharrem Bey bu bilgileri verirken bende bir sessizlik oluştuğunu hissetti. Muhtemelen “Bingöl’de böyle bir hayal nasıl gerçekleşir” diye içimden sorduğumu düşündü. 

Ve şöyle dedi:

- Fatih Bey, biz aslında Bingöl’deki bu hayali gerçekleştirdik. 

- Öyle mi? Nerede?

HAYALİN GERÇEKLEŞTİĞİ YER

- Aksaray’daki tesislerimizde. Aksaray’da üretime günde 170 ton sütle başladık. 10 yılda günlük 1 milyon 200 bin ton süt üretme noktasına geldik. Bu da şu demektir: Aksaray’da her ay 85 milyon lira üreticiye para dağıtılmaktadır. İşte şimdi önümüzdeki ağustos ayından sonra Bingöl’de de böyle bir gelir oluşacak. Ayda 80 milyon lira Bingöl’de üreticiye dağıtılacak.

Muharrem Bey bu bilgileri verirken içimden şu soru yükseldi:

“Böyle yatırımların olduğu yerde terör olur mu?”

Olmaz elbette arkadaş...

İşte o nedenle diyorum ki...

Kahramanlık sadece cephede olmaz. Bir de hayatın içinden gelen kahramanlıklar var. İşte Anadolu’nun yatırım savaşçısı dediğim de aş ve işin kahramanı olan bu yatırımcılardır...

Türkiye’nin işte buna ihtiyacı var...

Dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri, bu tür yatırımlara destek oluyor. 

Afrika’da yardım adı altında dağıtılan süt tozlarının sırrı da işte budur.

Çünkü iç pazarda üretilen sütlerin son kullanma tarihleri gelince toza dönüştürülüp Afrika’ya gönderiliyor.

Yalnızca iç piyasada üretim istikrarı sürsün diye...

Yani devlet her şekilde destekliyor.

Biz elbette bunu yapmayız...

Ama güneşin, toprağın, suyun bolluğunda eğer biz bu üretimi yapamıyorsak...

İşte onu düşünmeliyiz... Niye diye sormalıyız... O nedenle diyorum ki:

Muharrem Bey gibi yatırımcıların önü açıldığında bu ülkeyi kim tutabilir...

Eminim ki Türkiye’de benzeri yatırımları yapabilecek çok sayıda yatırımcı vardır...