Uzanlar yüzünden yabancı sermaye gelmeyecek!

Uzanlar ile ilgili yazılarıma okurların büyük bölümü destek verirken, küçük bir azınlık bunu Cem Uzan ile aramdaki Galatasaray konusundaki anlaşmazlığa bağladı.

Oysa bu köşeyi yıllardır takip edenler bilir ki, Fatih Altaylı'nın köşesi, Fatih Altaylı'nın özel işleri için değil, ülke meseleleri içindir.

Uzanlar'ın Türkiye'de yıllardır sürdürdükleri ticaret anlayışını uluslararası alanda da geçerli kılmak istemelerinin Türkiye açısından büyük sıkıntı yaratacağını yazdım hep.

Motorola ve Nokia'nın 3 milyar doları yani 4,5 katrilyon lirayı bulan alacaklarının ödenmemesinin Türkiye'ye gelecek yabancı yatırımları etkileyeceğini, yabancı firmalarda Türk ortaklara karşı güvensizlik oluşacağını ve ülkenin ekonomik riskine bir de ‘‘ahlaki risk’’ ekleneceğini söyledim.

Öyle ya, yabancı ortakların dolandırıldığı, alınan malların paralarının ödenmediği bir ülkede kim iş yapmak isterdi ki!

Türk işadamları hukukun ne olduğu bilinmeyen Afganistan'a gitmediği gibi, Batılı yatırımcılar da Türkiye'yi aynen böyle görebilirdi.

Bu kaygılarımda ne denli haklı olduğumu dün Reuters Haber Ajansı'na bakınca bir kez daha anladım.

Reuters'a göre Amerikan yönetimi Uzanlar'ı sözleşmeye uymaya davet ederken, bu borcun ödenmemesinin ‘‘Türkiye'deki yatırım iklimini etkileyebileceğini’’ açıklamış.

Bunun anlamı şu: ‘‘Bu para ödenmez ve Motorola'ya hileyle ellerinden alınan hisseler geri verilmezse Türkiye'ye Amerikan sermayesi gelmez.’’

Amerikalı yatırımcılar, Amerikan yönetiminin sözünü dinlerler.

ABD yönetimi eğer Uzanlar yüzüden Türkiye'yi ‘‘riskli’’ ülke ilan ederse tek bir Amerikan firması Türkiye'ye beş kuruş yatırım yapmaz. Üstelik aynı şey bir Avrupa devi, Nokia için de geçerli.

Nokia'nın başına gelenlerden dolayı Fin hükümeti de devreye girmeye hazır.

Yani yakında Avrupa'dan da benzer sesler gelecek.

IMF ise epeydir açık tavrını koydu: ‘‘Motorola'ya parayı vermezseniz yardımları kesebiliriz.’’

Anlayacağınız Batı Uzanlar'dan alacağını şöyle veya böyle alacak.

Fakat Türkiye ABD'den daha zengin olmalı ki, Uzanlar'ın peşine düşmüyor.

Her halde ‘‘ABD Uzanlar'dan alır bize verir’’ diye düşünüyorlardır...

Kılıf var da minare eğri!

Genelkurmay'dan dün bir açıklama yapılarak Uzan biraderlerin askerlikle ilgili işlemlerinin tam olduğu ve gerekli belgeleri sundukları bildirildi. Suudi Arabistan'daki işverenleri ile yaptıkları iş akitleri, konsolosluk yazıları falan tammış.

Ben zaten aksini iddia etmedim ki. Elbette tam.

Çünkü çalışıyor göründükleri şirket babalarının şirketi.

Ben diyorum ki, belgeleri tam ama gerçeği yansıtmıyor.

Bir araştırma yapılsın.

O tarihlerdeki kredi kartı harcamaları, şirket karar defterleri incelensin.

Bunların yurtdışında göründükleri tarihlerde Türkiye'de olma ihtimalleri kuvvetlidir.

Yoksa minarenin kılıfı yok demiyorum ben.

Bilmem anlatabildim mi?

Nadire Mater'den açıklama

Nadire Mater ‘‘1 trilyona boğaz manzaralı lüks site’’ başlıklı yazımla ilgili olarak aradı.

777 bin Euro'luk projenin sadece bir internet sitesi kurmakla ilgili olmadığını, çok geniş kapsamlı bir çalışmayı kapsadığını söyledi.

Ben de Nadire Hanım'dan detaylı bilgileri bana yazılı olarak iletmesini rica ettim.

Yolladı.

BİA projesi Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, İPS İletişim Vakfı ve yüze yakın yerel medya kuruluşunun 1997 yılında Ankara'da topladıkları Yerel Medya Konferansı'nda doğmuş.

Mayıs 2000'de Nadire Mater projeyi yürütecekler adına AB Ankara Temsilciliği ile sözleşme imzalamış ve proje başlamış.

777 bin Euro'luk projenin 621 bin Euro tutan yüzde 80'i AB, gerisi ise proje müellifleri tarafından karşılanacakmış.

Bugüne kadar birinci yıl bütçesinin yüzde 80'i olan 330 bin Euro kasaya girmiş ve planlanan bütçeye uygun olarak sarf ediliyormuş.

Hibe olduğu için vergiden muafmış. Bütün ödemeler vergi usul yasaları uyarınca yapılıyormuş.

Tasarruf veya biriktirme yapmak mümkün değilmiş. Harcanmayan para iade ediliyormuş. Üstelik harcamalar plan ve onaylı bütçeye uygun olmak zorundaymış.

Vakıflar ve Maliye sürekli denetliyormuş. Her türlü harcama üç nüsha belgeli olarak yapılıyormuş.

18 ay sürecek olan projenin sadece yüzde 10'luk kısmı internet sitesine tahsis edilmiş.

Gerisi ise yerel medyanın güçlendirilmesine ve yerel medya mensuplarının eğitilmesine yönelik bir program çerçevesinde harcanıyormuş.

Bilgilerinize sunuyorum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Cumhuriyet'in ve Anayasa'nın ilkeleri konusunda kendimizi kandırmaktan vazgeçtiğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları