YİNE deprem... Yine ilk çökenler ‘‘torpilli’’ müteahhitlerin yaptığı kamu binaları.
Sabah radyoda öfkesini haykıran Bingöllü vatandaşın sözleri bu konuda yazılabilecek her yazıdan öte bir anlam taşıyordu:
‘‘Şu ahırı ben yaptım sapasağlam duruyor. Bu okulu müteahhit yaptı altında 200 çocuk yatıyor.’’
Orada yaşamını yitiren çocukların katili ne depremdir, ne de ‘‘hırsız’’ müteahhit.
O canların vebali, bu gibi hırsız müteahhitlerin Ankara'daki temsilciliğini yapan sözde ‘‘milletvekillerinin’’ sırtındadır.
Şimdi hepsi oraya akın edecek, acılı konuşmalar yapacak, oralarda boy gösterecek, televizyon kanallarına ‘‘Beni de çekin, bakın vatandaşımın acısını paylaşıyorum’’ mesajları gönderecekler.
Utanmadan, sıkılmadan, bu işin sorumlusu olduklarını bildiğimizi hesaba katmadan...
Bu pisliği bir kez daha yazmak niyetinde değilim.
Artık hepimiz neyin ne olduğunu ve bu memleketin neden bir türlü ‘‘adam olamadığını’’ biliyoruz.
Bugün bina yıkılır, yarın THY uçağı düşer.
Siz teknik meseleleri siyasi olarak ele alır, partizanlıkla iş götürürseniz bu sonuç normaldir.