Acaba bu ilanın altına ne yazsak vali bey

Sahici bir özür bile dilemediğimiz için bu soruyu doğrudan size sormak istedim Sayın Zonguldak Valisi...

Haberin Devamı

Acaba bu ilanın altına ne yazsak vali bey

Sevgili doktor arkadaşım Ayşe Baturalp gönderdi bu fotoğrafı.

Değerli bir doktoru hastalarını tedavi ederken kaybettik.

Yavuz Kalaycı...

Belki siyasi iradeye yakın olunca vali olunabiliyor ama...Doktor olunamıyor işte...

Dr. Baturalp çok değerli bir göğüs hastalıkları uzmanıdır.

Astım dahil ciğerle ilgili hastalıkları çok iyi anlar ve teşhis eder.

Bir de ilginç bir yönü vardır. Tıp biliminin ötesinde, tedavi ettiği insanların ciğer filmini başka türlü de çeker.

Allah vergisi işte...

Acaba bu ilanın altına ne yazsak vali bey

Haberin Devamı

İnsanın ciğerinin kaç para ettiğini de anlar...

Ama kaç para ederse etsin, Hipokrat yemini ve vicdanı yüzünden, katilleri, hırsızları, tecavüzcüleri yani ciğeri 5 para etmezleri bile tedavi eder.

Çünkü onlar doktordur.

Yani hangi şartta olursa olsun insana en yakın mesleği icra ederler. Yani en çok sahip çıkılması gerekenlerdir. 

Umarım sağlık çalışanlarımıza kalpten bir özür dilersiniz...

Saygılarımla sayın valim...

‘ÖLÜM YOLU’NDAKİ MAHKÛMA KORONA MUCİZESİ

Tam 14 gün kalmıştı...        

2 hafta sonra sabaha karşı idam cezası için ölüm yoluna çıkacaktı. 20 yıldır bekliyordu. 

4 Haziran bu dünyadaki son günü olacaktı.

İdam... Artık yıllar, aylar geçmiş, infaza günler kalmıştı. 

Her sabah yeniden başlayan bir işkenceyle artık saatleri sayıyordu.

Diğer mahkûmlar, gardiyanlar ona bir yolcu, bir hayalet gibi bakıyordu.

Papaz isteyip istemediği soruluyordu.

Ölüm yolunda ne giymek istediğini soran bile vardı.

Oscar Smith son mektuplarını yazmaya başlamıştı. 

Tennessee Valisi’ne yapılan son başvurunun cevabı da “Hayır” olarak gelmişti.

Böylece bütün umutlar tükenmiş, “ölüm yolu”nun o kara ve soğuk kapısı açılmıştı... Ama bir süredir garip şeyler olmaya başlamıştı. 

Gardiyanlar maske takıyor, sürekli bir dezenfekte dumanı basılıyor, yemek tepsileri sürekli dezenfekte ediliyordu.

Haberin Devamı

Mahkûmlar arasında “Korona geliyor... Ölüm geliyor...” sözleri yayılıyordu.

Ve önceki gün gardiyan demir kapıyı çaldı.

Cezaevi müdürü seni görmek istiyor” dedi. Oscar şaşırmıştı...

Kapı açıldı. Müdür masasında doğruldu. 

İkinci kez geliyordu bu odaya. Ve müdür ilk kez ayağa kalkıyordu...

Oscar, sana haberlerim var. Tennessee Yüksek Mahkemesi bir karar aldı. İnfazlar 8 ay ertelendi.”

Oscar’ın gözleri karardı. Beyni zonkluyordu. Dizlerinin bağı çözüldü.

Oraya çökecekti... Gardiyan kolundan tuttu. 

Birlikte çıktılar...

Şu hale bakın ki...

Bir “ölüm virüsü” ona hayattan 8 ay vermişti. Ve yeni umutlar...

Evet arkadaşlar, bu haber önceki gün ajanslardan geçtiğinde öylesine etkilendim ki...

Haberin Devamı

Bir mahkûm yakını uyanık avukatın müracaatıyla olmuştu bu...

İnfaz tanıklarının hapishaneye virüs taşıma ihtimali” nedeniyle yapılan başvuru, yüksek mahkeme tarafından uygun bulunmuştu.

Ardından yine ABD’nin Teksas eyaleti de benzeri bir karar aldı. Orada da idamı bekleyen 5 mahkûmun infazı 8 ay ertelendi...

Şimdi Missouri ve Ohio eyaletlerinde de infazların ertelenmesi bekleniyor.

Ne tuhaf değil mi?

Düşünün...

Bir yerde “ölüm” getiren bir virüs, başka bir yerde “hayat” veriyor...

Yani...

Birilerinin ölümü, başka bir ölümü durduruyor.

Şu hale bakın ki korona bize neler gösteriyor...

Doğanın intikamı diyoruz ya...

Laboratuvarda üretildi diyoruz ya...

Peki, “ölüm yolundaki bu mucize” için ne diyebiliriz...

Haberin Devamı

Sonuçta bu hayat, çözemeyeceğimiz rastlantılar ve sırlarla dolu...

Yazarın Tüm Yazıları