Paylaş
Suriye’nin kuzeyi için diplomatik açıdan tam bir ‘rest’ mesajı.
Diyor ki; “DEAŞ terör örgütü, Ocak-Haziran 2024 arasında Irak ve Suriye’de 153 terör saldırısı düzenledi. Bu sayı 2023’teki saldırıların iki katına yaklaştı. Saldırılardaki artış DEAŞ’ın birkaç yıldır azalan kapasitesinin ardından yeniden yapılanmaya çalıştığını gösteriyor.”
Haberi okuyunca kendi kendime sordum:
-Nereden çıktı şimdi bu bilgi?
-Ve ne oldu da ABD Merkez Komutanlığı bu bilgileri şimdi paylaşıyor?
Cevapları var elbette.
CENTCOM açıklamasını okumaya devam edelim: “DEAŞ’ı yenilgiye uğratma çabalarını sürdürmek ve dış saldırılar gerçekleştirmesini engellemek amacıyla ABD Merkez Komutanlığı, DEAŞ’ı yenilgiye uğratma ortaklarımız olan Irak Güvenlik Güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte operasyonlar yapmıştır.”
İşte bu. ABD Merkez Komutanlığı’nın Suriye Demokratik Güçleri dediği PKK/YPG’dir.
Yani diyor ki; “Sen Türkiye olarak Suriye ile normalleşme programına yürüt. Ama ben SDG yani PKK/ YPG ile çalışmaya devam edeceğim.”
Özeti ve anlamı bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriye ile normalleşme” çağrısından ve Lavrov’un Ankara ziyaretinden hemen önce bu açıklamanın zamanlaması önemlidir. Manidardır.
Gerçi biz bunu zaten biliyorduk.
ABD askerleriyle, PKK/YPG teröristlerinin Suriye’nin kuzeyinde birlikte çekilmiş fotoğraflarını biliyorduk. Tatbikatlarını biliyorduk.
Örnek mi? Buyurun...
İşte Türkiye’de arananların kırmızı listesindeki Mazlum Abdi ve arkasında Salih Müslim...
Yanlarında alkış tutan ABD’li General Paul Calvert.
ORTAKLIĞIN İLANI
ABD Merkez Komutanlığı’nın açıklamasında bir başka ilginç detay daha var.
Diyor ki; “2024 yılının ilk yarısında, 44 DEAŞ mensubunun öldürülmesi ve 166’sının gözaltına alınmasıyla sonuçlanan 196 DEAŞ operasyonu gerçekleştirmiştir. Suriye’de SDG ve diğer ortaklarla birlikte yürütülen 59 operasyon sonucunda 14 DEAŞ mensubu öldürülmüş ve 92’si gözaltına alınmıştır.”
Görüldüğü gibi CENTCOM açıktan PKK/YPG ile ortaklığını ilan ediyor.
NATO müttefiki Türkiye yerine PKK/YPG uzantısı olduğu belgelenmiş SDG ile ortak operasyonlar yapıldığının bu şekilde ilan edilmesinin elbette önemli bir nedeni olmalı. Acaba nedir?
Bu sorunun da bir cevabı var.
O cevabı bulabilmek için açıklamanın son bölümüne bakıyorum: “Irak ve Suriye’de serbest durumda bulunan yaklaşık 2 bin 500 DEAŞ mensubunun takibinin sürdürülmesi, DEAŞ’ın kalıcı olarak yenilgiye uğratılmasının kritik bir bileşenidir. Suriye’deki gözaltı tesislerinde bulunan 9 binden fazla DEAŞ tutuklusunun ülkelerine geri gönderilmesi ve Al Hol ve Al Roj kamplarından 43 binden fazla kişi ve ailenin ülkelerine geri gönderilmesi için devam eden uluslararası çabalar da aynı derecede önemlidir.”
Evet arkadaşlar... Şimdi sorularımızın cevaplarına gelebiliriz.
CENTCOM bu açıklamayı neden ve şimdi yapıyor?
Çünkü; Türkiye Putin üzerinden Suriye ile bir “normalleşme arayışı” başlatıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Esad’la görüşme çağrısı pozitif bir ivme kazanıyor.
Ve biliyoruz ki; Bu görüşmeler başladığında en önemli konuların başında Suriye’nin kuzeyindeki durum ortaya çıkacaktır.
Yani... Suriye’nin kuzeyinde ABD koruması altında kendisine özerk bir bölge oluşturmaya çalışan PKK/YPG teröristlerinin durumu.
Türkiye gibi Esad’ın da istemediği bu oluşum ne olacak?
Rusya bu konuda bazı garantiler verebilir mi?
Suriye ile normalleşme aşamasında Suriye rejim güçleri ve Türk askeri birlikte hareket edebilir mi?
İşte CENTCOM bu açıklamasıyla bütün bu ihtimallere karşı “Ben varım” diyor.
LAVROV’UN ANKARA ZİYARETİ ÖNCESİ
Bu açıklamayı Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Ankara ziyaretine göre de okuyabiliriz.
Lavrov’un Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme için Ankara’da önemli görüşmeler yapacağını biliyoruz.
İşte bütün bunları alt alta topladığımızda ulaştığımız cevap şu oluyor:
CENTOM, “Önümüzdeki dönemde DEAŞ’la mücadelede işbirliği yaptığım ve yapacağım SDG’ye yani PKK/YPG’ye dokunamazsınız. Ben oradayım” mesajını veriyor.
Bir anlamda “rest” çekiyor.
Şu cümle bunu açıkça ortaya koyuyor:
“Irak ve Suriye’de serbest durumda bulunan yaklaşık 2 bin 500 DEAŞ mensubunun takibinin sürdürülmesi, DEAŞ’ın kalıcı olarak yenilgiye uğratılmasının kritik bir bileşenidir.”
Bu cümlenin Türkçe meali şudur:
“Ben burada SDG ile birlikte DEAŞ’a karşı operasyonlara devam edeceğim.”
Yani...
Hesabınızı bu gerçeğe göre yapın...
ABD Türkiye için yıllardır “stratejik ortak” diyordu.
O ortaklıktan ABD’nin anladığı ise şuydu:
“Ben stratejiyi yaparım, sen ortak olursun...”
Peki bu defa öyle mi?
-Hayır.
-O Türkiye artık yok.
NOT: Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türkiye’den giden büyük bir devlet grubuyla KKTC’de Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl törenlerindeydik. Bu yazımın sonundaki sorunun cevabını bütün heybetiyle yaşadık.
Detaylar yarın...
Paylaş