Paylaş
Turgut Durna... Sırtında kızı Sema...
Okulun merdivenlerini çıkıyor...
Saydım, 10 basamak.
Sırtında kızı...
Her gün Milli İrade Ortaokulu’nun merdivenlerini çıkıyor...
Turgut ve eşi İzmir’in Onur Mahallesi’nde bir apartmanın temizlik görevlisi olarak...
Onurlu bir hayat yaşıyorlardı.
Turgut ve Şükriye’nin ikinci çocukları bir kız olmuştu.
Nasıl sevinmişlerdi. Dünyalar Turgut’un olmuştu...
Ama gel gör ki kader ...
2 yaşına gelince Sema’nın otizmli olduğu anlaşıldı.
Önce şok. Doktorlar, hastaneler. Zamanla yürüme güçlüğü başladı.
Ve hayatlarını Sema’ya adadılar.
Onunla öğrenci oldular. Çevreden “okumaz” diyenlere karşı inanılmaz bir azimle çalıştılar...
Sema’nın korkularını giderdiler ve Milli İrade Ortaokulu Orta Ağır Zihinsel Şube’sine başlattılar.
Ama Sema bu defa da okula servisle gitmekten korkuyordu.
Babası ona da çözüm bulmuştu.
Her sabah motosikletiyle onu okula götürüyor, sırtına alıp merdivenleri çıkıyor, okul çıkışı gelip alıyordu...
Mutluydu...
Ve nihayet önceki gün DHA İzmir’den Kadir Özen bir haber geçti:
“Babasının her gün okula sırtında götürdüğü otizmli Sema Durna başarıyla mezun oldu...”
Kadir haberde dört kişiyle konuşmuş:
- Baba Turgut Durna...
- Anne Şürkiye Durna...
- Sema Durna...
- Okul Müdürü...
Baba diyor ki:
“En büyük hayalim, onun iyi olması, yüzünün gülmesi. Kendimi çocuğuma adadım. Apartman temizliği yapıyorum. Kızım okuldan çıkacağı zaman işi eşime bırakıp hemen onun yanına gidiyorum. Aileler, ne olursa olsun çocuklarının yanında olsun.”
Anne diyor ki:
“Her zaman kızımızın yanındayız...”
Sema diyor ki:
“Babam her gün okula götürüyor. Bazen beni dışarıya yemeğe götürüyor. Bu yaptıkları beni mutlu ediyor.”
Ve okul Müdürü Ezel Barış diyor ki:
“Turgut Bey, kızını her gün motosikletiyle okula getirip sırtında sınıfa kadar taşıyor. Örnek bir baba. Kendisinin Babalar Günü’nü kutluyorum.”
AMAN MÜDÜR BEY
Sevgili öğretmenim Ezel Barış,
Lütfen bu yazdıklarımdan alınma. Amacım sizi zor durumda bırakmak değil... Eminim orada çocukların eğitimi için elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuzdur.
Muhtemelen yaşça sizden çok büyüğümdür.
O nedenle bu öneriyi bir tecrübenin “hatırlatması” olarak algılayın lütfen...
Sevgili öğretmenim,
Keşke Turgut Bey’i her gün öyle sırtında kızıyla merdivenleri çıkarken gördüğünüzde sorsaydınız:
“Burası özel şubesi olan bir okul. Öyle olmasa dahi, bu okula engelli çocukların kolayca erişebilmesi için bir engelli yolu neden yapmıyoruz?”
Siz bunu sorsaydınız eminim İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger Bey anında gereğini yapardı...
HER SEÇİMDE ACIKLI MANZARALAR
Tabii bu olay bana yine seçim manzaralarını hatırlattı.
İşte önümüzde yine bir seçim var.
Her seçimde engelli yolu olmadığı için üst kattaki sınıflara yakınlarının sırtında çıkmak zorunda kalan engelli vatandaşlarımızı, yaşlılarımızı düşündüm...
Oy kullanmak eğer her Türk vatandaşının hakkıysa...
Bu mesele de artık bitmeli.
Bir öneri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya:
“Sayın Bakanım, seçim öncesi bir genelge ile oy kullanılacak okul ve kamu kuruluşlarında ‘engelli yolu’ denetimi yapılamaz mı?”
Sevgili Turgut ve Şükriye,
Kızınız Sema’ya başarılar diliyorum.
İki çocuğunuzla birlikte nice yıllar dilerim.
Babalar Günü’nde hepimize örnek oldunuz...
Paylaş