UZANLAR'a ait ‘‘paçavralar’’ inanılmaz. Söylemediğim şeyleri sanki söylemişim gibi yazıp, beni toplumun bazı kesimlerinin gözünden düşürmeye ve bunlarla ‘‘kavga’’ ettirmeye çalışıyorlar.
Yok ben bilmem nerelilere ‘‘Maganda’’ demişim, yok başka bir yerin halkına ağır hakaret etmişim.
Yok şu, yok bu.
Vallahi benim adım Cem Uzan değil.
Ben neysem oyum.
Ne söylüyorsam, ne yazıyorsam hepsi burada veya Kanal D'de.
Uzanlar'ın bu ‘‘yalanlarıyla’’ yasa önünde zaten hesaplaşıyorum.
Her gün bana sürüyle dava kaybediyorlar.
Zeynep'in ve ihtiyacı olan ulaşabildiğim tüm çocukların eğitim parasını onlardan aldığım tazminatlarla karşılayacağım ki, hayatlarında ilk defa hayırlı bir işe paraları gitmiş olsun.
Ama sizi de uyarmak istedim. Uzanlar'ın emrindeki alçakların yazdıklarına sakın ola ki inanmayın.
DSP'nin bitikleri Derviş'e sarıldılar
KEMAL Derviş'in son günlerdeki tavrı ve Yeni Türkiye'ye dönüşen ‘‘Yeni Oluşuma’’a katılmayı geciktirmesi, bunların yanı sıra CHP ile sürdürdüğü diyalog, Yeni Oluşum'u ‘‘oluşturmaya’’ çalışanlardan bazılarını rahatsız etti.
Bu rahatsızlık dün bir miktar ‘‘açığa’’ çıktı.
Ancak sorun büyümeden çözüldü.
Kendini harcatmamak ve ‘‘sol’’u toparlamak isteyen Derviş, yüzde yüz gönüllü olarak olmasa da, Yeni Oluşum'a ve oluşumun partisi ‘‘Yeni Türkiye’’ye katılma konusunda garanti verdi.
Dün görüştüğüm Derviş'e çok yakın bir isim, ‘‘Sayın Kemal Derviş, 1 Ağustos'ta yurtdışından dönüyor ve döner dönmez Yeni Türkiye'ye katılıyor. Artık bu işin dönüşü yok’’ dedi. Hükümette de arkasında grubu olan bir bakan olarak kalmayı sürdürecek. Derviş'e ‘‘çok yakın’’ siyasetçinin de dediği gibi, artık bu işin dönüşü yok. Doğru.
Ama bu ‘‘hedefe giden’’ bir ‘‘tek yön’’ olarak görülebilir mi?
Herkesin kafasında sorular var.
‘‘Ecevit aynı Ecevit, Rahşan aynı Rahşan, DSP aynı DSP. Bu kopuşlar neden şimdi?’’ diye soranlar haklı. Neden çok açık. DSP artık yok.
Yeni Oluşumcular ayrılsa da yok, ayrılmasa da yoktu.
Oy oranı yüzde 4'lere inmiş, her geçen gün daha da inen bir parti.
Batan bir gemi.
Partinin içine bakınca pek de adam yok.
Rahşan Hanım'ın ‘‘toplama’’ ekibi. Siyaseti sürdürmesi mümkün olmayanlar çoğunlukta.
Ve bir, bilemedin iki parlak isim.
‘‘Yeni Oluşum’’ dediğiniz, aslında bu bir-iki parlak ismin şemsiyesi altında, bitmiş siyasi hayatlarını sürdürme umudunu taşımak isteyenler.
Yeni Oluşum dediğiniz, aslında Kemal Derviş ve İsmail Cem'e ‘‘atılmış’’ bir kazık.
Bu ikiliden, özellikle Kemal Derviş'in önünü kesmek için yapılmış ‘‘usta işi bir manevra’’.
Seçim takvimi çalışmaya başladığında CHP'ye geçmesi kuvvetle muhtemel Kemal Derviş'e uygulanan etkili bir ‘‘siyasal screen’’. Aynı zamanda Kemal Derviş'in katılımıyla seçimden 1. parti olarak çıkması muhtemel olan CHP'ye de koyulmuş bir baraj.
Kemal Derviş bütün bunları en az benim kadar görüyor.
Ama ne yazık ki ‘‘binmiş bir alamete, gidiyor kıyamete’’.
Kimbilir belki de, ‘‘bindirilmiş’’ demek daha doğru.
Parti mi, küskünler hareketi mi?
YENİ Oluşum'u başlatıp, Kemal Derviş'i ‘‘zorla angaje’’ edenler bir şeyi çok iyi hesap etmeliler. Bitik partilerden kopan ve ‘‘küskünler hareketi’’ haline gelen hiçbir hareket bugüne kadar başarılı olmadı. Yeni Türkiye, DSP'nin safralarıyla bir ‘‘küskünler’’ olayı olarak görünüyor. Kamuoyunun pek tanımadığı, tanıdıkları içinden ise sadece 2'sine ‘‘olumla baktığı’’ bir hareketin bu iki kişi sırtında yürümesi imkánsız. Kemal Derviş ve İsmail Cem bu yükü ve bu ‘‘safrayı’’ taşıyamazlar.
Bu yüzden de Yeni Türkiye içindekilerin tümünden daha fazla siyasi deneyimi olan İsmail Cem ve toplamının toplam güvenilirliğinden daha güvenilir olan Derviş, bu işi hızla ‘‘DSP artıklarından’’ kurtarmak zorundalar.
Aksi takdirde, Türkiye, Derviş gibi çok önemli bir adamı kaybeder.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kamuoyu adına hesap soranlara enayi muamelesi yapmadığımız zaman.